Jobsworth tradutor Turco
14 parallel translation
- Well, it's policy. Listen to me, you fucking lowlife jobsworth cunt.
Bana bak seni arızalı ayak takımı götlek.
Hopefully, it will be a real charmless jobsworth.
Umarım, tam sevimsiz, kuralcı biri olacaktır.
A jobsworth won't sign.
Burada imzalamak istemeyen bir kural düşkünü var.
Piss off, you pathetic jobsworth.
Siktir oradan iş manyağı, hasta herif.
He was just being a jobsworth.
Kabadayılıktan başka bir şey değil.
Now, some jobsworth environmental officer comes round and tells me I've got to put them out just before they get here.
Şimdi, çöp toplayıcıları geldiler ve Onlar gelmeden az önce dışarı çıkarttığımı söylediler.
Just someone who's a bit of a jobsworth.
Sadece biraz pimpirik biri.
I have to say, I never had you down as a jobsworth.
Açıkçası bu kadar pimpirikli olduğunu bilmiyordum.
Now, where I come from, we call a bloke like this a "jobsworth."
Bizim oralarda böyle herifçioğullarına "pimpirikli yalak" deriz.
So I says to Mr. Jobsworth, "Listen, I'm buying this glove."
Ben de Pimpirikli Yalak Bey'e "bana bak, bu eldiveni alıyorum" dedim.
Well, Jobsworth leaps after me like a possessed puma, screaming that I can't have the glove from the package which has already been opened.
Pimpirikli yalak delirmiş bir puma gibi üstüme atladı. "Önceden açılmış paketteki eldiveni alamazsın" diye bas bas bağırıyordu.
I bolt out the door, hit the cobbles, hoping to leave Mr. Jobsworth in the dust, slipping the glove on while I go.
Kapıdan hızlıca çıkıp kaldırıma geçtim. Yalak Bey'i arkamda bıraktığımı umuyordum. Yürürken eldiveni de elime geçirdim.
And before you know it, Jobsworth puts a tackle on me worthy of a red card and sends me skidding on the field.
Bir de baktım yalak herif tam kırmızı kartlık bir çelme takıp çimleri öptürttü bana.
On instinct, to defend myself, I popped Jobsworth one in the loaf with me green glove.
İçgüdüsel olarak kendimi savunmak için yalak herifin kafasına yeşil eldivenimle bir tane geçirdim.