It's the middle of the night tradutor Turco
571 parallel translation
As I remember, it was in the middle of the night when Mademoiselle Maillard and I ran to the duchess's apartment and pounded on the doors.
Gece yarısı Matmazel Maillard ve ben düşesin odasına gittiğimiz zaman kapıdan gürültüler geliyordu.
- In the middle of the night, isn't it?
- Gecenin bir yarısında mı?
It ain't decent waking a man in the middle of the night.
Gece yarısı insanları uyandırmak hiç terbiyeli bir davranış değil.
It seems awful to have to wake her up in the middle of the night to tell her this.
Gecenin yarısında uyandırıp haber vermek çok zor olacak.
It might be the middle of the night.
Sanki gece yarısı.
It was provided for him by his mechanic... who had the brakes of his racing car disconnected... never dreaming that he would want to drive it in the middle of the night.
Asla gecenin bir yarısı araba sürmeyeceğini düşünen teknisyeninin, yarış arabasının frenlerinin bağlantısını kesmesi nedeniyle oldu.
After all, it was the middle of the night.
Hepsinin sonunda, saat gecenin yarısıydı.
It's so unusual for a patient to leave in the middle of the night.
Bir hastanın gece yarısı tabursu olması olağan değil.
I wouldn't give much for our chances... wandering around in the middle of the night trying to find something... that if we found it, it might kill us.
Fazla şansımız olduğunu düşünmüyorum... Yani, gecenin bir yarısı ortalıkta dolaşıp, bulduğumuzda bizi öldürebilecek bir şeyi aramak...
- It's the middle of the night.
- Gece'nin ortasındayım.
It's the middle of the night.
Gecenin bir yarısı.
It's... it's the middle of the night, darling.
Saat... Şafak söküyor, hayatım.
It's a damp, swampy area... in the middle of nowhere, full of quagmires... where thousands of bats fly around every night.
Rutubetli ve bataklık bir yer kuş uçmaz kervan geçmez, çıkmazlarla dolu bir yer bütün gece binlerce yarasa uçuşup duruyor.
But it's the middle of the night!
Ama gece yarısı oldu!
It's the middle of the night
Gecenin köründe, ne gürültü!
And in the mystery writer's soul, it is always the middle of the night.
Ve bir gizem yazarının ruhunda, bugün hep gecenin yarısıdır.
It's just like you to arrive in the middle of the night.
Ancak senin gibi biri gecenin bir vakti gelir zaten.
- It's the middle of the night!
- Gece yarısı bunu tartışmak zorunda mıyız!
It's club owners being called up in the middle of the night, and being told not to hire me or they're gonna lose their liquor licence!
Gece yarısı kulüp sahiplerinin aranıp beni kiralarlarsa içki ruhsatlarını kaybedeceklerinin söylenmesi.
I woke up in the middle of the night with it.
Gece yarısı bu hastalıkla uyandım.
I wake up, it's the middle of the night.
Uyanıyorum, geceyarısı.
- It's the middle of the night.
- Gecenin bir vakti!
Heard that whistle blowing, it was the middle of the night
O düdük sesini duydum Gecenin bir yarısıydı
- It's the middle of the night!
- Gece yarısı oldu!
Cut out all that screaming. It's the middle of the night!
Gece gece bağırmayı kes!
It's in the middle of the night.
Ama gece yarısı.
"It's in the middle of the night."
"Ama gece yarısı."
I felt that I just had to let her know,'cause sometimes when it's time to go bombing, you got to go late- - in the middle of the night.
Onun bunu öğrenmesini hissettim, bazen bombinge gittiğinde, eve gece yarısında gelirsin.
It's rough country out there, you might get bitten in the middle of the night.
Orası zorlu bir arazi, gece yarısı başınıza bir iş gelebilir.
- Carol, it's the middle of the night.
- Carol, saat gecenin yarısı.
It's the middle of the night.
Gece yarısı.
It would wake me up in the middle of the night just like you were there in the room with me.
Sanki odada yanımdaymışsın gibi, beni gece yarısı uyandırıyordu.
It's being dragged out of your house in the middle of the night by some... Whatever you are.
Gecenin yarısında evinden dışarı sürüklenmektir... hem de ne idüğü belirsiz bir şey tarafından.
- It's the middle of the night!
- Gecenin bir yarısı şu an!
oh, honey, it's all right. but what were you doing up... in the middle of the night?
Ben hariç, ve size dinlemeniz için ödüyorum.
I never told you this'cause it's not really a story... but one time I woke up in the middle of the night...'cause of this bright light in my face... like a flashlight. I couldn't think what it was.
Asla bu hikayeyi sana anlatmadım çünkü bu hikaye gerçek değil ama bir seferinde, gecenin yarısında uyandım çünkü, suratıma şu parlak ışık vuruyordu bir el feneri ışığı gibiydi.
It's the middle of the night.
Ama daha sabah bile olmadı.
It's happening in the middle of the night and no one knows what it means for sure.
Bu olay gecenin köründe gerçekleşiyor..... ve kimse bunun tam olarak ne anlama geldiğini bilmiyor.
It's the middle of the night, man.
Gecenin bir yarısı be adamım.
It's the middle of the bloody night here!
Burada gece yarısı!
Anyway, it came down - - crash - - in the middle of the night.
Neyse, gecenin bir yarısı tablo duvardan düştü.
Dr.Misaka was really upset... when you pushed it in the middle of the night last week.
Geçen gün, geceyarısı bunu yaptığınızda, Dr. Misaka çok kızdı.
Oh, I'll tell you, Al. It's Friday night I got a cup of herb tea we're with the girls we love and we're playing a game that's sure to become the next middle-aged craze.
Baksana Al, cuma akşamı Bir fincan bitki çayım var Sevdiğimiz kızlarla beraberiz ve orta yaşın yeni tutkusu olacağı kesin olan yeni bir oyun oynuyoruz.
It's the middle of the night and I don't know what...
Yalnızca, gecenin bir yarısı ve neler olduğu hakkında bir fikrim yok.
What are you doing here? It's the middle of the night.
Bu saatte burada ne işin var?
It's the middle of the night.
- Sonra yollar kalabalık olur.
It's the middle of the night.
Saat gece yarısı.
Like you can just get up and go in the middle of the night... and go your merry fucking way, and then stumble back in here like it's not rude?
... gecenin ortasında kalkıp gidebileceğini mi sanıyorsun? Ya da o yere gidip, hiç kaba değilmiş gibi dönebileceğini mi sanıyorsun?
You don't know what it's like to carry a child and give birth and get up with a sick child in the middle of the night.
Karnında bir çocuk taşımanın, onu doğurmanın ve gecenin bir yarısı hasta çocuğunla birlikte uyanmanın anlamını bilemezsin.
It's the middle of the night.
Gece yarısıydı.
I just hate waking up in the middle of the night not knowing who I am... or where I am... -... or even what I am. - It'll pass.
Sadece gecenin bir yarısı uyanıp kim olduğumu, nerede olduğumu hatta ne olduğumu bilememek çok kötü bir şey.