Jars tradutor Turco
510 parallel translation
These jars will remain here for your further inspection.
Bu kavanozlar incelemeniz için burada kalacak.
Larry, give me one of those empty jars.
Larry, şu boş bardaklardan birini bana ver.
We will assemble forty huge jars, large enough to carry forty weights of fragrant oil, and large enough to carry forty thieves.
Kırk tane dev küp bulacağız, kırk kilo güzel kokulu yağ ya da kırk haramiyi taşıyacak kadar büyük olmalılar.
Among them will be forty jars of oil from a rich merchant.
Bunların arasında da zengin bir tüccardan gelen kırk küp yağ olacak.
What is inside these jars?
- Bu küplerde ne var? - Yağ!
My spies told me that the thieves entered the city in 40 large jars.
Casuslarım bana haramilerin şehre kırk küp içinde girdiğini söyledi.
Do you remember those jars of poison on the shelves in Grandfather's laboratory all these years?
Büyükbabanın laboratuvarının raflarında yıllardır duran... zehir kavanozlarını hatırladın mı?
It jars me somehow.
Sinirime dokunuyor nedense.
I've got two jars of Damson plums on my pantry shelf.
Kilerdeki raftan iki kavanoz erik reçeli aldım.
They used to bury them here with these jars alongside... you know, full of corn and wampum.
Ölülerini buraya gömerlermiş. Bilirsin, içi mısır ve süs eşyalarıyla dolu şu testilerle birlikte.
- My jars come yet?
- Kavanozlarım geldi mi?
Boxes, bales, and jars are clattering overboard.
Kutular, balyalar, çömlekler denize düşüyordu.
So fill your jars or go thirsty.
Kapları doldurun ya da susuz kalın.
- Yes, I'm going back for more jars.
- Evet, daha çok kap getireyim.
While she was gone, I looked around the jars and the cupboard for dough.
Gidince, para için kavanozları ve dolapları karıştırdım.
"Porcelain jars of the finest of sake."
"İçi en iyi sake dolu porselen kavanozlar."
Will, all this time, this summer... all I've done is put up 22 jars of piccalilli... and I put down a corn beef in a crock.
Will, bütün bu zaman boyunca, bu yaz tüm yaptığım, 22 kavanoz turşu kurmak ve çömleğe konserve sığır eti koymaktı.
250 five-pound jars Beluga caviar.
- 115 kilo havyar. - Evet.
Isn't it amazing how they get those big fish into those little glass jars?
Koca balıkları, ufak cam kavanozlara sığdırmaları ne şaşırtıcı, değil mi?
12 jars, 15 shillings.
12 kavanoz, 15 şilin.
Try the alcohol jars at the studio infirmary.
Stüdyo revirindeki alkol kavanozlarına bak.
All the jars you gave me were cracked.
Hep bana kırık kavanoz veriyorsun.
They made vessels out of the earth... jars and pitchers by the skill of their hands.
Ellerinin becerisiyle topraktan kaplar, kavanozlar ve testiler yaptılar.
If he prefers stuffing jars to half my kingdom and my daughter, just let him stuff them.
Eğer sadece küpün içini doldurmak istiyorsa, yarısı krallık ve kızım içindir, sadece oraya malzeme olmaya yarar.
We need some bottles or jars to make Molotov cocktails to hold them off while we try to escape.
Onları buradan uzak tutmak için, kavanoz kullanarak molotof kokteyli yapacağız.
I found some fruit jars in the cellar.
Aşağıda meyve kavanozları vardı.
I want you to break out one of them jars of damson preserves I got from Portland.
Portland'dan gelen mürdümeriği kavanozlarından birini açın.
That soul who hath horses and golden robes, sayeth the beggar, and jars overflowing with gold and precious stones, e sa po ace at t y eet s ces, woma, o t ou at ee to oe pou cased
Dilenci der ki, atları, altın kisveleri, kavanozlar dolusu altını ve kıymetli taşları olan âdemoğlu, tüm bu zenginliğini, sahibi olmak istediği kadının ayaklarına serer.
They were loaded with silks. other cloths and two boxes of jars.
Onlara ipekler, keten kumaşlar, iki kutu kavanoz yüklendi.
Just two jars
sadece 2 fıçı alacan
Good evening, and welcome to another edition of storage jars.
Depolama Kavanozları programına hoş geldiniz.
From strife-torn bolivia Ronald rodgers reports on storage jars there.
Savaşan Bolivya'dan, Ronald Rodgers kavanoz raporu verecek.
All this and more in storage jars.
Hepsi Depolama Kavanozları'nda.
But whatever their political inclinations These bolivians are all keen users of storage jars.
Ama siyasi görüşleri farklı olsa da bu Bolivyalıların hepsi kavanoz kullanıyor.
And unlike most revolutionary south american states They've an intermediary size In between the two-pound and five-pound jars.
Diğer devrimci Güney Amerika devletlerinden farklı olarak burada orta boy kavanozlar da var.
When la paz knew better times. Ronald rodgers, storage jars, la paz.
Ronald Rodgers, Depolama Kavanozları, La Paz.
Uh, then we saw a man telling us about storage jars from bolivia And then there were some more cartoons. And then a... a man told us
Sonra Bolivya'dan kavanozları anlatan bir adam gördük sonra yine çizgi film vardı sonra bir adam şimdiye kadar programda olanları anlattı ve bir çekiç gelip başına vurdu.
We've just heard That an explosion in the kitchens of the house of lords Has resulted in the breakage of 17 storage jars.
Lordlar Kamarasının mutfağında 17 kavanozun kırıldığı bir patlama sesi duyduk.
As long as I can remember, on every one of my wife's jars on the lotion, on the tubes, on the cream...
Anımsadığım kadarıyla, karımın kavanozlarının her birinde losyonda, tüplerde, kremlerde...
But why would one of the girlfriends be interested in one of those red jars?
Fakat kız arkadaşlardan biri niçin şu kırmızı kavanozlardan biriyle ilgilensin?
One of those red jars.
Şu kırmızı kavanozlardan biriyle.
There's no doubt that what was in that flour tin was one of those eight-sided red jars.
Hiç kuşku yok ki, şu un tenekesinde şu sekiz kenarlı kavanozlardan birinin bulunuduğundan kuşku yok.
It jars you, losing one like that.
Birini kaybetmek insanı sarsar.
I want fancy tiles in the kitchen and a shelf for all my spice jars.
Mutfakta süslü döşemeler ve bütün baharat kavanozlarım için... bir raf istiyorum.
One night, George, just you and I together, we'll go out and have a couple of jars.
Bir gece, George, sadece senle ben birlikte, dışarı çıkıp, bir kaç kadeh atarız.
Any minute now those rats are going to bust in here, and you're still fussing around with some lousy jars.
Şu fareler her an buraya dalabilirler... ve sen hala dandik kavanozlarla uğraşıyorsun.
Pick up those jars of gasoline, Thomas!
Al şu gaz kavanozlarını, Thomas!
Are these the famous jelly jars?
Meşhur reçel kavanozları bunlar mı?
Certainly not those damn jelly jars.
Kahrolası reçel kavanozları olmadıkları kesin.
And twenties of my camels will carry the wine earthenware jars.
Benim develerimden yirmisi de şarap taşıyacak.
First you open all the cans and jars so you'll have'em ready when you go to mix'em.
Bütün kavanozları ve konserveleri önceden aç ki karıştırman için hazır olsunlar.