Kanan tradutor Turco
604 parallel translation
And you went and saw a lot of princesses taking a bath, didn't you?
Gittin ve suda yıkanan bir sürü prenses gördün, değil mi?
With flatheads like you on the force. Falling for a story like that!
Sizin gibi bu masallara kanan salakları polis yaparlarsa böyle olur.
All right, you bathing beauties.
Pekala, yıkanan güzeller.
I wasn't easy to convince, but Mitch sold me.
Aslında kolay kanan biri değilimdir, ama Mitch beni ikna etti.
Many fall for it.
Buna kanan birçok kişi var.
When they swoop down, he feels like poking'his ears to make'em pop.
Yere inerken, çiftçi sanki tıkanan kulaklarını açma isteği duyarmış.
Awash with sunlight.
Güneş ışığıyla yıkanan yerleri.
"Saucy Turtles Make Terrible Bath Mats, Charlie."
"Kötü yıkanan şımarık kaplumbağa Charlie'yi ıslatır."
Roman Numeral One : "Saucy Turtles Make Terrible Bath Mats, Charlie."
Roma rakamı bir "Kötü yıkanan şımarık kaplumbağa Charlie'yi ıslatır."
A peasant. Bought for a few gold coins.
Bir kaç altın paraya kanan bir köylü.
Last week on party hints I showed you How to make a small plate of goulash go round 26 people How to get the best out of your canapes
Geçen hafta Parti Püf Noktaları'nda size küçük bir tabak gulaşı 26 kişiye yetirmeyi kanepelerinizi idareli kullanmayı ve tıkanan tuvaleti açmayı gösterdim.
What do you care about a lady? All she wants to do is wash up.
Sen yıkanan bir hanıma ne kızıyorsun?
Adark room washed through with moonlight.
Ay ışığıyla yıkanan karanlık bir oda.
A pushover, but nervous.
Kolay kanan biriyim ama heyecanlıyım.
Just let someone get to know Franzl He's no pushover.
Bırakın o kişi Franz ile tanışsın. Franz'ın kolay kanan bir yapısı yoktur.
He's a pushover.
Franz'ın kolay kanan bir yapısı yoktur.
Adler Laundry for handwashed garments and underwear, specialists in gentlemen's and ladies'fine underclothes. "
Adler Temizleme, elde yıkanan elbise ve iç çamaşırlarınız için. Bay ve bayanların iç çamaşırları konusunda uzman.
You're the kind of girl that falls for sincerity.
Sen, dürüstlüğe kanan türden bir kızsın.
It's hand spun lamb's wool.
Elde yıkanan kuzu yününden.
Gullible, negligent and naive.
Kolay kanan, savsak ve saf.
Yeah, and the only other clue we've got are those mops, stuffed in their mouths.
Elimizdeki tek ipucu da ağızlarına tıkanan bu paspaslar.
What's the matter, you never saw a man wash his hair before?
Sorun ne, hiç yıkanan birini görmediniz mi?
Requires a minimum balance of $ 2, and you get a free Freddy the Frog bank.
En az 2 $ bakiyeniz olmalı, ve bir de kurbağa Freddy kumbarası kananıyorsunuz.
I have a vague memory of reading somewhere about someone taking a shower in their clothing.
Bir zamanlar bir yerlerde... elbiseleriyle yıkanan birileri hakkında bir şeyler okumuştum diye hatırlıyorum.
You're no bigger than a pound of soap after a hard day's wash.
Kazanlarca yıkanan çamaşırdan kalan sabundan bile daha iri değilsin.
But, now, we also see a planet bathed in the light of a nearby star. :
Ancak aynı zamanda yakınlardaki bir yıldızın ışığında yıkanan bir gezegen gözümüze çarpıyor.
Nowsanctify this water... that Your servants who are washed in it may become one... with Christ's death andresurrection, tobe cleansed anddeliveredfromsin.
Şimdi kutsa bu suyu... içinde yıkanan kulların ve... İsa'nın ölümü ve dirilişi ile, temizlenmiş olmak ve günahlarından arınmak.
My son just threw his red hat in with the white laundry.
Oğlum kırmızı şapkasını bizim yıkanan beyazların arasına karıştırmış.
You seized the wheel... of my slow boat to hell, and pointed it... towards the sunny shores of Selma.
Cehenneme doğru yol alan... kayığımın dümenini tuttun ve onu Selma`nın güneş ışıklarıyla yıkanan sahillerine kırdın.
Kanan.
Kanan.
Just like snaking a drain.
Tıkanan lavaboyu açmak gibi.
That pileup Monday on the l-80, he was in it.
Pazartesi gece tıkanan trafikteymiş.
Black people are now like white people, we have to re-brainwash'em now, teach them about themselves and their history and language, to do something for themselves and quit begging white people for things they should do themselves.
Siyah halk, artık beyaz halk gibi olmuş. Onların yıkanan beyinlerini yine yıkamalıyız. Onlara kendilerini, tarihlerini, dillerini ve kadınını korumayı, ona saygı duymasını öğretmeliyiz.
This is a great vindication for anybody who was ever taking a bath... went to get the paper, fell down and had the door slam behind them and the doorknob break off.
Bu mükemmel bir temize çıkarmaydı yıkanan biri için gazeteyi alıp, düşmek ve ardından kapıya çarpıp, kapı kolunu kırmak.
- You know, but we could come back in an hour or so, - # they really do come true # if you got a wash goin'or somethin'.
- Biz 1 saat sonra geri gelebilir, gerçekten gerçek olur Yıkanan şey varsa.
Though I sent that kid after you, brainwashing him with all the troubles of life your abilities are still only this much.
Şu beyni hayatın bütün sorunları ile yıkanan çocuğu arkandan göndermiştim. Senin yeteneklerin ancak bu kadar.
While the heart is not moving, the surgeon can reroute blood vessels to parts of the heart muscle where clogged arteries are restricting the flow.
Kalp kımıldamazken cerrah, tıkanan arterlerin kan akımını engellediği yerdeki kalp adalesinin bazı yerlerindeki kan damarlarının yolunu değiştiriyor.
So, what can you do? I've thinned his blood to help it move past the blockage.
Tıkanan yerden geçebilmesi için kanını incelttim.
I just keep picturing myself standing over some drain being hosed down like some old circus animal.
Kendimi hortumla yıkanan yaşlı bir sirk hayvanı gibi hissederim
The part requires a certain mixture of spirit and passion, wide-eyed innocence, and unparalleled external beauty.
Rol için gerekenler heyecanlı bir tutku, kolay kanan bir masumiyet ve eşsiz bir dış güzellik.
Your fraternity buddies want to spread the word of a student-professor affair, date-rape, medication and stomach-pumps.
Dostların bir öğrenci-profesör ilişkisi... zorla seks, ilaçlar ve yıkanan mideler hakkında dedikodu yaymak istiyorlar.
"Frequent use?"
"Sık yıkanan saçlara" mı...
We'll put "frequent use."
"Sık yıkanan" diyelim.
Moose Getting a Sponge Bath.
Süngerle yıkanan bir fare.
He saw a princess, bathing... Her lovely body, head to toe, glistening with water drops.
Bir prenses görmüş, yıkanan... muhteşem vücudu, tepeden tırnağa, su damlalarıyla parlıyormuş.
So, welcome to Canaan.
İyi. Kanan topraklarına hoş geldin.
And across the lake I saw a beautiful woman bathing herself.
Gölün karşısında yıkanan güzel bir kadın gördüm.
This morning, I was doing a feature on an elephant being washed by a midget.
Bu sabah, bir ufaklık tarafından... yıkanan bir fili çekiyordum.
There's a viewpoint, it's the first turn north of Kanan.
Çok güzel manzarası vardır.
First turn north of Kanan.
Point Dune. İlk sapaktan dön Kuzey Canon'a giderken.
But the sheets, with fibro-val, are sparkling clean and white.
Ama Fibro-Val'le yıkanan çarşaflar prırıl pırıl ve beyaz.