Just let me help you tradutor Turco
197 parallel translation
WELL, WHY DON'T YOU CLOSE YOUR EYES AND JUST LET ME HELP YOU GET OVER IT? NO.
O zaman neden gözlerini kapatmıyorsun ve bunu atlatmanda sana yardımcı olmama izin vermiyorsun?
- Come on, Jerry, just let me help you.
- Hadi, Jerry, yardım etmeme izin ver.
Just let me help you.
Bırak yardım edeyim.
Just let me help you up -
Bırak sana yardım edeyim.
I can't understand why you won't just let me help you, Jo.
Anlamıyorum. Neden sana yardım etmeme izin vermiyorsun, Jo.
Just let me help you, Gavin.
Sana yardım etmeme izin ver Gavin.
Yeah. The thing is, you can't. So why don't you just let me help you, Samantha?
Yürüyemiyorsun, neden yardım etmeme izin vermiyorsun?
Just let me help you.
Sadece sana yardım edeyim.
I know that you were about to be his wife so just - just let me help you out a little bit.
Sen onunla evlenmek üzereydin ve onun karısı sayılırsın, sadece biraz yardım etmeme izin ver.
... but just let me help you as a man.
Ama adamken sana yardım etmeme izin ver.
Jack, Jack, Jack, just let me help you.
Jack, Jack, Jack, sana yardım etmeme izin ver.
You should just let me help you.
Sana yardım etmeme izin vermelisin.
Because if there's anything that I can do to help you... just let me know, and I'll do it.
Çünkü sana yardım etmek için yapabileceğim bir şey varsa bana söylemen yeter.
Just help yourself. lf you don't find what you want, let me know.
Keyfine bak. İstediğini bulamazsan bana haber ver.
Just let me rest a minute and I'll... help you go get Clark.
Bana biraz müsaade et de Clark'ı yakalamana yardım edeyim.
You're acting like them and you're going to be just like them, unless you let me help you.
Yardım etmeme izin vermezseniz, onlar gibi olacaksınız, zaten onlar gibi davranıyorsunuz.
Just let me know if you need any help
Yardıma ihtiyacın olursa söylemen yeterli
I just thought that I should tell you that I support... your action and if there is anything I can do to help, please let me know.
Eyleminizi desteklediğimi ve yardım edebileceğim bir şey olursa söylemenizin yeterli olacağını söylemem gerektiğini düşündüm.
You need any help, you just let me know.
Yardıma ihtiyacın olursa, haber ver.
And if you ever need help, just let me know and I'll come running from anywhere on Earth to save you.
Yardıma ihtiyacın olursa bana haber et dünyanın neresinde olursam olayım seni kurtarmaya gelirim.
Let me just change clothes, then I'll help you look.
Ben üstümü değiştireceğim, sonra sana yardım ederim.
Coach Parseghian anything I can do to help the team, you just let me know.
Koç Parseghian, takıma yardımcı olabileceğim bir şey varsa söyleyin yeter.
Anyway, listen, I was just calling to let you know that if you... you know, need any help with anything... I've got some pull with the manager, so... don't be afraid to give me a call.
Her neyse, dinle, diyecektim ki... apartman yöneticisiyle aram iyi... yani herhangi bir şeye ihtiyacın olursa... beni aramaktan çekinme.
Let me help you off with that. Here, I'll Just slip it over your head.
Şunu çıkarmana yardım edeyim.
Parker, if you don't want me to help you, just let me know.
Parker, eğer sana yardım etmemi istemiyorsan sadece söylemen yeterli
If I can help you or answer any questions, just let me know. I'm onya.
Yardım edebileceğim sorununuz varsa söyleyin.
Just let me know if you need any help, miss.
Giyemezseniz haberimiz olsun hanımefendi.
If you could just let me watch and listen as you pull off... whatever it is you're going to pull off- - it could really help me out.
Eğer yaptığın şey her ne ise onu yaparken seni izleyip dinlememe izin verirsen bana çok yardımı olacak.
Here, let me help you with that oh that's good why don't you guys just lie right across the steps?
Bunu sadece senin için yapıyorum. - Bunun şu kadarına bile inanmıyorum. - Ben inanıyorum.
Let's just say that I'm someone who can help you if you help me
Sadece sana yardım edebilecek biri. Eğer sen de bana edersen.
This is just a test that will let me know how to help you better. This is just a test that will let me know how to help you better.
Sana nasıl daha iyi yardım edeceğimi bana öğreten bir sınav bu sadece.
You can't just stand there another 12 hours and not let me help you.
Bir 12 saat daha orada duramazsın ve sana yardım etmeme izin ver.
Yes, I just thought you might love me enough to let me help you.
Beni sana yardım etmeme izin verecek kadar sevdiğini biliyorum.
[Lisa] Dad, I'm sorry the editor didn't like your review. I'll help you write a new review if you'll just let me use the bathroom!
Baba, editörün eleştirini beğenmediğine üzüldüm.
I thought you might let me into your secret club just this one time... and help me buy her something for her birthday.
Bir kereliğine bu gizli klübünüze girmeme izin verip ona doğum günü için bir şey almama yardım edersin dedim.
I vented the radiation, repaired as many systems as I could, but with no help, let's just say I'm glad you found me.
Radyasyonu temizledim, yapabildiğim kadar sistemleri tamir ettim ama yardım olmadan bu kadar, beni bulduğunuza sevindiğimi söyleyebilirim.
So I... want you to know if there's ever anything you need and I can help, you just let me know, all right?
Bilmek isterim ki eğer birşeye ihtiyacın olursa ve sana yardım edebileceğim birşeyse haber ver, tamam mı?
Let me help you take off the shoes, just lie down in the bed...
Dur ayakkabılarını çıkarayım.
Let me--let me just give you something to help it heal then
İzin ver de iyileşmene yardımcı bir şey yazayım
If you require help during the voyage, Mrs. Harker, just let me know.
Yolculuk sırasında yardıma ihtiyacınız olursa Bayan Harker, haberim olsun.
Well, I can't vouch for my calligraphy skills, but if you need any help, just let me know.
El yazımla övünmem pek ama eğer yardım gerekirse söyle bana.
Just help me get my dog and I will let you go.
Köpeğimi almama yardım et, seni bırakacağım.
If you really want to help me, just let me be! ( Korean )
Eğer gerçekten yardım etmek istiyorsan, bana dokunma yeter!
It won't if you just calm down a little and let me help you.
Bu, sadece biraz sakin ol ve sana yardım edeyim değil eğer. Bekleyin.
Maybe. But, Alexia, if I can help you, why won't you just let me?
Ama Alexia, neden size yardım etmeme izin vermiyorsun?
Well, if you need any help arranging things, you just let me know.
Her hangi bir yardıma ihtiyacınız olursa bana haber verebilirsiniz.
- Just... just... let me help you.
Bırak.. sana yardım edeyim
I know you don't want to accept help from me... but I can't just sit back and let you walk into trouble alone.
Biliyorum benim yardımımı kabul etmeyi istemezsin, fakat öylece... arkama yaslanıp, sorunun içine tek başına gitmene izin veremezdim.
- Just let me help you.
Sadece yardım etmeme izin ver.
I'm just glad you let me help.
Yardım etmeme izin verdiğiniz için mutluyum.
And let me help you understand that just a little bit.
Şöyle anlatabilirim ;