Joyous tradutor Turco
418 parallel translation
To the beautiful and joyous Vienna!
Viyana'ya içelim. Güzel ve eğlence dolu Viyana'ya!
Let the joyous news be spread!
Güzel haberi yayın!
Yes, let the joyous news be spread. The Wicked Old Witch at last is dead!
Evet, güzel haberi yayın Kötü Cadı, sonunda öldü.
And I have one more wish... that the next year will be a joyous and successful one... and that we'll never have any more misunderstandings.
Bir isteğim daha var. Önümüzdeki yıl neşeli ve başarılı geçecek. Aramızda bundan böyle ciddi bir yanlış anlama yaşanmayacak.
God willing, we'll still be able to enjoy a few joyous days.
Tanrı'nın izniyle, bir kaç neşeli günün tadını çıkarıyor olacağız.
I thought a wedding was supposed to be a joyous occasion.
Düğünün sevinçli bir olay olması gerektiğini düşünmüştüm.
And send to Joppa for musicians who can make joyous music.
Ve neşeli müzik yapan bütün müzisyenleri Yafa'ya gönder.
We have to drink to this joyous news!
Bu mutlu haberi kutlayalım!
I wish to see our Lord's joyous face.
Efendimizin sevinçli yüzünü görmek istiyorum.
Why should you show fury when my tidings are so joyous?
Haberlerim bu kadar güzelken neden öfke duyuyorsun?
- Joyous tidings.
- Sevinçli haberler.
I can't resist the joyous urge
Dayanamaz, sevinçle gülümserim
Joyous and sorrowful.
Neşeli ve kederli.
Joyous because it frees us of life's chains.
Neşelidir, çünkü bizi yaşam zincirinden koparır.
A sweet memory of her joyous living.
Yaşam dolu günlerden kalma bir anı.
Praised be thou, Lord, who has permitted us to celebrate this joyous festival.
Bu mübarek bayramı kutlamamıza izin veren Tanrım, sana şükürler olsun. Amin.
Thus, on this great and joyous day... did all the kingdom celebrate the long-awaited royal birth.
Böylece, bu neşeli ve kutlu günde tüm krallık uzun zamandır beklenen doğumu kutladı.
He has but gone from this world to another, and as we think of him now, reunited at last with his loved ones, for all eternity, we lift our hearts in joyous anticipation of that dark, mysterious journey which awaits us all.
O sadece bu dünyayı terk edip ötekine gitti. Şimdi onun sonunda sevdikleriyle sonsuza değin bir araya geldiğini düşünerek, hepimizi bekleyen o karanlık gizemli seyahatin sevinçli beklentisi içinde kalplerimizi rahatlatıyoruz.
Do try to control your joyous hysteria at my return from the grave, Maggie.
Mezardan geri döndüğüm için neşeli histerini kontrol et, Maggie.
Your mighty waves resound, with such joyous music.
Böyle neşeli müzikler, senin güçlü dalgalarında yankılanacak.
A joyous reunion can be only a brief moment away.
Belki de sevdiklerimizle cennette buluşmamıza az kaldı.
But this is a joyous moment.
Çok keyifli bir an yaşıyorum.
Now, my fellow trustees our annual meeting tonight is at once a sad and a joyous occasion.
Sayın mütevelli heyeti. Bu geceki yıllık toplantımız aynı anda hem üzücü hem de sevindirici bir olay.
Joyous because in his stead we welcome his niece and granddaughter of our founder, Admiral of the Fleet Sir Bertram Marple.
Onun yerine yeğeni katıldığı için de sevindirici. Donanma komutanı Sör Bertram Marple'ın torunu.
To the dear, joyous, familiar memory of Pope John XXIII
Müşfik ve samimi Papa 23. John'un aziz hatırasına...
A joyous satyr, in reality the devil... in the act of tempting an intoxicated Adam.
Coşkun kır tanrısı. Kendinden geçmiş Adem'i baştan çıkarmaya uğraşan Şeytan'ın ta kendisi. Baküs olarak da bilinen bu heykel,..
Knowing in my joyous heart... that a sister will write to her brother every day after school.
Neşeyle dolu kalbim biliyor ki bir kız kardeş her gün okuldan sonra ağabeyine mektup yazacak.
Today is a great and joyous day... a beautiful day.
Bugün bizim için bayramdır, ve biz çok sevinçliyiz.
No more condecorations, this joyous pomp of glories.
Süslü, şen şakrak gösterişli zaferlere yer yok artık.
With joyous memories, we leave the mystical city of Da Nang!
Da Nang'ın mistik şehrinden güzel anılarla ayrılıyoruz!
It is with deep regret that I have to inform you of this on such a joyous day, but the payment of the balance of the advance has been cancelled.
Böyle neşeli günde bunu bildirmek zorunda kaldığım için derin üzüntü duyuyorum. Ancak biriken maaş ödemeleri iptal edildi.
For the duration of this joyous ritual you will give to your father your support.
... ta ki kazanana dek. Bu zevkli ayin boyunca siz de babanıza destek vereceksiniz.
- Joyous symbol of fertility.
- Mutlu doğurganlık sembolü.
A Joyous moment for any boy.
Her çocuk için sevinçli bir an.
Each time your arms hold me is as joyous as the first.
Her defasında ilk andaki gibi mutlu oluyorum.
And I know you all join me in wishing her and her bundle of joy a joyous ride through life.
Hep birlikte ona ve onun neşe kaynağına mutlu bir ömür diliyoruz.
A wedding is such a joyous event.
Düğün çok neşe verici bir olaydır.
Their philosophy is joyous, their treatment of women is full of exquisite nobility.
Yaşam felsefeleri neşelidir, kadınlara karşı davranışları derin bir asaletle doludur.
Will come to revive, faithful and joyous
Vefakâr ve neşelice gelip bulacak hayatı.
I dream of a joyous horizon to loom.
Neşeli bir ufuk hayal ediyorum.
Joyous free and flaming life
Neşeli ve özgür bir hayat
The best way of accomplishing this, so it seemed to him, was to rouse the people from their apathy... by giving them back their joyous old gods, and as a result of this worship, the barren island would burgeon and bring forth fruit in great abundance.
Ona göre, bunu başarmanın en iyi yolu, insanlara eski neşeli tanrılarını geri vererek, onları miskinlikten uyandırmaktı. Ve bu ibadetin sonucunda.. çorak ada tomurcuklanacak, büyük bollukta meyve ürün verecekti.
It's a joyous noise.
- Sesin neşeli geliyor.
And there's another thing I want you to make very sure of on this most solemn and joyous...
Bu kutsal ve neşeli günde hepinizin bilmesini istediğim bir şey daha var...
Let those joyous bells ring out like the harps of Heaven.
Telefonunuzun zilleri Cennet'teki harplar gibi çalsın.
Be joyous.
Neşelenin!
To celebrate this joyous occasion... I invite you to join me in a victory feast... in honor of our newly-found independence.
Sizleri bu sevinçli olayı... kutlamak için, yeni elde ettiğimiz özgürlüğün şerefine vereceğimiz... ziyafete davet ediyorum.
You cannot imagine how happy I am, how joyous I am, to see you standing there so fine and strong and healthy!
Şu anda ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Seni gördüğüme gerçekten çok sevindim. Orada duruyorsun, iyisin, güçlüsün ve yakışıklısın.
Joyous...
Çok mutluyum...
Dawn on that day must have been a joyous occasion a celebration of the generosity of the sun.
O günün şafak vakti güneşin cömertliğini, kutlamak için oldukça sevinçli bir olay olmalıydı.
Today is a joyous one for you because you're graduating.
Bugün, sevinçli bir gün, çünkü mezun oluyorsunuz.