It's the thought that counts tradutor Turco
133 parallel translation
It is only a cotton kimono, but it's the thought that counts.
Sadece pamuk bir kimono ama önemli olan düşünmesi.
It's the thought that counts.
Önemli olan düşünmen.
I don't care. it's the thought that counts.
Umurumda değil. Önemli olan düşünmen.
It's the thought that counts.
Düşünmen yeter.
It's the thought that counts.
Düşünmesi önemli.
It's the thought that counts
Davayı daha iyi düşünürsünüz!
It's the thought that counts.
Önemli olan niyet.
It's the thought that counts. Exactly.
Önemli olan düşünce.
- It's the thought that counts.
- Önemli olan düşünce.
Even if it's the thought that counts.
Tamam önemli olan düşünmektir ama...
- Pierre, it's the thought that counts.
- Pierre, düşünmen yeter.
But you're right, it is the thought that counts.
Ama sen haklısın, önemli olan düşünmüş olmak.
Anyway, it's the thought that counts.
Neyse, önemli olan düşünmen.
That's OK, it's the thought that counts.
Teşekkürler, hiç önemli değil. Nezaketiniz yeter.
It's the thought that counts.
Önemli olan düşünmek.
BUT IT'S THE THOUGHT THAT COUNTS, RIGHT?
Ama bu da birşeydir, değil mi?
IT'S THE THOUGHT THAT COUNTS.
Bu da birşey sayılır.
It's the thought that counts.
Düşüncesi yeter.
It's not much, but it's the thought that counts, right?
Fazla bir şey değil ama, önemli olan düşünce.
It's the thought that counts.
- Yaygın görüş bu.
"It's not the gift that counts. It's the thought."
"Önemli olan hediye değil, düşünmektir"
- It's the thought that counts.
- Önemli olan düşünmektir.
As with everything else, it's the thought that counts.
Her zaman olduğu gibi önemli olan niyetiniz.
As with everything else... it's the thought that counts.
Her konuda olduğu gibi önemli olan niyettir.
It's the thought that counts.
Düşünmen bile yeter.
Well, it's the thought that counts.
Çok ince bir düşünce.
Well, it's the thought that counts.
Peki, bu düşüncene katılıyorum.
So with a fond farewell from his closest friends and gifts of good luck, best wishes and useless junk... Although it's the thought that counts.
En yakın dostlarından içten bir veda uğurlar, iyi dilekler ve ıvır zıvır hediyelerle...
It's the thought that counts.
Ben öyleyim.
It's the thought that counts.
Bu düşünceyi kapsıyor.
- It's the thought that counts.
- Mümkündür.
I mean, it's the thought that counts.
Önemli olan düşünmek.
Well, I guess it's the thought that counts.
- Düşünmen bile yeterli.
It was two Lunchables but it's the thought that counts.
İki tane öğle yemeği paketi vardı. Ama düşünmesi yeter.
It's the thought that counts, Xena.
Düşünmen yeterli Zeyna.
It's the thought that counts.
Duruma bağlı.
Well, it's the thought that counts.
Bence düşünmek yetiyor.
I guess it's the thought that counts, isn't it?
Evet, önemli olan bunu düşünmüş olmak değil mi?
It's the thought that counts.
- Önemli olan düşünmesidir.
It was an awful idea, but I suppose it's the thought that counts.
Berbat bir fikirdi, ama sanırım önemli olan yapmaya çalıştığın şey.
- It's the thought that counts.
- Bu da bir fikir.
But it's the thought that counts.
Ama sayilir.
"It's the thought that counts"?
"Düşünmesi yeter"?
- It's the thought that counts. - Count me out.
Beni katma.
It's the thought that counts.
Önemli olan düşünmektir.
It's the thought that counts.
Önemli olan niyetti.
It's the thought that counts.
Önemli olan düşünmesi.
I really do. - It's the thought that counts.
Bu yüzden ona bayılıyorum.
Not that I'll understand what you're saying... but it's the thought that counts, right?
Ne söylediğinizi anladığımdan değil... ama önemli olan niyet, öyle değil mi?
It's the thought that counts. # # [Continues] Alice.
Sanırım bu fiyatı.
I guess it's the thought that counts.
Sanırım önemli olan, düşünce.