It doesn't work like that tradutor Turco
351 parallel translation
It doesn't work like that.
İşler böyle yürümez.
It doesn't work like that, friend.
Bu iş öyle olmaz dostum.
- No, it doesn't work like that.
- Hayır, böyle yürümüyor mesele.
But I'm afraid it doesn't work like that.
Ama korkarım işler böyle yürümüyor.
It doesn't work like that.
Hayır, bu şekilde işlemiyor.
But it doesn't work like that.
Ama bu böyle yürümez.
It doesn't work like that though, Father.
İşler böyle yürümüyor, Peder.
It doesn't work like that.
Düzen böyle işlemiyor.
But it doesn't work like that.
Ama öyle olmuyor.
It doesn't work like that.
Bedenimiz öyle çalışmaz.
Dad, it doesn't work like that.
O işler öyle olmuyor baba.
But every now and then - not very often, but it happens - you catch a glimpse of a world that doesn't work like that.
Ama her zaman şimdi ve sonra çok sık değil ama, bu olur, böyle olmayan bir dünya gözünüze takılır.
It doesn't work like that.
Bu işler böyle yürümüyor.
- Sorry, it doesn't work like that.
- O kadar kolay değil.
Now, John, you know it doesn't work like that.
John, işler böyle yürümüyor bilirsin.
You think you can empty your mind and let go but it doesn't work like that.
Zihnini boşaltıp ve öylece gidebileceğini sanıyorsun ama işler böyle yürümüyor.
It doesn't work like that.
Böyle yürümüyor.
But it doesn't work like that.
- Bu çok kolay olurdu, değil mi?
- It doesn't work like that.
- Bu şekilde olmuyor.
Because it doesn't work like that.
Neden olmasın? Çünkü bu böyle yürümüyor.
I mean, sure, he can be obsessed with his work... ... and sometimes it's like... ... that he doesn't see me.
Yani, tamam, işine saplantı derecesinde bağlıdır ve bazen şey gibi olur sanki beni hiç görmüyormuş gibi.
It doesn't work like that.
İşler öyle yürümüyor.
I'm doing it because my sister has had to work 16 hours each day... since she got here because her husband... can't pay the hospital bills, he doesn't have medical cover... like million other people in this fucking country... that is the richest in the world!
Çünkü o bütün gün çalışıyor. Kocası hastane de ve kız kardeşimin hastane masraflarını karşılaması gerekiyor! Bu lanet ülkedeki 40 milyonun, insan gibi sağlık sigortası yok!
- It doesn't work like that, and I can't tell you why.
Bu işler böyle yürümez. Nedenini söyleyemem.
- It doesn't work like that.
- Bu iş öyle yürümüyor. - Her neyse.
It doesn't work like that.
Bu şekilde olmaz.
It's like an alien dictionary with hundreds of languages programmed into it, and it can learn new languages very quickly but it doesn't always work, and when that happens, it's up to me to try to translate.
Yüzlerce dille programlanış bir sözlüğe benziyor ve yeni dillere çabucak adapte olabiliyor ama bu her zaman işe yaramayabiliyor işte böyle zamanlarda ben çevirmeye çalışıyorum.
- It doesn't work like that.
- - İşler böyle yürümüyor.
It doesn't work like that.
İşler böyle yürümüyor.
- It doesn't work like that.
- İşler böyle yürümez burada.
It doesn't work like that.
Öyle olmuyor işte.
It doesn't work like that.
Bu böyle işlemez.
But it doesn't work like that.
Ama işler öyle yürümüyor.
- It doesn't work like that.
- Bu şekilde işe yaramaz.
It doesn't work like that.
Bu şekilde çalışmıyor.
- It doesn't work like that.
- Öyle işe yaramıyor.
We bring the worst out in each other, and it doesn't have to be like that. I mean, we could have a more honest and supportive relationship if we were willing to work on it.
Bunu denemeye istekli olursak daha dürüst davranıp, birbirimize daha çok destek olabiliriz.
It doesn't work like that. It's been months.
İşe yaramaz.
It doesn't work like that.
Öyle olmaz.
- It doesn't work like that.
- Bu iş öyle yürümez.
Yeah, I'm afraid it doesn't work like that in the "land of the free."
Sanırım özgürlüğüme asla kavuşamayacağım.
It doesn't work like that!
Bu işler böyle yürümüyor!
I'm afraid it just doesn't work like that.
Üzgünüm ama işe yaramaz.
It doesn't work like that.
O öyle çalışmaz.
"take a chance on doing something that doesn't seem like it's going to work."
"İşe yaramayacağını düşündüğün şeye şans vermek."
Um, it doesn't really work like that.
Ya da eşcinsel!
No, it doesn't work like that.
- Hayır, öyle olmuyor.
Actually it doesn't work like that.
- Tabii!
Hang on a second, it doesn't work like that.
Dur bir saniye, bu biraz alışılmışın dışında.
It doesn't work like that.
Bunu sana ben söyleyemem.
- Never. - Okay, it doesn't work if you answer like that, so...
- Öyle cevap verirsen olmaz.