Kiloran tradutor Turco
76 parallel translation
- I'm going to an Island called Kiloran.
- Kiloran isimli bir adaya gidiyorum.
Itinerary of Miss Webster's journey... from Manchester to Isle of Kiloran, Scotland.
Bayan Webster'ın, Manchester ile Kiloran Adası, İskoçya arasındaki seyahatinin rehberi.
Are you for Kiloran, Miss Webster?
Kiloran'a mı Bayan Webster?
Oh, yes, anyone can go in, except the lairds of Kiloran.
Evet, Kiloran'lı toprak sahipleri dışında herkes girebiliyor.
Ruairidh Mhor may not be willing to cross over to Kiloran in this weather.
Ruairidh Mhór, bu havada Kiloran'a geçmek istemeyebilir.
- But isn't that the boat from Kiloran?
- Şuradaki tekne Kiloran'dan gelmedi mi?
- But I intend to spend the night on Kiloran. - Oh.
Ama geceyi Kiloran'da geçirmeye niyetliyim.
The boat from Kiloran will meet Miss Webster...
Kiloran'dan gelen tekne Bayan Webster'ı...
- This is a fellow traveler to Kiloran.
- Kiloran'a seyahat eden bir dost.
Oh, it's Kiloran!
Bu Kiloran!
Does he know you're going to Kiloran?
Kendisi, Kiloran'a gideceğinizi biliyor mu?
Well, you're bound to, aren't you, on a small island like Kiloran?
Kiloran gibi ufak bir adada buna zorunlusunuz, değil mi?
- Shoot grouse, fish for salmon, bathe in Kiloran Bay, picnic at Pig's Paradise.
- Keklik avlamak, somon balığı tutmak Kiloran koyunda yüzmek, Domuz Cenneti'nde piknik yapmak.
Kiloran House is near the lake, isn't it?
Kiloran Evi göle yakın, değil mi?
There's a grand view of Kiloran from here.
Buradan, yani kuzeydoğudan harika bir Kiloran manzarası var.
I'm going to be married on Kiloran.
Evet. Kiloran'da evleneceğim.
It's an honor for Kiloran.
Kiloran için büyük bir onur.
- Well, I know that it's upon the lairds of Kiloran.
Sadece Kiloran'lı toprak sahipleri üzerine olduğunu.
I am MacNeil of Kiloran, and I am the laird of Kiloran.
Ben Kiloran'lı MacNeil'ım ve Kiloran'ın toprak sahibiyim.
Are you not MacNeil of Kiloran?
Kiloran'lı MacNeil değil misiniz?
I knew you when you were a boy, Kiloran.
Seni küçüklüğünden tanırım, Kiloran.
You have your father's memory, Kiloran.
Babanınki gibi hafızan var Kiloran.
- And are you back for good, Kiloran?
- Temelli mi döndün Kiloran?
How is everybody on Kiloran?
Kiloran'dakiler nasıl?
And my son was after telling me about the rich man on Kiloran.
Oğlum da bana Kiloran'daki zengin adamı anlatıyordu.
Him that is your tenant, Kiloran.
Senin kiracın olan adam Kiloran.
He has no care of money, the rich man of Kiloran.
Kiloran'lı zengin adamın parayı hiç umursadığı yok.
- Who is fishing for salmon?
- Kiloran'da kim somon avlıyor ki?
It lies just northeast of Kiloran.
Kiloran'ın kuzeydoğusunda bulunuyor.
You can hear it from Kiloran.
Kiloran'dan duyabilirsin.
And you know well what the third rope was made of, Kiloran.
Üçüncü çapa ipinin neden yapıldığını gayet iyi biliyorsun Kiloranlı.
Isle of Kiloran speaking.
Kiloran adası konuşuyor.
Hello, Kiloran.
Alo, Kiloran.
Hello, Kiloran.
Merhaba Kiloran.
- Well, it's nine pence each, Kiloran.
- Adam başı 9 peni Kiloranlı.
It's an awful pretty day, Kiloran.
Berbat bir gün Kiloran.
- Are you the owner of Kiloran?
- Kiloran'ın sahibi misiniz?
You know, we nearly took Kiloran ourselves.
Kiloran'ı neredeyse biz tutuyorduk.
I'm afraid that's the only income I ever get from Kiloran.
Üzgünüm ki Kiloran'dan elde ettiğim tek gelir o.
Excuse me, but is you not MacNeil of Kiloran?
Affedersiniz ama Kiloran'lı MacNeil değil misiniz?
- John Campbell of Kiloran.
- Kiloran'lı John Campbell.
Kiloran!
Kiloran!
Thank you indeed, Kiloran.
Gerçekten teşekkür ederim Kiloran.
It's very good of you, but Kiloran knows I must get back.
Çok iyisiniz ama Kiloran geri dönmek zorunda olduğumu biliyor.
Kiloran knows nothing of the sort.
Kiloran böyle bir şeyden bihaber.
They were ordered by the rich man on Kiloran.
Kiloran'daki zengin adam tarafından tutulmuşlar.
You know how important it is for me to get to Kiloran.
Kiloran'a ulaşmamın ne kadar önemli olduğunu biliyorsun.
- Hello, Kiloran.
- Merhaba Kiloran.
Oh, yes, tomorrow we'll be crossing to Kiloran, or maybe the day after.
Evet, yarın Kiloran'a doğru açılacağız belki de yarından sonra.
- Good day to you, Kiloran.
- Sana da iyi günler Kiloran.
Good-bye, Kiloran.
Hoşça kalın Kiloran.