It's very difficult tradutor Turco
649 parallel translation
Well, you know, i find it very difficult to believe that a girl of that sort should do such a thing.
Onun gibi bir kızın böyle bir şey yapmış olmasına inanmakta hayli zorlanıyorum.
It's certainly very difficult to get along with him these days.
Bu günlerde onunla anlaşmak oldukça zor.
It's very difficult for me to tell you this, but I'm afraid.
Söylemesi çok zor ama korkuyorum.
This is a very difficult place to get in, but it's much more difficult to get out.
Buraya girmek ne kadar zorsa çıkmak daha da fazla zor.
- Yes, but it's extremely difficult... our peasants and workers are, unfortunately very sympathetic... to the Russians.
- Evet, fakat bu çok zor bir görev... bizim işçi ve köylülerimiz, ne yazık ki Ruslara karşı... çok sempati duyuyorlar.
It's very difficult for a woman to send her husband away on their 10th anniversary... especially when he speaks as beautifully as you do.
Onuncu yıldönümlerinde, kadının kocasını başından atması çok zor bir olay hele ki koca senin gibi güzel konuşuyorsa.
It's very difficult for a person to have any private life in this family.
Bu ailede birinin özel hayatı olması çok zor.
But my Scotch blood is working right this minute... and it tells me that there is one thing in your life that's worrying you... something that you find very difficult to handle... because all your strength and your courage... and your authority in the town seems to be of no avail.
Ama tam bu dakikada İskoç kanım devreye giriyor ve bana hayatınızda sizi endişelendiren bir şey olduğunu söylüyor üstesinden gelmeyi çok zor bulduğunuz bir şey çünkü bütün gücünüz, cesaretiniz ve kasabadaki yetkiniz beyhude görünüyor.
Well, it's very difficult.
Şey, bunu anlatması zor.
It's very difficult, senora.
Çok zor, hanımefendi.
It's been a very difficult time for all the household.
Bütün ev halkı için zor geçti.
It's a very simple truth, yet some men find it difficult to understand.
Çok basit bir gerçek ama bazıları bunu anlayamıyor.
Oh, it's very difficult to judge people.
Oh, insanları yargılamak çok güç.
Well, it's difficult. Very difficult.
Bu çok zor, çok zor.
It's so hard to explain to you, but, you see, it's very difficult for people to rise above their class in Europe.
Bunu sana açıklamak o kadar zor ki.. ama görüyorsun, insanlar için Avrupa'da sınıf atlamak çok zor.
- It's very difficult.
Berbat bir şey.
It's a very difficult area, sir.
Orası oldukça çetin bir bölge efendim.
It's not very difficult.
Çok zor değil.
It's very difficult to translate these ancient Cyrillic inscriptions.
Bu eski Kiril yazıtları tercüme etmek çok zor.
It's very difficult to have to say this, but selling the bar only covers part of the 1.5 million that Yuri owed Mr. Minobe.
Bunu söylemek çok zor ama barın satışıyla gelen para, Yuri'nin Mr. Minobe'ye olan borcunun bir kısmını karşılıyor.
It's a very difficult job unless you do it right.
Doğru yapmazsan zor iştir.
It's very difficult,
Bu çok zor.
It's very difficult for a woman an attractive woman alone, you know.
Bu bir kadın için çok zor... Yalnız ve çekici bir kadın için çok zor.
It's getting very difficult to get any sleep around here.
Buralarda uyumak giderek güçleşiyor.
I can give you the exact dates. Now, it's very difficult to keep all that in one's head so...
Tarihleri kaydettim.
It's very difficult to...
Çok zor...
It's a very difficult recipe.
Bu zor bir tarif.
I know you don't understand me, but it's very difficult to even try to explain.
Beni anlamadığını biliyorum ama açıklamaya çalışmak bile çok zor.
Angel, your father sent Lurch for Mr. Hilliard, and it's very difficult for people to refuse Lurch.
Meleğim. Baban, Bay Hilliard'ı alması için Lurch'ü gönderdi. İnsanlar, Lurch'ü geri çevirmek konusunda epey zorlanır.
It's very difficult to answer that question.
Bu soruyu cevaplamak çok zor.
It's very difficult for me to say this.
Benim için bunu söylemek çok zor.
- Sister Agatha? - It's very easy to like Maria... ... except when it's difficult.
- Maria'yı sevmek çok kolay ama bazen de zor.
It's very difficult.
Çok zor.
It's a very difficult problem.
Çok zor bir durum.
But sometimes it's very difficult.
Ama bu bazen çok zor oluyor.
It's very difficult to explain.
Bunu açıklaması şimdi çok zor.
It's very difficult to tackle them
Onlar zorlu bir çetedir
You see, it's not very difficult to enter... into the lives of people.
Görüyorsun ya, insanların hayatına sızmak... o kadar da güç değil.
And yet it's not a very difficult thing.
Oysa hiç de zor bir şey değil.
Now, it's a very difficult job and the only way to get through it is, we all work together as a team.
Bakın, işimiz çok zor ve ancak ekip olarak birlikte çalışırsak başarabiliriz.
He takes bits of string, wood, dead budgerigars, sparrows, anything, but it does make the cashier's job very difficult ;
İp parçası, tahta, ölü muhabbet kuşu, serçe, her şeyi alıyor ama bu veznedarın işini çok zorlaştırıyor.
One thing I find very difficult to imagine is that one could have this incredible background in music and walk away f rom it without a second thought.
Bir şeyi bir türlü aklım almıyor bir insanın bu kadar müthiş bir müzik altyapısı varken nasıl düşünmeden herşeyi bırakıverir.
It's very difficult.
Bu çok zor.
It's a very difficult procedure, but it is possible to photograph this image.
Kısa süre önce, kurbanın ölmeden önce gördüğü son görüntünün retinada birkaç saat korunduğunu keşfettik.
You know it's very difficult to talk about that kind of thing especially when you speak a foreign language.
Biliyorsun, bunun hakkında konuşmak çok zor hele bir de özellikle yabancı dilde konuştuğunu düşün.
It's very difficult, Bobbie.
Bu çok zor bir karar Bobbie.
Yes, but it's very difficult because I'm so sick.
- Evet. Ama hasta olduğum için zorlanıyorum.
It's a very difficult job to do
Bu görev cidden çok güç
That's a very good question, but it's rather difficult to explain.
Bu çok güzel bir soru, ama anlatması biraz zor.
I'm not sure that I do. That's why it's a very difficult decision to make.
Bu nedenle karar vermek çok zor.
I understand that when you live alone it make you- - It's very difficult.
Anlıyorum, yalnız yaşadığınız zaman bu sizi...
it's very nice of you 19
it's very kind of you 45
it's very nice 212
it's very hot 34
it's very good 223
it's very pretty 63
it's very expensive 38
it's very beautiful 65
it's very cool 29
it's very funny 42
it's very kind of you 45
it's very nice 212
it's very hot 34
it's very good 223
it's very pretty 63
it's very expensive 38
it's very beautiful 65
it's very cool 29
it's very funny 42