Kept to himself tradutor Turco
218 parallel translation
Never bothered with anyone in the department, just kept to himself.
Bürodaki kimseyle ilgilenmezdi, içine kapanıktı.
Kept to himself.
İçine kapanık.
He was the kind of person who kept to himself.
Yalnız bir adamdı. Kimseyle görüşmeyen türden biriydi.
So he kept to himself, withdrawn into the world of his own thoughts which were often concerned with his imagined unworthiness in the eyes of God.
Sürekli olarak derin düşüncelere dalıp, Tanrı'nın gözünde ne kadar değersiz olduğunu hayal ediyordu.
Martin kept to himself
Martin kendini tuttu.
They tell police he was an odd little man who kept to himself.
Polise onun kendi halinde garip, küçümen bir adam olduğunu söylüyorlar.
Afterwards, he kept to himself or with Smalls.
Ardından, ya tek başına ya da Smalls'a takıldı.
Kept to himself.
Kendisini korurdu.
What he discovered he kept to himself, until some boys were murdered in the Cotswolds.
Keşiflerini kendine sakladı. Cotswalds'ta çok sayıda gencin öldürülmesine kadar.
He was quiet, kept to himself, but always seemed like a nice young man.
İçine kapanık, sessiz ama iyi bir çocuktu.
The most interesting things- - Those I'm sure he kept to himself.
- Eminim en ilginç olanlarını... -... kendine saklamıştır.
There was a hermit where I lived in the countryside who always kept to himself.
Eskiden yaşadığım kırsalda... kendini odasına kilitleyen bir adam vardı.
Kept to himself mostly.
Her şeyi içine atmayı seven.
All he did, he kept to himself.
Tüm yaptıklarını, kendine sakladı.
For this and other reasons, Tony Takitani was a boy who kept to himself
Bu ve bunun gibi sebepler yüzünden Tony Takitani içine kapanık bir çocuktu.
He was always quiet and kept to himself.
Her zaman sessiz ve içine kapanık biriydi.
At first they thought he was just another drunk because he kept babbling to himself incessantly.
Kendi kendine aralıksız gevezelik ettiği için önce sarhoş sanmışlar.
But he kept it to himself.
Ama bunu kendine saklardı.
With me, he kept his fears to himself very successfully.
Bu korkusunu bana hiç belli etmedi.
Kept pretty much to himself.
Yalnız kalmayı tercih ediyordu.
But he kept it to himself.
Ama bunu içine attı.
He kept a lot to himself.
Birçok şeyi içine attı.
The baron looked at it differently, but he kept his opinion to himself.
Baron bu olaya farklı bakıyordu, fakat fikrini kendine saklıyordu.
But he kept it to himself.
Ama kendine hâkim oldu. Alman olmak isteyenler gibi yurttaşlarını aldatmak isteyenler gibi kendini suça vermedi. " diyecekler.
Your grandfather could have kept things to himself but your dad didn't keep quiet.
Büyükbaban bunu içine atardı ama baban sessiz duramazdı.
He was a well-respected gentleman who kept himself very much to himself.
Kendi içine kapanık yaşayan ve saygı gören bir beyefendiydi kendisi.
Kept himself to himself.
İçe kapanık biriydi.
He should have kept his hands to himself.
Ellerini kendisinden uzak tutmalıymış.
- Well, he kept complaining how we ruined his vacation so I decided to let him stay up there by himself for two whole days.
- Tatilini nasıl da berbat ettiğimiz.. ... konusunda şikayet edip durdu. Ben de iki tam gün boyunca orada kendi başına kalmasına izin vermeye karar verdim.
But I know he kept certain information to himself.
Ama belli bilgileri kendine sakladığını biliyorum.
Andy kept pretty much to himself at first.
Andy ilk zamanlar fazla konuşmuyordu.
He kept mostly to himself. I don't know why he'd try something like that.
Bunu neden denediğini bilemiyorum.
On his way down past each floor, he kept saying to reassure himself :
Düşmekte olduğu her katta, Korkudan arınarak söylemeyi sürdürmüş :
He kept referring to himself in the third person.
Kendinden üçüncü şahısta bahsetmeye bayılıyor.
He kept his questions to himself.
"Sorularını kendisine sakladı."
So he's already been fired and yet he kept making himself lunches kept putting on his uniform and kept pretending to go to work.
İşten atıldığı halde karavanasını yapıyor iş elbiseleriyle, işe gider gibi yapıyordu.
"Levin walked along the path leading to the skating lake... "... and he kept repeating to himself :
Levin buz pateni gölüne giden yol boyunca... içinden sürekli tekrarlıyordu :
Well, your brother certainly kept his feelings to himself until tonight.
Kardeşiniz bu geceye kadar duygularını iyi gizlemiş.
One Tuesday morning, he went down to the factory, wrote his family a letter... then used a. 9mm automatic they kept there to kill himself.
Bir salı sabahı fabrikasına gitti, ailesine bir mektup yazdı sonra 9 mm'lik otomatik bir tabancayla kendini öldürdü.
And then he just kept going and digging himself deeper, saying he didn't mean it, trying to blame it on Ray.
Sonra konuşmaya devam edip battıkça battı. Öyle demek istemedim deyip suçu Ray'in üstüne atmaya kalktı.
He just kept referring to himself in the third person.
Kendisinden üçüncü şahısmış gibi bahsetti durdu.
A friend wouldn't have kept something like that to himself.
- Neden? Bir arkadaş bu tip şeyleri kendine sır olarak saklamaz.
One he kept for himself the second he mailed to a neighbor and a third he mailed to paulie the fist.
Kızı boğazından yakalamıştı. Tout kasedin üç kopyasını çıkardı.
Once or twice, but he kept himself to himself.
Bir iki defa geldi ama kendi başına takılırdı.
According to his lieutenant... my great-uncle sealed himself in the engine room... and kept the reactor on-line long enough... for his crew to make it to the escape pods.
Yüzbaşısının söylediğine göre büyük amcam kendisini makine dairesine kilitlemiş ve tayfalar kaçış bölmelerine ulaşıncaya kadar reaktörü çalışır durumda tutmuş.
Can't say I did, sir, kept pretty much to himself.
- Pek değil. İçine kapanık biriydi.
He pretty much kept to himself.
İçine kapanıktı.
Remember, Jim Palmer tried to come back after he was in the Hall of Fame, and he kept himself in better shape than Ross.
Jim Palmer listeye girdikten sonra dönmeye çalışmıştı, ve durumu Ross'dan daha iyiydi.
He kept the paper to himself.
Belgeyi kendine saklamıştı.
He seems to have kept them for himself.
Giysileri kendi için almış görünüyor.
But because he was such an unassuming bloke... he kept it to himself... and only went public after Picasso.
Fakat gösterişi sevmeyen birisi olduğundan bunu kendine saklamış ve Picasso'dan sonra eserlerini ortaya çıkarmış.