It's the other way around tradutor Turco
237 parallel translation
And beer's fermented on the bottom. Or maybe it's the other way around.
Ama emin değilim belki de bunun tersi.
If it were the other way around, I'd try to find out who you're hiding from.
Oysaki tam tersi olsaydı, ben kimden saklandığınızı öğrenmeye çalışırdım.
Well, let's put it the other way around!
Diğer türlü soralım.
It's always the other way around.
Başka yollar da vardır.
It's the other way around, isn't it?
Tersine, değil mi?
And he slowly drove around the block three times, and I could tell by the way he was looking at me that if I had been any other kind of a girl, it would have been the start of a very beautiful romance.
Yavaşça sokağın çevresinde üç defa dolaştı,... bana bakışından anladım ki eğer ben başka türlü bir kız olsaydım bu çok hoş bir gönül macerasının başlangıcı olabilirdi.
In the girl's case - Does it work the other way around?
Kızların davasında- - Tersi de işe yarar mı?
But, when it's the other way around, does it make any difference?
Ama, tam tersi olunca, fark yaratır mı?
It's the other way around.
- Saçma! Tam tersine.
Or maybe it's the other way around.
Belki de tersidir.
I think it's the other way around.
Bence onun canı sıkıldı.
Now it's the other way around.
Şu an işler tersine döndü.
You knew you were flying it, not the other way around, like today's things.
Nasıl uçurulurdu bilirsin, farklı değildir, aynı şimdikiler gibi.
It's the other way around.
Bunun başka bir yolu var.
- It's the other way around?
Tam tersi, değil mi?
- It's a nuisance the other way around.
- Aksi hiç çekilmez.
It's the other way around.
Başka bir yolu olmalı.
It will be dark when the lights go out and whoever took the things will bring them back and not the other way around!
Her yer karanlık olacak ışıklar kapanınca o şeyleri kim aldıysa geri getirecek, bu kadar basit.
Apparently, you think it should be the other way around. That's all.
Açıkcası sen tam tersi olması gerektiğini düşünüyorsun.
- When it's the other way around...
- Ama tersi olursa...
It's the other way around.
Düşündüğümüzün tam tersi.
Now it's the other way around.
Şimdi tersine döndü.
I'd say it's the other way around.
- Tam aksini düşünüyorum.
It's the other way around.
Tam tersi oldu.
well, it's just like you said it was, only it's the other way around.
Tıpkı söylediğiniz gibi, ama tam tersi oldu.
Maybe it's the other way around.
Belki de tam tersidir.
It's the other way around... "I was always groggy, my mind, so muddy."
Aksine... "Her zaman karışıktım, zihnim çok bulanıktı."
All right, now the way that you play it is... you pretend there's a force field all around your body... and you try and get as close to each other as possible... without actually touching.
Pekala, şöyle oynuyorsun : Bedenini çepeçevre saran bir güç alanı olduğunu varsayıyorsun ve birbirimize mümkün olduğu kadar yaklaşmaya çalışıyoruz ama hiç dokunmadan.
It's usually the other way around.
Genelde tersi olurdu.
But I think it's the other way around.
Ama belki de tersi doğru.
It's the other way around.
Sanırım tersi.
- It's the other way around.
- Bunun tam tersi.
It's the other way around.
Tam tersine.
Maybe it's the other way around.
Ya da tam tersi.
It's the other way around.
Etrafta başka bir yol daha var.
me... in the mirror You'd think it would be the other way around But that's "me" out there.
Tersinin mi olacağını düşünürdünüz, ama oradaki "ban", neredeyse kendini terkediyor gibi.
It's the other way around.
Diğer türlü daha iyi.
You've got it totally the other way around, my friend.
Tamamen yanlış yolun etrafındasın dostum.
- No, it's the other way around.
O seninkini ödeyecekti. Hayır, tam tersi.
- It's the other way around.
- Öteki türlü.
Jungians would say it's the characters who choose the writer, not the other way around.
Onu sen mi yönlendiriyorsun? Jung'cular, "Karakterler kendi yazarını seçer" der.
Well, who's to say that it doesn't work the other way around, that the way someone feels can affect the weather, that the weather is somehow an expression of Holman Hardt's feelings or-or-or better still, the feelings that he's not expressing?
Birinin hisleri de havayı etkileyemez mi? Hava, Holman Hardt'ın hislerinin dışavurumu veya daha da iyisi ; dışa vuramadığı hisleri olamaz mı?
It's the other way around.
Diğer yanın.
It's better to have a man waiting for you than the other way around. - I guess.
Güven bana, bir erkeği sabırsızca beklemendense onun seni beklemesi daha iyi.
No, hang on, it's the other way around, isn't it? Um, so, anyway, good luck, Lynda, and goodbye.
İ yi şansIar ve hoşçakaI, sohbet etmek ya da sesimi duymak için..
Looks like it's the other way around.
Şimdi tam tersi oldu galiba.
It's about unresolved issues you're not ready to deal with yet- - guilt, anger toward our loved ones- - that's why we conjure up spirits- - from the Virgin Mary to our dearly departed- - because we need to talk to them, not the other way around.
Bu senin henüz üstesinden gelemeyeceğin konularla ilgili- - suçluluk duygusu, sevdiklerimize karşı duyduğumuz öfke gibi. Bu yüzden ruhlardan bahsederiz, Bakire Meryem'den, yeni kaybettiğimiz sevdiğimize kadar.
It's the other way around.
Başka bir düşünce şekli daha var.
Now, I've seen it the other way around.
Ben de oranın karşısındaydım.
Maybe he's trying to stop her Or maybe it was the other way around
Belki adam onu durdurmaya çalışıyordu. Belki de başka bir biçimde olmuştur.
I think it's the other way around.
Gerçekten mi? Bence tam tersi.