It doesn't make any sense tradutor Turco
1,047 parallel translation
I'm sorry It doesn't make any sense
Özür dilerim. Sana anlamsız gelecek.
It doesn't make any sense to me.
Bana hiç mantıklı gelmiyor.
IT DOESN'T MAKE ANY SENSE FOR YOU TO HAVE A PROBLEM WITH THAT D.A.
Bölge savcısıyla sorun yaşaman hiç mantıklı değil.
It doesn't make any sense.
- Bu hiç mantıklı değil.
And I am feeling like an idiot having set in motion stuff that doesn't make any sense, that doesn't match, and yet I am doing it.
Ve bir aptal gibi hissediyorum. Tüm ekip ve ekipmanla setteyim, anlamlı bir şey çıkaramıyoruz ve uyumu sağlayamıyorum ve hala yapmaya devam ediyorum.
None of it makes any sense, but when you get right down to it, love just doesn't make a whole lot of sense.
Hiç biri mantıklı değildir ama meselenin özüne indiğinizde, sevginin kendisi de çok mantıklı değildir.
It doesn't make any sense!
Hiç mantıklı gelmiyor!
It doesn't make any sense!
Hiçbir anlamı yok.
It doesn't make any sense.
- Hayır! Olacak iş değil bu!
It just doesn't make any sense, and there's Jack, too.
Bu çok mantıksız! Ve biliyorsun ki Jack var.
- It doesn't make any sense.
- Diyet hiçbir işe yaramıyor.
It had nothing to do with me. I mean, why am I cheering for my team? It doesn't make any sense.
Devlet denetimindeki kurumlar, hükümetler genellikle şiddet içeren yerel güç mekanizmasını temsil eder.
And it just simply doesn't make any sense to ask the general population to dedicate themselves to this task on every issue.
Haberlerin reklama oranı nedir? Yüzde 60'ı reklam. Bu büyük bir oran gibi görünebilir ama aslında ortalamanın altında.
It just doesn't make any sense.
Hiç anlamıyorum.
Wait, it doesn't make any sense at all.
Bekle, hiç anlamı yok ama.
It doesn't make any sense.
- Dur. Mantıklı gelmiyor.
It doesn't make any sense.
Bu birşey ifade etmiyor.
- It doesn't make any sense.
- Çok anlamsız bu!
It doesn't make any sense.
Hiçbir anlamı yok.
It doesn't make any sense.
Bu hiç mantıklı değil.
It doesn't make any sense.
Hiç bir anlamı yok.
It doesn't make any sense.
Bu çok anlamsız.
Because it doesn't make any sense, that's why.
- Çünkü bunun bir yere varacağı yok.
It doesn't make any sense!
Bu çok anlamsız!
It doesn't make any sense.
Hiç anlamlı değil.
- Because it doesn't make any sense.
- Çünkü hiç mantıklı gelmedi.
It just doesn't make any sense.
Olanlara hiç anlam veremiyorum.
But it doesn't make any sense.
Ama bu çok saçma.
It doesn't make any sense.
Birşey ifade etmiyor.
Doesn't make any sense at all, does it, Mr Poirot?
Kulağa çok anlamsız geliyor, değil mi, Bay Poirot?
It just doesn't make any sense.
Bu çok anlamsız.
- Oh, it doesn't make any sense to me.
- Bana hiç mantıklı gelmiyor.
But it doesn't make any sense.
Fakat hiç mantıklı değil.
It doesn't make any sense.
Bu daha anlamlı yapmaz.
It doesn't make any sense.
Bunun hiçbir anlamı yok.
It's like robbing Peter to pay Paul. It doesn't make any sense.
Peter'ı soyup, Paul'e vermeye benziyor, çok saçma.
It doesn't make any sense.
Hiç mantıklı değil.
- It doesn't make any sense.
- Bu çok mantıksız.
- It doesn't make any sense.
- Bu hiç mantıklı değil.
It doesn't make any sense.
Hiç bir anlam ifade etmiyor.
It doesn't make any sense.
Ben de çözemedim.
It doesn't make any sense.
Anlamsız olur.
- It doesn't make any sense.
- Mantıklı değil.
I know it doesn't make any sense.
Çok mantıksız olduğunu biliyorum.
No, it doesn't make any sense.
Hayır, hiç mantıklı değil.
I know it doesn't make any sense.
Sana anlamsız geldiğini biliyorum.
It doesn't make any sense.
Hiçbir mantığı yok
It doesn't make any sense that the Trojans believed that.
Truvalıların bunu yutması hiç mantıklı gelmiyor.
It doesn't make any sense.
Hiçi bir anlam ifade etmiyor.
Now, the way he walked away... It just doesn't make any sense.
Bu şekilde ayrılması bana çok mantıksız geliyor.
- I mean, it doesn't make any sense.
- Demek istediğim, birşey ifade etmemesi.