It doesn't feel right tradutor Turco
334 parallel translation
- But it doesn't feel right.
- Ama doğru gibi gelmiyor.
But I feel guilty. It doesn't seem right for me to enjoy myself with Jacqueline gone.
Ama Jacqueline yokken eğlenince, kendimi suçlu hissediyorum.
It doesn't feel right.
Ters giden bir şeyler var gibi.
It doesn't feel right.
Bu hiç doğru değil.
doesn't give you the right to walk out of my life and then walk right back in any rainy night you feel like it
Yağmurlu gecelerde hayatıma dilediğin gibi girip çıkmaya hakkın yok, tamammı?
It stuck in practice yesterday, and it still doesn't feel right.
Dün antrenmanlarda yolda kaldı ve hâlâ pek iyi görünmüyor.
Sam, you're exploiting this situation and it just doesn't feel right to me.
Sam, durumu suiistimal ediyorsun ve bu bana hiç doğru gelmiyor.
I know it doesn't feel like it right now, but you did the right thing by telling Dorothy about Elliot.
Şu anda doğruymuş gibi gelmediğini biliyorum ama sen Elliot'tan Dorothy'ye bahsederek doğru şeyi yaptın.
I mean, I like you, I think you're a very nice person... but, I mean, it just doesn't feel right.
Yani, senden hoşlanıyorum, çok iyi bir insansın ama demem o ki, bu bana doğru hissettirmiyor.
It doesn't feel right.
Bu doğru gelmiyor.
- It doesn't feel right.
- Bu bana doğru gelmiyor.
- It doesn't feel right.
Bu doğru değil.
It doesn't feel right.
Doğru gelmiyor.
Yeah, it doesn't feel right.
Evet, bu hiç doğru değil.
It's doesn't feel right.
Pek hoş karşılanmaz.
No, Martha, it just doesn't feel right, because...
Hayır, Martha, doğru gelmiyor çünkü...
- It just doesn't feel right.
- Huzursuzum.
Oh, Al, it just doesn't feel right.
Al, pek olmuyor.
- It doesn't feel right.
- Doğru gelmiyor.
I mean, it doesn't have to last long or feel good or anything, right?
Yani, uzun sürmesi veya iyi hissetmek falan gerekmiyor, değil mi?
It just doesn't feel right.
Doğru gelmiyor.
Fitch. It doesn't feel right.
Bu doğru değil.
- I should not be saying this, but it doesn't exactly feel right to let him take the rap alone.
- Bunu demek bana düşmez ama, tek onun ceza alması doğru olmaz bence.
Doesn't it just feel right?
Ne kadar güzel, değil mi?
Somehow it doesn't feel right.
Uymayan bir şeyler var.
It just doesn't feel right to start the day without him licking me awake.
Beni yalayarak uyandırmayınca güne pekiyi başlayamadım.
Cassie... Look, this... it doesn't feel right. Okay.
Önümüzdeki konu, belirttiğiniz gibi, ne kadar çıkarınızın tersine de olsa bu adamın erken emekliliğe hak veren bir özrü olup olmadığı.
It's so... It doesn't feel right in here.
Burada kalmam pek doğru değil gibi.
I know it doesn't feel that way now but it will be all right.
Şu anda mümkün görünmediğini biliyorum ama her şey yoluna girecek.
Well, it just doesn't feel right to me.
Sadece bana doğru gelmiyor.
It just doesn't feel right anymore.
Bu doğru değil.
- It doesn't feel right.
Pekala o olabilirdi. Bilmiyorum.
It just doesn't feel right anymore.
Ama artık bu bana doğru gelmiyor.
It doesn't feel right, not talking to David until tomorrow.
Yarına kadar David ile konuşmamak iyi gelmiyor.
It just doesn't feel right. OK?
Ama bana hiç doğru gelmiyor.
See, the establishment doesn't want us having sex... because they know it makes us feel good, right?
Gördünmü, Mevcut düzen seks yapma hakkınsa sahip olmamısı istemiyor... Çünkü, onlar iyi hissetmemizi sağladığını biliyorlar, değil mi?
It just doesn't feel right.
Bana doğru gelmiyor.
I al ready said why. It doesn't feel right
"Bana, doğru gelmiyor." dedim ya!
It still doesn't feel right
Yine de bana yanlış geliyor.
It just doesn't feel right, Prue.
Doğru gelmiyor, Prue.
It doesn't feel right.
Doğruymuş gibi gelmiyor.
It just doesn't feel right, you not telling me.
Bana söylememiş olman doğru gelmiyor.
Now that Daphne is Niles'girlfriend, it doesn't feel right for me to ask her to pick up after me anymore, so...
Daphne, artık Niles'ın kız arkadaşı oldu. Bu yüzden arkamı toplamasını istemek hoş olmuyor.
If it doesn't feel right, You can always break up with her.
Doğru gelmiyorsa her zaman için ondan ayrılabilirsin.
But, hey, if it makes you feel any better they don't print the name, so it doesn't really matter who gets credit, right?
Ama eğer daha iyi hissedeceksen söyleyeyim, altına isim yazmadılar. Bu yüzden kime ait olduğu pek önemli değil Öyle değil mi?
- It doesn't feel right.
- Şimdi öyle hissetmiyorum.
Believe me, it just doesn't feel right.
İnan bana, bazı şeyler doğru gelmiyor sanki.
Look, if this doesn't feel right, we'll just... cut it short and come home.
Bak, eğer bu bize doğru gelmeyecek olursa, kısa kesip hemen eve döneriz.
I've been thinking about this vice-presidency and it... it doesn't feel right.
Adam. Bu başkan yardımcılığı konusunu düşünüyordum da. Bana doğruymuş gibi gelmiyor.
It... doesn't feel right.
Dokusu değişik.
What do you mean it doesn't feel right?
Dokusu değişik ne demek?
it doesn't matter 3827
it doesn't hurt 114
it doesn't fit 43
it doesn't exist 124
it doesn't make sense 437
it doesn't suit you 52
it doesn't even matter 37
it doesn't bother me 71
it doesn't work 306
it doesn't matter to me 71
it doesn't hurt 114
it doesn't fit 43
it doesn't exist 124
it doesn't make sense 437
it doesn't suit you 52
it doesn't even matter 37
it doesn't bother me 71
it doesn't work 306
it doesn't matter to me 71