It doesn't matter to me tradutor Turco
333 parallel translation
Even if the first thing you noticed about me was my money... it doesn't really matter to me.
Önce paramla ilgileniyor olmanı umursamam.
It doesn't matter to me that the sun has risen already.
Güneşin doğmasını bile istemiyorum.
And if you get bored with me, all you've got to do is to get up and go away and it doesn't matter.
Eğer sohbetimden sıkılırsanız kalkıp gidersiniz. Bununda bir önemi olmaz.
It doesn't matter to me whether you go or stay.
İster git, ister kal, benim için fark etmez.
It doesn't matter to me. That's all over now.
Her şey çoktan bitti.
It doesn't matter to me.
Benim için fark etmez.
It doesn't matter to me if you don't believe me, but I'd like to give you one last chance.
Bana inanmasan da, benim için fark etmez, lakin, sana son bir şans tanımak istedim.
I know you'll despise me for stooping to this, but it doesn't matter what you think of me if i can stop you from marrying him.
Biliyorum bu kadar alçaldığım için beni suçlayacaksın, ama bu evliliği durdurduğum sürece ne düşündüğün hiç önemli değil.
It doesn't matter to me one way or the other.
Benim için bir önemi yok.
It doesn't matter what happens to me.
Ama kendinle barışık yaşamayı öğrenmelisin.
Afterwards till your boat comes, whether you lock it or not doesn't matter to me.
Tekne gelene kadar kilitlemen veya açık bırakman beni ilgilendirmez.
Don't think I'm rude, but it doesn't matter to me what an art critic says.
Kabalık etmek istemem ama bir eleştirmenin ne dediği umurumda değil.
It doesn't matter to me.
Her şeyi göze aldım.
It doesn't matter to me.
Beni ilgilendirmez.
Now, it doesn't matter to me.
Artık aldırdığım yok.
It doesn't matter that you can't speak to me
Benimle konuşamıyor olman sorun değil.
- Yes or no, it doesn't matter to me.
Kabul edip etmemenizin benim için hiç bir önemi yok.
If it's to protect the village, what happens to an old guy like me doesn't matter a bit.
Aptal olma. Konu eğer köyü korumaksa benim gibi yaşlı bir moruğa ne olduğunun ne önemi var.
It doesn't seem to matter very much to me.
Beni çok etkilediğini söyleyemem doğrusu.
It doesn't matter to me.
Benim için önemi yok.
I know it doesn't matter to you, but it drives me crazy when you start buying pieces you don't know anything about.
Tabii, senin için fark etmediğini biliyorum ama hakkında hiçbir şey bilmediğin şeyleri satın alman beni çileden çıkarıyor.
It doesn't matter to me what I do.
Ne yapacağımın benim için bir önemi yok.
We've got some difficult days ahead... but it doesn't really matter with me now... because I've been to the mountaintop.
Zor günler bizi bekliyor ama artık bir önemi yok. Çünkü dağın zirvesini gördüm.
It doesn't matter to me ifyou confess or not.
İtiraf edip etmemeniz de önemli değil.
It doesn't matter To me, you are always the champion
ne önemi var ki ne olursa olsun sen benim hep şampiyonumsun
As a matter of fact, it doesn't belong to me.
Aslına bakarsanız, bu katır bana ait değil.
And I don't care. It doesn't matter to me.
Umurumda değil.
It doesn't matter to me how late it is. I'll keep it warm.
Ne kadar geç olursa olsun, benim için fark etmez.
It doesn't matter who and don't look at me like that, Doctor, because I'm not going to throw a violent fit,
Kimin söylediğinin bir önemi yok, bana öyle bakmayın doktor. çünkü şiddet uygulamayacağım.
It doesn't matter! Do you remember me giving it to you?
Size verdiğimi hatırlıyor musunuz?
It doesn't matter to me.
Benim için farketmez.
It doesn't matter to me as long as it ends.
- Bitsin de, nasıl olduğu umrumda değil.
Listen, forget what I have said, it doesn't matter to me.
Dinle, ne söylediğimi boşver, benim için önemli değil.
It doesn't matter to me how long you've been away, five or ten years.
İster beş yıl olsun ister on, uzun süre görüşmesek de fark etmez.
Whoever you are. It doesn't matter to me.
Kim olduğunuz, önemli değil aslında.
It doesn't matter for you to insult me
Bana hakaret etmen için bir sebep yok.
It doesn't matter to me. But you're wrong!
Sorun değil, beni ilgilendirmez zaten.
Doesn't matter to me,'cause I'm gettin my $ 100,000 any which way you want it.
Beni bağlamaz, çünkü ben sonuçta 100 bin dolarımı alacağım.
Unless he's up there to throw off his wife, it doesn't matter to me.
Eğer karısını aşağı atmak için çıkmıyorsa, benim umurumda değil! ?
Oh, it doesn't matter to me, You can meet who you like,
Bence hiç sorun değil. Kiminle istersen buluşabilirsin.
Doesn't matter to me, as long as they want it real bad.
Onu bu kadar çok istedikleri sürece benim için fark etmez.
If I tell you, you're not going to believe me... but I have to tell you... so it really doesn't matter if you don't believe me.
Sana anlatırsam bana inanmayacaksın ama sana anlatmalıyım bu yüzden inanmasan da beni bağlamaz.
It doesn't matter to me.
Benim için bir önemi yok.
You didn't say anything wrong. It doesn't matter to me how old people think I am. It doesn't.
Ne kadar yaşlı olduğumu sanırlarsa sansınlar.
It really doesn't matter to me.
- Benim için hiç fark etmez.
Then we'll just go for a walk or a drink. It doesn't matter to me.
O zaman yürüyüşe veya içki içmeye gidelim.
It doesn't matter to me.
Benim için bir önemi yok. Norstadt!
Well, it doesn't matter to me what you are as long as you're honest.
İyi, ne olacağın beni ilgilendirmiyor, dürüstsen ne olacağın önemli değil.
Elaine this pilot, it doesn't matter to me.
Elaine bu dizi benim için önemli değil.
It doesn't matter to me... who you were.
Geçmişte kim olduğunun benim için bir önemi yok.
- Hey, it doesn't matter to me.
- Hey, benim için de farketmez.