It's too cold tradutor Turco
423 parallel translation
It's too cold.
Hava çok soğuk.
It's cold, too!
Hem de soğuk!
It's too cold-blooded.
Çok sogukkanlï.
It's cold in Germany too, grandma.
Almanya da soğuk, nine.
If it ain't too much trouble, you could dust it off once in a while, and keep the kitchen door open a little so it won't get cold or damp.
Çok zahmet olmazsa, arada tozunu alıp rutubetten etkilenmemesi için mutfak kapısını açık tutabilir misiniz?
I wonder if it's too cold out here.
Burası çok mu soğuk.
She must have gotten a cramp. It's too cold to be swimming.
Deniz çok soğuk, kramp tehlikesi var.
If it's too hot in summer for human life and too cold in winter... and if it has more rain, fog, wind, and snow... than any other spot he can find, then he plants the American flag... and proclaims it a US Army camp.
İnsan yaşamı için yazları aşırı sıcak ve kışları aşırı soğuksa... bulabildiği diğer yerlerden daha yağmurlu, daha sisli... daha rüzgarlı ve karlı bir yer görürse Amerikan bayrağını dikip... orayı bir ABD ordugahı yapar.
It's too cold for an invalid to come.
Korkma. Bir sakat için hava fazla soğuk.
Oh, it was cold out there too, boss. It was —
Dışarısı çok soğuk patron.
- No, I don't want to, it's too cold.
- Hayır, istemiyorum, çok soğuk.
Before midsummer? It's too cold.
- Yaz daha gelmedi, çok soğuk olur.
It's too cold out.
Sen nasılsın?
It's ice cold, too.
Üstelik buz gibi.
If you want to sleep, then go inside, it's too cold here.
Uyumak istiyorsan içeri gir. Burası çok soğuk.
- No, no, no. it's too cold.
- Hava çok soğuk.
No, it's too cold.
Hayır, çok soğuk.
Well, it was too cold for us to go down to the river haunt.
Aşaıya inmek ve nehir kıyısına gitmek için çok soğuk olurdu.
It's always either too cold or too hot wherever there's a war on.
Nerede bir savaş olsa orası ya çok sıcaktır ya da çok soğuk.
It's too cold out.
Dışarısı çok soğuk.
It's too cold without a fire.
Ateş yakmazsak burası çok soğuk olur.
I'm afraid it's too cold.
Ne yazık ki hava çok soğuk.
I mean, it's too cold.
Yani çok soğuk.
It's too hot and too cold in here.
- Çok sıcak ve çok soğuk.
The bed's big. As long as it's not too big. I'd get cold.
Yatak odası üst katta olduğundan üşüyebilirim.
I'm afraid the... err... the liquid is not too warm, but the cold here is so intense, it even robs a flame of its heat.
Korkarım ateş yeterince sıcak değil, ancak buraların soğuğu çok fazla, Alevler bile soğuk.
The priest may have said to do this but it's too cold for it today...
Canım, rahip böyle yapmanı söylemiş olsa bile bugün hava çok soğuk.
It's too cold.
Çok soğuk.
But it's rather a large cold bed to sleep with only a hot water bottle for too long.
Ama yatağımız uzun süre bir sıcak su şişesine sarılıp yatmak için çok büyük ve çok soğuk.
It's not too cold or too hot there.
Orası ne çok soğuk ne çok sıcak.
- It's too cold for the terrace.
- Terasa çıkılmayacak kadar soğuk.
It's too cold for me
Benim için bile çok soğuk.
Anything, what we're having for dinner or if you think the water's cold after the storm. lf it's too cold to swim.
Akşam yemeği için bir şeyimiz yok. Eğer su fırtınadan sonra soğumuşsa, yüzmek için de soğuktur.
- Is it too cold? Now it's ice-cold!
Şimdi don o zaman.
It's not too cold outside? No, it's nice.
- Dışarısı soğuk mu?
No, it's too cold to eat there.
Artık orada yemiyoruz. Yemekler soğuyor.
Now they say it's too cold.
Şimdi de çok soğuk diyorlar.
- No, thanks. It's too cold for me.
- Hayır sağol, benim için fazla soğuk.
It's just too cold in here.
Burası çok soğuk.
I hope it's not too cold for you.
Umarım burası sizin için çok soğuk değildir.
- It's cold. - We'll coming home soon too.
Ben de birazdan evde olurum.
It's so cold. It's too early to get up.
Hava çok soğuk ve kalkmak için çok erken.
It's too cold to drop my pants.
Soyunmaya cesaret edemiyorum, çok soğuk.
It's too cold and I'm too old.
Çok soğuk ve ben çok yaşlıyım.
It's the water... too warm. They must have cold.
Suyu mesela.. çok sıcak.
But it's too cold there now.
Üstelik bu aralar hava çok soğuk.
It's too cold, eh?
Bu sene çok soğuk, değil mi?
It's too cold.
- Hayır, su fazla soğuk.
You can't collect welfare or work in a factory, it's too cold for excavating work.
Ne sosyal yardım alabilirsin ne de fabrikada çalışabilirsin. Kazı işlerinde çalışamazsın, hava çok soğuk.
- It's too cold to sleep outside.
- Dışarısı buz kesiyor.
But I like this place less and less. It's cold too.
Burada olmaksa bir o kadar kötü, çok soğuk bir yer.
it's too late 1593
it's too late for me 32
it's too much 352
it's too late now 142
it's too expensive 49
it's too loud 51
it's too early 104
it's too painful 30
it's too easy 69
it's too late for that 233
it's too late for me 32
it's too much 352
it's too late now 142
it's too expensive 49
it's too loud 51
it's too early 104
it's too painful 30
it's too easy 69
it's too late for that 233