It's too late for me tradutor Turco
238 parallel translation
It's too late for me.
Çok geç kaldık. Arkadan çıkıyorum.
It's too late in life for me to start thinking.
Düşünmeye başlamak için hayat benim için çok ilerledi.
I want to stay up late before it's... Too late for me to stay up late.
Çok geç olmadan, geç saatlere kadar durmak istiyorum.
It's too late for me, Carlo.
Benim için artık çok geç, Carlo.
Look at me, for the sake of God, before it's too late!
Çok geç olmadan bana bir bak tanrı aşkına!
Clara's been after me for months and months, sayin'it's never too late to learn.
Clara, bana aylarca, öğrenmek için hiçbir zaman geç olmayacağını söyledi.
For me, it's too late to choose.
Oysa ben bir seçim yapamam, artık çok geç.
before it's too late for me, too.
Benim için de çok geç olmadan.
It's too late to do any praying for me and expect satisfactory results.
Benim için artık dua etmek ve olumlu sonuç beklemek çok geç olur.
By the time you get out, it'll be too late for me.
Senin çıkmanı beklersem, çok geç kalmış olurum.
It's too late! - Not for me!
- Artık çok geç!
It's too late for threats. You let me contact the ship.
Gemiyle temasa geçmeme izin verin.
- Make him change his plea. - It's too late for that, Jame. But I'm glad you don't blame me anymore for what happened.
Bunun için çok geç, ama artık beni suçlamadığına sevindim.
Why not? Marija! It's too late, it's all over for me.
Pulun üzerinde adım, soyadım ve adresim yazıyor.
If you don't allow me to bring Dr. McCoy down here, it'll soon be too late to do anything for her.
Dr. McCoy'u ışınlamama izin verin, yoksa onun için geç olacak.
It's not too late for me to kill you, either!
Tam tersine, artık dönüşü olmayan bir yoldayım!
It's too late for me.
Benim için artık çok geç.
Do you think it's too late for me to study art?
Sence sanat öğrenmek için çok mu geç kaldım?
But maybe it's not too late for me to start.
Ama belki de başlamak için çok da geç değildir.
Now it's too late for me, but it's not for you. You can be saved.
Benim için çok geç, ama senin için değil.
It's too late for me, but you've got to stop them.
Benim için çok geç ama sen onları durdurmalısın.
And I can't answer them, because it's too late for me to change the structure.
Ve bunlara cevap veremem çünkü bütün yapıyı değiştirebilmek için artık çok geç.
Sweetheart, it's not too late for you to come back with me, before something terrible happens.
Hayatım, benimle gelmen için çok geç değil, kötü şeyler olmadan önce.
But soon it's gonna be too late for me to have a baby.
Ama yakında bebek sahibi olmam için çok geç olacak.
No, it's just that it's too late now for me to get anybody else.
Hayır, ne var ki başka birini bulmam için çok geç artık.
For me, it's too late, but not for you.
Artık benim için çok geç, ama senin için değil.
It's too late for me, but it's not too late for you.
Benim için çok geç ama senin için geç değil.
It's too late for me.
Benim için çok geç.
Now, someday you may evolve beyond this but it's too late for me.
Belki bir gün bunu aşacaksın ama benim için çok geç.
It's too late for me, Marge!
Benim için artık çok geç Marge!
It's too late for me.
Benim için çok geç artık.
I stepped into a private trap back there and I'd like to go and try to pull myself out of it before it's too late for me too.
Orada özel bir tuzağa girdim ve oraya gidip kendimi çıkartmam gerekiyor benim için çok geç olmadan önce.
It's too late for me but not for the others.
Benim için çok geç ama diğerleri için değil.
If this tape reaches Batman, I hope it's not too late for you to help me.
Eğer bu kaset Batman'e ulaşırsa, bana yardım etmen için hala çok geç değil.
Maybe it's too late for me.
Belki benim için artık çok geç.
Now, it's too late for me, but save your selves!
Benim için çok geç! Siz kendinizi kurtarın.
Well, it's too late for me.
Şey, benim için çok geç.
Do you think it's too late for me to begin my life over?
Tekrar hayatımı kurmak için çok mu geç kaldığımı düşünüyorsun gerçekten?
For what it's worth, he tried to warn me about the rebellion, and by the time I listened, it was too late.
Bir önemi var mı bilmiyorum ama beni isyan hakkında uyarmaya çalıştı. Ne yazık ki dinlediğim zaman çok geç olmuştu.
If it's too late for late registration and too early for early, you can always come to classes with Tara and me.
Eğer son kayıtları kaçırdıysan ve yeni kayıtlar için de daha çok erkense Tara ve benimle derslere gelebilirsin.
She can't move and I'm just... I'm worried that it's too late for me to cancel my meeting.
Kımıldayamıyormuş ama benim toplantımı iptal etmem için çok geç.
It's too late for me and Sally.
Onu çok fazla tanıyorum.
But it's not too late for me to prove that I can be a person of substance.
Ama dolu biri olduğumu kanıtlamam için çok geç değil.
It's too late for me now.
Benim için artık çok geç.
It's too late for me. I can't.
Benim için çok geç.Gidemem.
Thank you for freeing me, Valentin, but it's too late.
Beni serbest bıraktığın için teşekkür ederim ama çok geç.
I know it's too late for me, But I have something to say.
Sınıftaki yakın arkadaşlarımı ikna ettikten sonra Lee Dong-min, Jung Gyung-ho, ve Kwan Sae-joon'u ajan liderleriyle, Song Gyung-man ve Lim Byung-ho'yla iletişime geçirdim.
- Son, it's too late for me, and Meg's a girl.
Oğlum, benim için çok geç ve Meg bir kız.
I hate how I just took him for granted my whole life and now he's gone and it's too late for me to ever really know him, you know, like as an adult.
Hayatım boyunca ona gereken önemi vermedim. Sonra onu kaybettim ve artık onu tanımam İçin çok geç. Yani bir yetişkin olarak.
- It's too late for me.
Benim için çok geç.
It's too late for me to quit, Alice.
Bırakmam için çok geç, Alice.