It's your business tradutor Turco
2,002 parallel translation
It's none of your business.
Bu senin işin değil.
It's none of your business.
Bu seni ilgilendirmez.
It's none of your damn business.
Bunlar seni ilgilendirmez.
It's not your business.
Sana ne.
It's my two weeks, so it's really none of your business where I go.
Bu iki hafta bana ait ve nereye gideceğim seni ilgilendirmez.
It's none of your business..
Bu senin yüzünden değil..
It's none of your business.
Seni ilgilendirmez.
I know it's none of my business, but your arrangement with josef... are you ever afraid that he'll go too far, that he'll accidentally turn you?
Biliyorum, benim üzerime düşmez, ama Josef'la anlaşmanız... Çok ileri gidip kazara seni dönüştürmesinden hiç korkmuyor musun?
- Cassie, and D - it's none of your business.
- Cassie için yer bırakmıyor ve D - bu seni ilgilendirmez
It's none of your business.
Seni de ilgilendirmez.
- Sweetie, it's none of your business.
- Hayatım bu seni ilgilendirmiyor.
- It's none of your business.
- Çünkü seni ilgilendirmez.
It's none of your business.
It's none of your business. Seni ilgilendirmez.
It's none of your business.
Seni hiç ilgilendirmez.
Okay, good point. And not that it's any of your business,
Tamam, iyi nokta.
It's none of your business how I travel. Actually, it is.
- Nasıl yolculuk ettiğim sizi ilgilendirmez.
It's gonna hurt your business.
İşlerin zarar görecek.
- It's none of your business.
- Sizi hiç ilgilendirmez.
It's not your business.
Bunlar seni ilgilendirmez.
Amanda, it's none of your business.
Sürekli girip çıkıyorsun, terliyorsun ve gizemlisin.
Not that it's any of your business, But Marcus and I have an amazing sex life.
Seni ilgilendirmez ama Marcus'la harika bir seks yaşamımız var.
And blair- - it's none of your business.
- olan şey- - - Bu seni hiç ilgilendirmez.
Which is all that happened, not that it's any of your business.
Tabii ki bu olanlar seni hiç ilgilendirmiyor.
If it's none of your business, I shouldn't have to answer questions.
Sizi ilgilendirmiyorsa bu sorulara cevap vermemem gerekirdi.
I know you told us it was none of our business, but if House thinks that your Huntington's is affecting you, maybe it really...
Bizi ilgilendirmediğini söylediğini biliyorum ama House Huntington'un seni etkilediğini düşünüyorsa... -... belki de gerçekten- -
To have no say in your business, it's degrading.
Hayır'ı kabul etmeyen bir iş.. Onur kırıcı
It's not really any of your business is it?
Bu seni pek ilgilendirmez değil mi?
It's none of your business.
Bu seni hiç ilgilendirmez.
I mean, it's not any of your business.
Yani, seni hiç ilgilendirmez.
Not that it's any of your business, but Port Huron, Michigan.
Seni ilgilendirmiyor ama Port Huron, Michigan.
- - It's none of your business.
- Seni ilgilendirmez
It's none of your business what I do.
Benim ne yaptığım sizi hiç ilgilendirmez.
But it's our business so you mind your own
Fakat bu bizim işimiz bu yüzden aklını kendine sakla.
It's none of your business!
Sizi ilgilendirmez!
And, honey, it's your business.
Canım, bu seni ilgilendirir.
Well, it's none of your business.
Seni hiç ilgilendirmez.
- It's none of your business.
- Üstüne vazife değil.
It's one thing to keep your business to yourself, But it's another thing to go spread lies and hatred.
Kendi işine bakmak ayrı şey gidip yalan söyleyip kin kusmak ayrı şey.
Yeah, but it's not your job to put his business out there like that.
Ama onun meselesini böyle dışarı vurmak işin değil senin.
That's not my line of business We found out that you and your wetback friends have anything to do with this, it's gonna hurt.
Bunu öğrenicez ve o zaman arkadaşının canı çok yanacak
It's none of your business!
- Seni ilgilendirmez!
- It's none of your business!
- Bu seni ilgilendirmez.
You talk, I'll listen. But when I'm not here, what I do, who I talk to, what I think, it's none of your goddamn business, ok? And who the hell you think you're talking to now, cowboy?
Yani komplocu arkadaşlarınla takıldığın zaman veya şu lanet mitinglerden veya ne isim veriyorsan onlardan birine gittiğinde hala 62. kamyonun ve tabii ki itfaiyenin bir üyesisin tamam mı?
You sure as shit better take it. Or he'll bust open your glory hole like nobody's business.
Kabul etsen iyi edersin yoksa seni tuvalette yakalar ve bir güzel boku yersin.
Why are you talking if it's none of your business?
Madem seni ilgilendirmiyor niye konuşuyorsun?
Forgive me, princess, but the dull business of state is calling. As it is to your mother.
Beni affedin, Prenses fakat sıkıcı devlet işleri çağırıyor tabii annenizi de.
It's none of your damn business what I'm doing.
Ne yaptığım seni hiç ilgilendirmez.
It's your business. It concerns you.
- Bu senin işin, seni ilgilendirir.
Amanda, it's none of your business where I've been.
Amanda, nerede olduğum seni hiç ilgilendirmez.
Amanda, it's none of your business.
Amanda, bu seni hiç ilgilendirmez.
It's none of your business!
Bu seni hiç mi hiç ilgilendirmez!
it's your choice 290
it's your birthday 200
it's yours 974
it's your turn 401
it's your move 63
it's your decision 99
it's your call 289
it's your lucky day 103
it's your funeral 64
it's your turn now 40
it's your birthday 200
it's yours 974
it's your turn 401
it's your move 63
it's your decision 99
it's your call 289
it's your lucky day 103
it's your funeral 64
it's your turn now 40