It doesn't change anything tradutor Turco
163 parallel translation
Though my admitting it doesn't change anything.
Bunu kabul etmem bir şeyi değiştirmiyor.
But it doesn't change anything.
Ama bu hiçbir şeyi değiştirmiyor ki.
It doesn't change anything.
Bu bir şeyi değiştirmeyecek.
It doesn't change anything.
Hiçbir şeyi değiştirmez.
It doesn't change anything.
Hiçbir şeyi değiştirmiyor.
Maybe, but it doesn't change anything
Belki, ama bu hiçbir şeyi değiştirmez.
It was nice, but it doesn't change anything.
Çok güzeldi. Ama hiç bir şeyi değiştirmez.
We must just ensure that it doesn't change anything.
Hiçbir şeyin değişmemesini sağlamalıyız.
It doesn't change anything.
Bu hiçbirşeyi değiştirmez.
It doesn't change anything.
Bir şey değiştirmez ki.
That doesn't change anything, Dave, and you know it!
Bu hiçbir şeyi değiştirmez Dave. Bunu sen de biliyorsun.
This doesn't change anything - it just postpones the inevitable.
Bu bir şeyi değiştirmeyecek - sadece gerçeği erteleyecek.
IT DOESN'T CHANGE ANYTHING.
Bu bir şeyi değiştirmez.
It doesn't change anything.
Bu bir şeyi değiştirmez.
It doesn't change anything.
Anlamıyor musun? Bir şeyi değiştirmez.
- It doesn't change anything.
Bu hiçbir şeyi değiştirmez.
I appreciate the sentiment, Commander but it really doesn't change anything.
Düşüncelerini taktirle karşılıyorum ama bu gerçekten bir şeyi değiştirmiyor.
It doesn't change anything.
Tabi ki, bu hiçbir şeyi değiştirmez.
What Ford did was wrong! But it doesn't change anything... ... for any of us, does it?
Ford hata etti ama bizim icin degisen bir sey yok.
I'm flattered, but it doesn't change anything.
Böyle düşünmeniz gururumu okşadı ama bu bir şeyi değiştirmez.
This doesn't change anything about Saturday, does it?
Bu, cumartesi ile ilgili olanları değiştirmeyecek değil mi?
It should be 4000 and the writer doesn't want to change anything.
4,000 kelime olması lazım ve yazarı tek kelime bile çıkarmıyor.
Well, still, it doesn't... Doesn't change anything.
Şey, yine de bu bir şeyi değiştirmez.
But it doesn't change anything.
Ama o bir şey değiştirmez ki.
Leo, it doesn't change anything.
Leo, bu hiçbir şeyi değiştirmez.
Of course you're right, Starling... but it doesn't change anything.
Haklısın tabii, Starling... ama bu hiçbir şeyi değiştirmez.
But it doesn't change anything.
Ama bu bir şey değiştirmiyor.
It doesn ´ t change anything.
Değişen birşey olmicak.
If you do, it doesn't change anything between us, you have to know that.
Yardımına ihtiyacım var. Eğer yardım edersen, aramızada ki hiç birşey değişmiyecek. bunu bilmek zorundasın.
Well, it doesn't change anything.
Bu hiç birşeyi değiştirmez.
It doesn't change anything, but if you're wildly curious... yeah, it hurts.
Hiçbir şeyi değiştirmiyor. Ama çok merak ediyorsan,... Evet, can yakıyor.
But it doesn't change anything.
Ama bu hiçbirşeyi değiştirmez.
It doesn't change anything, and it makes me sad.
Hiçbir şeyi değiştirmiyor ve beni üzüyor.
- It doesn't change anything. But I can verify that he was sick for a little while.
- Bu bir şeyi değiştirmez ama kısa bir süre hasta olduğunu doğrulayabilirim.
It doesn't change anything, but I'm sorry.
Yararı yok ama gene de üzgünüm.
I'm flattered but it doesn't change anything.
İhya oldum ama bu hiçbir şeyi değiştirmez.
It doesn't change anything.
Farketmez.
Well, that's it. it doesn't change anything.
- Hiçbir şeyi değiştirmemiş. - Evlilik sözleşmesi mi imzalamış?
Hope it doesn't change anything.
Umarım bu bir şeyleri değiştirmez.
it doesn't change anything
Hiçbir şeyi değiştirmez.
If I let you walk out of here if I let you take him it doesn't change anything.
Buradan gitmene izin verirsem onu almana izin verirsem hiçbir şey değişmez.
Talkin'about it doesn't change anything.
Konuşmak, birşeyi değiştirmez.
But it doesn't change anything.
Ama bu hiç bir şeyi değiştirmez.
Of course it is, but it doesn't change anything!
Tabii ki saçma.
It doesn't change anything, except you know where the behavior comes from.
Sadece davranışın neden kaynaklandığını bilmiş olursun.
You can close your eyes, but it doesn't change anything.
Gözlerini kapatabilirsin ama bu bir şeyi değiştirmez.
Yeah, well, I'm sorry you feel bad, but it doesn't change anything, does it?
Evet, kendini kötü hissettiğin için üzgünüm. Ama bu hiçbir şeyi değiştirmez, değil mi?
Well, it's nice to hear, but it doesn't change anything,
Bunu duymak güzel. Ama hiçbir şeyi değiştirmez.
This doesn't change anything, does it?
Bu bir şeyi değiştirmez değil mi?
Well, it doesn't change anything.
- Ama bu hiçbir şeyi değiştirmiyor.
It doesn't change anything.
Bu hiçbir şeyi değiştirmez.
it doesn't hurt 114
it doesn't matter 3827
it doesn't fit 43
it doesn't exist 124
it doesn't make sense 437
it doesn't even matter 37
it doesn't suit you 52
it doesn't bother me 71
it doesn't work 306
it doesn't matter to me 71
it doesn't matter 3827
it doesn't fit 43
it doesn't exist 124
it doesn't make sense 437
it doesn't even matter 37
it doesn't suit you 52
it doesn't bother me 71
it doesn't work 306
it doesn't matter to me 71