It has nothing to do with me tradutor Turco
165 parallel translation
It has nothing to do with me.
Ama benimle bir alakası yok.
It has nothing to do with me
Hiçbir şeyim yok.
It has nothing to do with me.
Benimle yapacak bir şey yok.
Your Excellency, it has nothing to do with me Flog him or he won't admit, come on
Ekselansları, bunlarla alakam yoktur itiraf edinceye kadar, dövün, hadi
I mean, it has nothing to do with me.
Benimle bir ilgisi yoktu yani.
Your conspiracy has failed again I suppose you won't believe even if I told you that it has nothing to do with me
Komplon gene işe yaramadı! Sanırım peşimi asla bırakmayacaksın... verdiğim serveti istemedin!
- It has nothing to do with me.
- Benimle bir ilgisi yok
It has nothing to do with me either.
Benle de alakası yok. Hadi ama bin.
I told you it has nothing to do with me!
Onun benle işi olamaz demiştim sana.
It has nothing to do with me anymore.
Artık benimle bir ilgisi yok.
- It has nothing to do with me.
- Benim hiçbir ilgim yok.
I'll give you sources where you can find thousands more. And it has nothing to do with me. It has to do with marginalising the public and ensuring that they don't get in the way of elites who are supposed to run things without interference.
Şimdi bu doktrinlerin de altını çizdiğimize göre, belli bir demokrasi algısı olduğunu söyleyebiliriz.
I don't care, it has nothing to do with me.
Bana neyse sanki! Umurumda değil ne giydiğin.
Well, it has nothing to do with me.
Aslında benimle alakalı bir şey değil.
- It has nothing to do with me.
Beni hiç ilgilendirmiyor.
It has nothing to do with me.
Sen insanlara bakıyorsun.
I know that it has nothing to do with me. It's...
Benimle bir ilgisi yok.
It has nothing to do with me.
Benlik birşey yok.
I know you miss your dad. And he loves me very much. You both do, and it has nothing to do with me.
Babanı çok özlediğini biliyorum... ve beni çok seviyor ikiniz de beni seviyorsunuz, ama tekrar birleşmeniz bana bağlı değil.
It has nothing to do with me
Benimle alakası yok.
Your war, it has nothing to do with me.
Senin savaşın beni ilgilendirmiyor.
But it has nothing to do with me.
Fakat bunların benimle alakası yok.
It has nothing to do with me now.
Bu artık beni ilgilendirmiyor.
It has nothing to do with me.
Bunun benimle bir alakası yok ki.
It has nothing to do with me.
Beni ilgilendirmiyor.
This has nothing to do with you. It's me.
Bunun seninle bir ilgisi yok.
Sergeant, excuse me that my ignorance is not on your level, but "seduction" has nothing to do with it.
Cehaletimin sizin seviyenizde olmamasını bağışlayın çavuş ama bunun isyanla hiç mi hiç alakası yok.
Geneviève helps me as much as she can : It has nothing to do with her :
Geneviéve elinden geldiğince yardım ediyor ama ihtiyacımız çok fazla.
But it has nothing to do with the attack on me.
Bana yapılan saldırıda elden birşey gelmezdi.
Can you give me your solemn oath, as a foreigner, that if the answer has nothing to do with the murder, you'll treat it confidentially?
Bana söz verir misiniz, onurunuz üzerine bir söz ki... söyleyeceğim şeyin cinayetle hiçbir ilgisi yoksa bu sırrı herkesten saklayacaksınız.
She has nothing to do with it, it's me!
Onun bununla hiçbir alakası yok, bunun sebebi benim!
The fact that it sounds like a story has nothing to do with me.
Bak bu olay gerçek olsaydı bana bir faydası olmayacaktı.
Shoot him, it was him who taught me. He deserves it. This has nothing to do with us.
Bunu hak ediyor. vur onu bunun bizimle ilgisi yok benlede ben annemi istiyorum eve gitmek istiyorum ben annemi istiyorum.
It has nothing the fuck to do with me, man!
Bunun benimle hiç bir alakası yok, adamım!
It has nothing to do with you, really. It's me.
Gerçekten bunun seninle bir ilgisi yok, benimle alakalı.
Listen, Adele you not coming with us has nothing to do with you guys. It's between Carrie and me.
Dinle Adele bizimle gelememenizin sizinle bir ilgisi yok.
You think so, because it's easier for you. Shut up! That has nothing to do with me.
Annem sırf rehberlik toplantısı için süslendi.
Believe me, it has nothing to do with you.
İnanın bana, sizinle ilgisi yok.
She has nothing to do with it. Because there is nothing between her and me.
Seninle bir alakası yok çünkü bizim aramızda hiçbir şey yok.
It has nothing to do with generosity, believe me.
Cömertlikle alakası yok, inan bana.
You're out, you lost your stuff kid I'll take it from here look, Melissa, when this apartment came open, I saw this is a real opportunity for me to meet someone now, this has nothing to do with not wanting you in the building but... but... these...
- İşte anladın. - Hayır yapamam. Pete, sana söylemem gereken bir şey var.
Yes, but that's got nothing to do with me, has it?
Evet ama bu durumun benimle bir ilgisi yok ki.
And let me say that it has nothing to do with releasing so-called atomic energy.
Şu sözde atom enerjisini açığa çıkarmakla ilgisi olmadığını belirtmeme de izin verin.
And it was literally a different lifetime for me, one that has nothing to do with this one, with us.
Ayrıca kesinlikle başka bir zaman dilimiydi. Bizimkiyle, bizimle alakası yoktu.
Things are really complicated between me and Dawson and it has nothing to do with you.
Dawson'la aramızdakiler çok karmaşık. Seninle hiç ilgisi yok.
Spin it so that I take the weight for something... that has nothing to do with me, and everything to do... with the pressure that my Commanders were getting from City Hall.
İzin ver de benimle hiçbir alakası olmadığı halde... yükü üzerime alayım ve komutanlarımın belediye konseyinden gördüğü baskının üzerine gideyim.
But first let me remind you that this experiment deals with extreme terror. It has nothing to do with a spook house
Ama önce şunu hatırlatayım, bu deney aşırı şiddet içermektedir ve herhangi bir cadıyla veya trenle alâkalı değildir.
It has nothing to do with the fact that Ray Duran wants to kill me.
Bunun Ray Duran'ın beni öldürmek istediği gerçeğiyle bir alakası yok.
What happened was between me and Luke. It has nothing to do with you.
Orada geçenler Luke ile benim aramdaydı Seni ilgilendiren bir şey yoktu.
- Actually, it's a relief to be researching a cosmic disaster that has nothing to do with me.
- Aslında, benimle ilgili olmayan bir kozmik felaketin tekrar araştırılması benim için rahatlatıcı.
You don t like me because I m not from here This has nothing to do with you being a foreigner. It s about you taking advantage of my daughter like a sneaky foreigner
benden hoşlanmıyorsun, çünkü ben buralı değilim bunun bir yabancı olmasıyla alakası yok sinsi bir yabancı gibi kızımdan yararlanmasıyla alakası var!