Just like you and me tradutor Turco
1,555 parallel translation
Just like you and me.
Tıpkı sen ve ben gibi.
So, honey, just get anything you want, and like I said, it's on me, so just get anything.
İstediğini söyle tatlım. Söylediğim gibi bendensin. İstediğini al.
So you know what? You just- - you go take your precious little daughter, and you lock her away, so bad people like me, we can't hurt her.
O yüzden kıymetli kızınızı da alıp evine kilitleyin ve benim gibi kötü insanlar...
And you think you can manipulate me, just like you did to sucre... and tweener and haywire.
Yaptın. Beni de diğerleri gibi kullanabileceğini mi sanıyorsun? Sucre, Ergen ve Haywire gibi.
It's just that you've all become like family to me and I really didn't want to lose that.
Bu sadece - hepiniz ailem gibi oldunuz. Ve ben gerçekten bunu kaybetmek istemedim. Ve her şeyin aynı kalacağını söylediğini biliyorum ama...
That's what I needed... to know that you're okay and... that a little part of you looks just like me.
Bilmek istediğim.. senin iyi olup olmadığındı ve.. Küçücük bir parçanın bile bana benzeyip benzemediğiydi.
Just give me what I want... and lynette... or you're not gonna like what happens.
İstediğimi yap! Ve Lynette... Yoksa, olacaklar hoşuna gitmeyecek.
I just really like him. And you intimidate me.
Sadece ondan gerçekten hoşlanıyorum ve sen beni korkutuyorsun.
I'm sorry, let me just make sure i have this right. So i spent $ 10, 000 on food and entertainment, And you would like to see a stamp?
Yani şimdi ben yiyeceğe ve eğlenceye 10.000 Dolar harcadım ve sen bir pul görmek istiyorsun.
Are you inviting me just like that or is somebody getting married and you've called me here to dance?
Beni buraya sen mi davet ettin yoksa birileri evleniyor ve beni dansa mı çağırdı?
And you sell me out just like that?
Beni anında sattınız ha?
People like you and me, man, we're just misunderstood.
Senin ve benim gibi adamlar... hep yanlış anlaşılırız.
And if you don't like that, you can just fire me!
Eğer bundan hoşlanmadıysan, beni kovabilirsin!
And if you'd said to me, "Look, one day you'll marry your father or someone just like your father, only 50 times kinder, 50 times nicer"
Ve bana " Bak, günün birinde gerçek babanla evleneceksin ya da tıpkı baban gibi biriyle. Yalnızca elli kat kibar,..
So it's just you and me, like it's meant to be.
Yalnızca sen ve ben, olması gerektiği gibi.
So, it's just gonna be like you and me here all alone and all, all summer.
O zaman sen ve ben bütün yaz burada yalnız olacağımıza benziyor.
But now... he just steals from people like you and me.
ama şimdi, senin benim gibilerden çalıyor.
They're trying to push me into some college course or something, or if it's not that, it's get a job, and I'm like... I just... I need some time, you know.
Onlar çalışmam ve işe gitmem için beni istiyorlar fakat zamana ihtiyacım var.
I'd just like to thank you Boog, Mr. Weenie, Buddy, Serge, Deni and McSquizzy my closest, dearest friends, for being here for me on the most important day of my life.
Sizlere teşekkür etmek istiyorum Boog, Bay Weenie, Buddy, Serge, Deni ve McSquizzy en yakın ve samimi arkadaşlarıma, bu önemli günümde benimle beraber olduğunuz için.
-'Cause I didn't want to hurt your feelings, and I didn't want to piss you off, just like I know deep, deep down inside, you don't want to piss me off, either.
Çünkü duygularını incitmek ve seni kızdırmak istemedim. Çünkü, sen de aslında beni hiç kızdırmak istemiyorsun, değil mi?
So you're just gonna go back to Serena like nothing happened and just leave me all alone?
Ne yani, hiçbir şey olmamış gibi Serena'ya dönüp beni yalnız mı bırakacaksın?
You know, just once I would like to go out with someone who is nice and honest and who actually cares about me.
Bir kere olsun iyi ve dürüst beni umursayan biriyle çıkmak istiyorum.
Just regular folks, like you and me.
Sadece senin benim gibi sıradan insanlarmış :
Just you and me like normal couples do.
Sadece sen ve ben normal çiftler gibi.
Looks like It's just you and me.
Sadece sen ve ben kaldık gibi.
And people are like, "Hell, why am I gonna go ahead on, " you know, and do all that... "when I could just go on this corner right here, make me like $ 500, $ 600 and call it a day?"
Ama benim gibi insanlar bunu yapmak yerine köşenin birine gidip günde 500, 600 dolar kazanabiliyordu.
# Just like a nursing home Boy, don't wanna give me a quarter # # Yeah, you think that's all we know is sellin'pounds and quarters #
Eski FEMA müdürü Mike Brown felaket yönetme danışmanı ve motivasyon konuşmacısı.
And she blew me off, just like Tyra's gonna blow you off and take off back to whatever other cooler guy comes along when you're...
Ve o beni bırakıp gitti, aynen Tyra'nın seni bırakıp, tekrar herhangi bir havalı çocuğa gideceği gibi...
I'm trying to reach out to you, and you're just walking away from me just like that.
Ben sadece sana ulaşmaya çalışıyorum, ve sen benden aynen şu andaki gibi kaçıyorsun.
This isn't fair to you for me to just ignore this and pretend like it's not there.
Bunu reddedip,... o orada yokmuş gibi davranarak sana karşı dürüst olamam.
I mean... I'm out here... just trying to be a good boy... and it's just like they don't want to let me... you know?
Demek istediğim burada durmuş iyi bir çocuk olmaya çalışıyorum ve sanki bana izin vermiyorlar gibi...
I come in here... feeling like shit for what I just witnessed, and... you're giving me a really negative vibe.
Kendimi bok gibi hissederek geliyorum, sadece onaylanmak istiyorum, ve sen bana çok negatif yaklasiyorsun.
I felt like that was for my benefit, that you just wanted to show me what I'd done to you by seeing Edward and how I'd ruined your life and, - well, your work.
Sanki Edward'la görüserek sana ne yaptigimi, hayatini ve isini nasil harap ettigimi, göstermek istedin.
I don't know, maybe with the coffee, it's... Maybe you're just telling me that you're only gonna come to the therapy under... your conditions, and anything that you don't like, you're gonna... spit out right away.
Bilmiyorum, belkide kahve bahanesiyle... bana söylemek istediğin, sadece kendi belirlediğin şartlar altında terapiye geleceğin... ve eğer hoşuna gitmeyen bir şey olursa anında... yaygarayı basacağındır.
Just like that other time with the bad nurse who kept telling on you and me?
Aynı daha önceki hemşire gibi, hani sürekli bizi azarlayan.
It'd just be like a bit of a road trip between me and you.
Sadece ikimizin çıkacağı bir seyahat olurdu.
And I got to go to God, just like you, and say,'God, please help me.'
Ve Tanrıya yakardım, senin gibi ve dedim ki, "Tanrım, yardım et bana."
Sashe, if you want to tell me something very important, just tell it to a white cloud floating in the sky, it'll come and tell me - Like sending a letter?
Sashe, önemli bir şey söylemek istersen, gökte yüzen beyaz bir buluta söyle bunu, bulut gelip bana söyleyecektir.
Well, Looks like it's just you and me again tonight.
Neyse, görünüyor ki yine bu gece seninle ben varız.
You can't just treat me like shit and then just...
Bana böyle bok gibi davranmamalısın ve sonra sadece...
How about you pull me back up and we just discuss this like two rational adults?
Sen beni yukarı çek ve birer yetişkin gibi oturup konuşalım.
You see, I'm just a guy who likes math, you know, and somehow I got a beautiful girl like that to fall in love with me.
Ben sadece matematik aşığı bir adamım ve bana âşık olabilecek en güzel kızla evlenmişim.
She's like, "Yes I did, I was really into it." I say, "Well why did you keep stopping me?" and she goes, "'cause I wanted you to just go for it. "
"Tabi ki de istedim." dedi. "Peki neden beni durdurdun?" dedim. "Sen yine de zorla yap istedim." dedi.
Ah, you and me, Martha Jones, just like old times.
Sen ve ben, eski günlerdeki gibi, Martha Jones.
- No, I don'T... it's just that when you were dying in the desert and yofeu d on me, you made it seem like it was a big deal, and now you're saying it's not,
- Yo, hayır... Çölde ölmek üzereyken benim kanımı içtiğinde bunun önemli birşey olduğunu söylemiştin, ama şimdi önemsiz birşeydi diyorsun kusura bakma, ama biraz kafam karıştı.
Now, if I'm driving my car and I'm at the light and you're in the car behind me and the light's red and I'm just sitting there blasting some Gwen Stefani and I'm just like... ♪ Ain't no hollaback girl ♪
Mesela ben arabadayım ve ışıkta durmuşum siz de arkamdaki arabadasınız kırmızı yanıyor ve ben orada oturmuş Gwen Stefani çığırıyorum, şöyleyim :
Just try to survive, like you and me.
Sadece yaşamaya çalışıyorlar. Tıpkı sizin ve benim gibi.
All right.So... last night, when we were at anthony's house and his- - his family is being so nice and- - and treating me like I just saved their son's life, um... you did.
Pekala... Geçen gece, Anthony'nin evindeyken- - ailesi çok kibardı ve bana oğullarını kurtarmışım gibi davrandılar... kurtardın.
I don't want to come home to somebody just like me every night, and neither do you.
Her gece benim gibi olan birinin yanına gelmek istemezdim ve sen de öyle.
You don't want your plan to go to shit just like your plan to kill me and Ronnie.
Ronnie ile beni öldürme planın gibi bunun da piç olmasını istemezsin.
You drugged me and then stole it, just like you're doing to her.
Bana ilaç verip yüzüğümü çaldın. Bu kadına yaptığın gibi.