Jennie tradutor Turco
420 parallel translation
Go on there, Jennie!
Yürü kızım, Jennie!
Jennie, go on!
Jennie, devam et!
Giddyap, Jennie!
- İyi şanslar! - Yürü, Jennie!
Hello, Jennie Lee.
Merhaba Jennie Lee.
That Jennie Cushman, she is even now under our stern!
Jennie Cushman kıç tarafından yaklaşıyor!
The Jennie Cushman?
Jenny Cushman mı?
I think that Jennie Cushman she filled with fish already.
Sanırım Jennie Cushman ambarlarını çoktan balıkla doldurmuş.
We just come back from rowing our mail over to the Jennie Cushman.
Biz de şimdi göndereceklerimizi Jennie Cushman'a götürmüştük.
- We're going to race the Jennie Cushman?
— Jennie Cushman'la yarışacak mıyız?
Of course, Jennie Randolph wanted her to marry nobility.
Elbette ki, Jennie Randolph O'nun bir asilzadeyle evlenmesini istedi.
The tender and haunting legend of a portrait of Jennie is based on the two ingredient of faith :
"Jennie'nin Portresi" nin akıllardan çıkmayan efsanesi iki temele dayanır.
And there was such a girl named Jennie who sat for it.
Bu portrede Jennie adında oturan bir kız vardı.
And now, Portrait of Jennie.
Şimdi de "JENNIE'NİN PORTRESİ"
I am Jennie.
Ben Jennie.
- Jennie, Jennie what?
Jennie ne?
- Jennie Appleton.
- Jennie Appleton.
- She said her name is Jennie Appleton.
- Adı Jennie Appleton'dı.
Hello, Jennie.
Merhaba, Jennie.
Jennie, where do you live?
Jennie, nerede oturuyorsun?
I know now that Spinny can't see Jennie.
Spinney'nin Jennie'yi göremediğini biliyordum artık.
I was happy when I realised it was Saturday, and i could scaresly wait to find what Jennie was going to present to me as Hammerstein.
Cumartesi gelince içime bir mutluluk dolmuştu. Jennie ile Hammerstein'de beni nasıl bir sürpriz bekliyor, çok merak ediyordum.
Alas, there was no sign of Jennie.
Ne yazık ki Jennie'den tek bir işaret yoktu.
On impulse, I decided to find out for myself what I could about Jennie's parents.
Jennie'nin ailesini hakkında ne bulabilirsem bulmaya karar verdim.
- Thats their daughter, Jennie.
- Kızları Jennie o.
I knew Jennie when this picture was taken.
Bu fotoğraf çekildiğinde Jennie'yi tanıyordum.
Jennie was in the theatre looking when it happened.
Olay olduğunda Jennie de oradaydı ve onları izliyordu.
Jennie wasn't a catholic, but her aunt said a convent was a best place for a girl to be.
Jennie katolik değildi ama teyzesi bir kız için en doğru yerin manastır olduğunu söylerdi.
I do hope you find Jennie.
Umarım Jennie'yi bulursunuz.
But now I knew that Jennie was not just an imaginative child.
Ama Jennie'nin hayal ürünü bir çocuk olmadığından emindim.
Jennie's bench.
Jennie'nin bankına.
Jennie, whats the matter with you?
Jennie, ne oldu sana?
Jennie, I know how you feel.
Jennie, seni anlıyorum.
- No, Jennie.
- Hayır, Jennie.
No, Jennie, I don't understand.
Hayır, Jennie. Anlamıyorum.
All right, Jennie.
Pekâlâ, Jennie.
From the mystery which surrounded Jennie, my thoughts turned themselves away.
Jennie etrafında dönen gizemler, düşüncelerimi allak bullak etmişti.
Everything reminded me of Jennie.
Bana her şey Jennie'yi hatırlatıyordu.
I knew in my heart that I will never be until, until and unless, Jennie returns.
Kalpten inanıyordum ki hiçbir şey yoluna girmeyecekti ta ki Jennie dönene kadar.
- A portrait of Jennie?
- Jennie'nin portresini mi?
Jennie!
- Jennie!
I love to Jennie.
Çok isterim Jennie.
Your hand.
Jennie, elin.
- Hello.
- Merhaba, Jennie.
When is tomorrow, Jennie?
Yarın ne zaman gelecek, Jennie?
I am not going to think of the song in future.
Jennie, ne bu yazı ne de geleceği düşünüyorum artık.
Portrait of Jennie.
Jennie'nin Portresi.
- Please don't go, Jennie.
- Lütfen gitme, Jennie.
- Are you sure?
- Emin misin, Jennie?
I'm sure, Jennie.
Ben eminim, Jennie.
Giddyap, Jennie!
- Deh, Jennie!
Jennie!
Jennie!