English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ J ] / Jere

Jere tradutor Turco

62 parallel translation
- Ensign Jere Torrey.
- Asteğmen Jere Torrey.
Jere. He's been dating my room-mate.
Ev arkadaşımla çıkıyor.
- I'm your father, Jere.
- Ben senin babanım, Jere.
Jere's very funny about his father.
Jere, babası hakkında tuhaf davranıyor.
- This must be Jere.
- Jere olmalı. - Ben bakarım.
- Hello, Jere.
- Selam, Jere.
- Jere's Admiral?
- Jere'in Amirali mi?
She was a Cunliffe, Jere's mother.
O bir Cunliffe'di, Jere'in annesi.
I'm sorry, Jere, but I want to go.
Üzgünüm, Jere ama gitmek istiyorum.
- Hello. Jere!
- Merhaba.
We heard you'd been transferred back to the boats.
Jere! Botlara transferinin geri yapıldığını duyduk.
I thought you wouldn't see Eddington now you're back with Jere.
Jere'le tekrar birlikte olmaya başladın, Eddington'ı görmezsin sandım.
- You're not wearing Jere's ring.
- Jere'in yüzüğünü takmıyorsun.
- I'll tell Eddington I'm engaged to Jere.
- Ona, Jere'le nişanlandığımı söylerim.
- Have you seen Jere?
- Jere'i gördün mü?
I threw that chance away 18 years ago when I gave Jere up to his mother.
O şansı, 18 yıl önce, onu annesine bıraktığımda kaybettim.
You said she left Jere's ring with the envelope.
Jere'nin yüzüğünü bir zarfta bıraktığını söyledin.
Shall I tell Jere about...?
Jere'e bir şey söyleyeyim mi...
I'm very sorry about that girl, Jere.
Kız için çok üzüldüm, Jere.
- Goodbye, Jere.
- Hoşça kal, Jere.
Jere.
Jere.
Now here's Jere Laird with the rest of the business news.
Şimdi karşınızda diğer iş haberleriyle Jere Laird.
Listen, my friends and I were wondering was the sweater designed for you, or did the knitting machine just blow up?
Dinle, Jere. Arkadaşlarım ve ben merak ediyoruz da bu giydiğin süveter senin için mi dizayn edildi yoksa örgü makinesi mi patladı?
Jere, you and Meme go get groceries for tonight.
Jere, sen ve Meme markete gidin...
But I can understand Jere because she's too intolerant. That girl!
Ama şu kız var ya!
I heard them talking at Jere's room.
Jere'nin odasında...
Ezequiel is making Jere try it!
Ezequiel Jere'ye denetiyor!
- Jere is right.
- Jere haklı.
Jere, come.
Jere gel buraya.
Jere, turn off the fan.
Jere, klimayı kapat.
Jere!
Jere!
Jere...
Jere.
I hear Jere Maastola got out.
Jere Maastola'nın hapisten çıktığını duydum.
You promised Jere?
- Jere'e söz mü verdin?
Jere is eating with us.
Jere bizimle birlikte yiyor.
Jere worked at the Metallica gig in Stockholm.
Jere, Metallica'nın Stockholm'deki konserinde görev almış.
How is Jere keeping up with the professionals?
Jere'nin profesyonellerle böyle içli dışlı olmasına ne diyorsun?
- Take Jere with you.
- Jere'e göz kulak ol.
- No, I called Jere.
- Yok. Jere'i aradım ben.
Have you seen Jere?
- Jere'i gördün mü peki?
Try to call Jere. - He'll come.
- Jere'i aramayı bir dene.
So you went and fired Jere.
Gittin de Jere'i kovdun demek.
Hey, Jere is not coming.
Jere'nin geleceği yok.
Okay, I'm sorry that I fired Jere.
Tamam, Jere'i kovduğum için özür dilerim.
Where's Jere?
- Jere nerede?
Where is Jere?
Jere nerede?
Jere! Let Sami go!
Jere, bırak Sami çıksın!
Jere, drop the gun!
Jere, at silahı!
- Jere!
- Jere!
Jeremiah.
Jere.
Really.
Ama Jere'yi anlayabiliyorum çünkü o çok hoş görülü. Gerçekten.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]