It was nice knowing you tradutor Turco
68 parallel translation
Well, it was nice knowing you, Peggy.
Evet, seni tanımak güzeldi, Peggy.
Tip my hat and say, "It was nice knowing you, drop in again sometime"?
Şapkamı eğip, "Seni tanımak güzeldi, bir ara tekrar uğra" mı demeliyim?
It was nice knowing you.
Seni tanıdığıma çok sevindim.
It was nice knowing you.
Ben de seni.
It was nice knowing you.
Seni tanımak güzeldi.
- It was nice knowing you.
- Seni tanımak güzeldi.
It was nice knowing you, boys, but this kicking zombie ass, just ain't my gig.
Sizi tanımak güzeldi, çocuklar ama bu zombilerle uğraşmak benim işim değil.
Bye, it was nice knowing you.
Güle güle, büyük baba. Seni tanımak güzeldi.
But it was nice knowing you.
Ama seni tanıdım ya, gam yemem artık.
- Well, it was nice knowing you.
- Seni tanımak güzeldi.
It was nice knowing you, Sammy.
Seni tanımak güzeld, Sammy.
It was nice knowing you.
Seni tanımış olduğum için çok mutluyum.
'It was nice knowing you.
Seni tanımak hoş.
It was nice knowing you, David.
Seni tanımak güzeldi, David.
It was nice knowing you, Miss Susan.
Sizi tanıdığıma memnun oldum Bayan Susan.
It was nice knowing you, too...
Seni tanımak da güzeldi- -
It was nice knowing you.
Hadi. Seninle tanışmak güzeldi.
It was nice knowing you.
Seninle tanışmak güzeldi.
And in case any of you are diabetic, let me just say... it was nice knowing you.
Herhangi birinizde şeker varsa şunu söyleyebilirim... seni tanımak güzeldi.
So it was nice knowing you, Tonto.
Seni tanımak güzeldi, Tonto.
It was nice knowing you, Kevin... We're gonna divide up your team evenly.
Takımını eşit olarak paylaşacağız.
It was nice knowing you, caddy.
Seni tanımak güzeldi.
I wish I could say it was nice knowing you, but that would be a big, fat lie, because you have been an enormous pain in my ass.
Keşke, seninle tanıştığıma memnun olduğumu söyleyebilsem. Ama bu kocaman bir yalan olurdu çünkü, adeta kıçımın ağrısı oldun.
Yo, it was nice knowing you, buddy.
Yo, seni tanımak güzeldi kanka.
It was nice knowing you and everything.
Tanıştığıma falan memnun oldum.
It was nice knowing you.
Sizinle tanışmak güzeldi!
It was nice knowing you, Annie Walker.
Seni tanımak hoştu, Annie Walker.
It was nice knowing you.
Seni tanımak güzel.
War little kids drinking semen to finally bring back real football and I don't know what else to say but so long sarcastaball, it was nice knowing you.
Gerçek futbolu geri getirmek için birçok çocuk sperm içiyor söylenecek başka ne var bilmiyorum ama görüşürüz Sarcastaball seni tanımak güzeldi.
It was nice knowing you.
Seni tanımış olduğuma sevindim.
Well, it was nice knowing you all.
Peki, sizi tanıdığıma memnun oldum.
It was nice knowing you.
Memnun oldum.
It was nice knowing you, Mason.
Seni tanımak güzeldi, Mason.
I've included a pretty heavy-duty blood thinner, so if you get shot pushing paper around your desk, it was nice knowing you.
Zor çalışan bi kan inceltici de ekledim. bu yüzden, kağıtlar etrafa koyarken vurulursan, Bilsem iyi olur.
It was nice knowing you.
Sizinle tanışmak güzeldi.
It's was very nice knowing you.
Seni tanımak çok güzeldi.
It was really nice knowing you, and now I am going to be a dealer in Tahoe.
Seni tanımak çok hoştu, şimdi Tahoe'da krupiye olacağım.
It was nice knowing you.
Sizi tanımak güzeldi.
It was nice knowing where you were even when we were not talking.
Nerede olduğunu bilmek güzeldi. Konuşmuyor olsak da.
It was nice knowing you.
Sizi tanıdığıma memnun oldum.
It was nice knowing you.
Seni tanıdığıma çok memnun oldum.
It was nice not knowing you, duncan.
Seni tanımadığıma memnun oldum Duncan.
It was really nice knowing you.
Seni tanımak gerçekten güzeldi.
It was nice knowing you, man.
Tanıştığımıza memnun oldum.
So.. it was really nice knowing you.
Ve... seni tanımak gerçekten güzeldi.
It was very nice knowing you.
Seni tanımak çok güzeldi.
Well, it was nice knowing when something goes bump in the night, it's you.
Geceleri bir ses duyduğumda, bunun sen olduğunu bilmek güzeldi.
Good-bye, George foreman. It was nice almost knowing you.
Hoşçakal, George Foreman.
You said it was nice knowing me.
Beni tanıdığına sevinmiştin.
I mean, I don't know if I would've talked to him about any of it... but there's something nice about knowing that he was out there, you know?
Hiçbirini onunla konuşur muydum bilmiyorum ama orada olduğunu bilmenin hoş bir yanı vardı.
Well, Spencer, it was very nice very knowing you, but I think we've got it from here.
Spencer, seni tanımak gerçekten güzeldi ama sanırım bundan sonrasını biz hallederiz.