It's the end of the world tradutor Turco
568 parallel translation
It's a strange world, isn't it? First time I came here, you were packing and it was the end of my life.
Ne kadar garip bir dünya, değil mi?
It's like the end of the world!
Dünyanın sonu geldi sanki!
It's the end of the world.
Dünyanın sonu sanki.
It's the end of the world, my boy.
Dünyanın sonu geldi evlat.
It's not the end of the world,'Ntoni.
Dünyanın sonu değil ya.
It's the end of the world.
Dünyanın sonu.
It's beautiful outside, like the end of the world.
Dışarda dünyanın sonu gelmiş gibi.
All right, Mother, but it's not the end of the world.
Tamam annesi, dünyanın sonu değil.
It's not the end of the world.
Dünyanın sonu değil.
It's not the end of the world!
- Kes. Dünyanın sonu değil!
You think it's the end of the world. But it's not.
Bunun dünyanın sonu olduğunu düşünüyorsunuz, ama değil.
The way the place caught fire and blew up, it was like listening to the end of the world.
Her yerde yangın ve patlamalar varmış, dünyanın sonunu dinliyormuş gibiydik.
Well, it's not the end of the world, not quite yet.
Bu dünyanın sonu değil, henüz değil.
- It's the end of the world.
- Bu dünyanın sonu.
It's the end of the world.
Bu dünyanın sonu.
It's the end of the world!
Bu dünyanın sonu!
It's not the end of the world, you know.
Dünyanın sonu değil ya bu.
Doctor says it's not the end of the world.
Doktor dünyanın sonu değil ya, diyor.
It's from the end of the world.
Dünyanın bir ucundan geliyor.
It's not the end of the world.
Dünyanın sonu değil ya.
At first, it's the end of the world because you're not on the team.
Başta oynatmıyorlar diye dünya başına yıkıldı sanırsın.
It's the end of the world. The end of hope. If I die, you die too.
Yaşam da bitti umutlar da ben öldüm.
It's going off. It's the end of the world!
Bu dünyanın sonu olacak!
We have no defense. If we lose this battle, that's the end of the world as we know it!
Eğer bu savaşı kaybedersek, bildiğimiz gibi bu dünyanın sonudur!
It's not the end of the world.
Üzülme hayatım. Dünyanın sonu değil.
It's not the end of the world, Jenny.
- Bu dünyanın sonu değil, Jenny.
I'm not saying it's wonderful news, but it's not the end of the world.
Bunun iyi bir haber olduğunu söylemiyorum ama dünyanın sonu da değil.
IT'S NOT THE END OF THE WORLD.
Bu Marcia mı?
You'll see, it's the end of the world.
Göreceksin, dünyanın öbür ucu.
No, it's not the end of the world.
Hayır, dünyanın sonu gelmedi.
It's not like it's the end of the world.
Dünyanın sonu gibi değil.
It's not the end of the world.
- Bu dünyanın sonu değil.
It's not the end of the world.
Bu dünyanın sonu değil.
- It's not the end of the world.
- Dünyanın sonu değil.
... that whatever actions the... uh, America took at the end of the war, it was for the welfare of the world at large.
Amerika, savaşın sonunda ne yapmış olursa olsun bütün dünyanın refahı içindi.
It's not the end of the world, is it?
Dünyanın sonu değil ya?
He's not making any sense. The end of the world is coming... and I will be the cause of it. It's too late.
Saçmalıyor.
- It's not the end of the world.
- Dünyanın sonu değil ya.
Like it's the end of the world.
Sanki dünyanın sonu gibi.
It's the end of the world.
İşte dünyanın sonu.
It's not exactly the end of the world for goodness'sake.
- Tanrı aşkına, bu dünyanın sonu değil.
It's not quite the end of the world.
Bu dünyanın sonu değil.
It's not the end of the world, it's just an accident.
Dünyanın sonu değil ya, bu sadece bir kaza.
As long as we're together, it's not the end of the world.
Birlikte olduğumuz sürece dünyanın öbür ucu da olsa mühim değil.
Goes in that room, they light him up, and that's the end of it... there's no eternal life for his soul, and the cruelty of the world?
Odaya girecek, cavlağı çekecek, hepsi bu kadar mı? Ruhu ölümsüz değil mi? Dünya zalim bir yer mi?
It's a lustful, selfish, end-of-the-world love.
Şehvetli, bencil, dünyanın sonu aşkı.
It's not the end of the bloody world.
Kahrolası dünyanın sonu değil!
"Oh, my God, it's the end of the world!"
"Tanrım, dünyanın sonu geldi!"
We stole it from the Nazis after the end of World War II. It's perfectly obvious.
İkinci Dünya Savaşından sonra Nazilerden çaldık.
Now, Marge, honey... It's not the end of the world.
Hey Marge, tatlım hadi ama üzülme.
It's not the end of the world.
Bu dünyanını sonu değil.