Jackboot tradutor Turco
18 parallel translation
With the aid of those pillars of Nazi culture - the whip and the jackboot.
Nazi kültürünün temel direkleri kırbaç ve postal yardımıyla.
Europe lies crushed beneath the Nazi jackboot.
Avrupa, Nazi zulmü altında mahvoluyordu.
Hey. If the jackboot fits....
Botları beğendiysen...
But they licked the jackboot, and now they expect everyone to forgive and forget.
Ama yinede postal yalıyorlar, ve herkesin unutmasını ve affetmesini bekliyorlar.
It is so fun sitting alone in a five-star hotel while your husband is out crushing the third world under the heel of his jackboot.
Kocan, dışarıda zorbalık ederek üçüncü dünyayı katlederken, beş yıldızlı otelde tek başına oturmak gibisi yok.
Sheriff hunter and his jackboot thugs pulled your father over for D.U.I. A few weeks back, and I got a little boisterousn his defense, and they got a restraining order on me.
Şerif Hunter'la saz arkadaşları babanı alkollü sürerken yakaladı ve ben de savunurken biraz sert davrandım. O yüzden uzaklaştırma emri çıkarttılar.
It's Turncoat Jenny in the lead, with Jackboot Bob hot on the heels of Desktop Dan.
Turncoat Jenny şu anda önde, Jackboot Bob Desktop Dan'in ensesinde.
Well, that's just a five-gallon bucket of expired grade D meat slurry the poor kids at this school were forced to eat every taco Tuesday under the jackboot of that corrupt, decadent regime from which they were recently liberated by one Sue Rodham Sylvester.
Sadece bu okuldaki zavallı çocukların yozlaşmış rüşvetçiler tarafından salıları yemeye zorlandıkları ve Sue Roham Sylvester tarafından kurtarıldıkları tarihi geçmiş et bulamacı.
The jackboot on the throats of free citizens.
Özgür insanların özgürlüğünü kısıtlayanlar asıl onlar.
They are the jackboot on the throat of free citizens.
Özgür sivillerin hayatlarını kısıtlayan onlar.
Under the tyrannical jackboot of Sylvester regime, I am powerless, and I am too overcome with Finn Hudson-related grief to fight back.
Zorba ve acımasız Sylvester yönetiminde söz hakkım yok ve Finn Hudson için yas tutmaktan savaşamayacak kadar bitkin düşmüş haldeyim.
That all men are created equal, free from the jackboot tyranny and gulag magic tricks of nameless, faceless committees.
Her insan eşit yaratılmıştır. İsimsiz, kimliği meçhul kimselerin kaba kuvvet tiranlığı ve toplama kampı hilelerinden özgürleştirilmiş.
That's when maybe you stop caring about what your old man said and tell Johnny Jackboot out there my name, or just about anything else he wants.
Belki o zaman babanın dediğini boş verirsin de şu dışardaki Johnny Jackboot'a benim adımı söylersin ya da başka ne istiyorsa onu yaparsın.
I'm gonna give jackboot over here a little civics lesson.
Bu zorbaya biraz yurttaşlık dersi vereceğim.
One thing my men know for sure, the jackboot will not tread upon this hallowed land while there is breath in this...
Askerlerimin emin olduğu bir şey varsa, o da ben nefes aldıkça Nazi çizmelerinin ayak basmayacağıdır...
I'm hoping Reyes will get her jackboot off our neck and this office can go back to normal.
Reyes'in de yakamızdan düşmesini ümit ediyorum. Ve bu ofis de normale dönebilir.
Over here is jackboot central.
Taşaklı abilerimizin merkezleri de işte burada.
I felt the weight of the state, that jackboot on my neck when I heard these words from the president-elect- -
Halef Başkandan şu kelimeleri duyduğumda devletin ağırlığını, o kaba kuvveti ensemde hissettim.