Kurus tradutor Turco
3,065 parallel translation
Ha, ha. Blanks?
Kurusıkı mı?
That's how it works, so you'd better start talking... now.
Bu işler böyledir, o yüzden konuşmaya başlasan iyi olur... hemen. Silah kurusıkıydı.
Where can I get a.22 calibre gun and some blank rounds?
Nereden 22 kalibrelik bir silah ve kurusıkı mermi bulabilirim?
Are you sure these are blanks?
- Bunların kurusıkı olduğundan emin misin?
No more liras will be paid to international... financial monopolies, which impoverished our country for years and... which seized our people's bread.
Yıllarca ülkemizi yoksullaştırmış halkımızın aşına ekmeğine el koymuş olan uluslararası finans tekellerine bundan sonra tek kuruş aktarılmayacaktır.
I never paid him a penny.
- Bir kuruş bile vermedim.
We just put a man on the moon, gas was 35 cents, and I was orphaned.
Aya ilk adamı koyduk, benzin ise 35 kuruş, ve ben terkedildim.
- And we've yet to see a dime.
- Ve daha tek kuruş görmedik.
If you commit suicide, there's nothing.
İntihar edersen, tek kuruş alamazsın.
Not a thing, so don't ever think about dying.
Tek kuruş. Bu yüzden ölmeyi aklından bile geçirme.
( TONY WHISTLES )
Lütfen Körler İçin Para Verin Her Kuruş Değerlidir
- l ain't gonna pay a dime on Bananas.
- Muzlar'da sana kuruş ödemem.
And if we can make a little money on the side, then so be it.
Eğer 3-5 kuruş da kazanabiliyorsak, ne ala.
It means brother is not going to get money. its clear.
Bu kardeşim bir kuruş bile alamayacak anlamına geliyor. Gayet açık.
But if I learn that word before the end of the experiment, you get nothing.
Ama deneyin sonundan önce o kelimeyi öğrenirsem 5 kuruş alamazsın.
Remind me, Debbie, when you run the business, to ask your opinion.
Kadın kuruş ödemiyor. Hey hatırlatta Debbie, işleri sen yürüttüğün zaman senin de fikrini sorayım.
Not a dime.
Tek kuruş bile.
And you, Chief Johnson, you, personally, will not be paying me a dime.
Ve siz şef Johnson,... siz bana tek kuruş ödemeyeceksiniz.
I always wondered what would happen to girls who just party like Hye-ji if she had nothing to do later in life, I was going to help her out
Daima acımasız Hye Ji'nin sonunu merak ederdim. Cebinde kuruş parası kalmasaydı yardım etmeyi planlıyordum.
I won't give a single paisa to anyone
Kimseye bir kuruş bile vermem!
She told me if worse comes to worse, she wouldn't want a dime of my money.
Kötünün de kötüsü geldiği vakit, tek kuruş dahi istemediğini söyledi.
Yeah, with my luck, I'd be doing 30 years before I even got a chance to spend a dollar.
Bendeki bu şansla, tek bir kuruş harcayamadan 30 yıl hapis yerim.
Copied on VHS from DVD or something, it's not won'th a toss.
VHS den DVD ye falan kopyalasan kuruş etmez
The bastard didn't spend a penny for it.
Pislik bir kuruş bile harcamadı
Mike Tyson makes you blow him
Mike Tyson tek kuruş vermez.
We're not making a dime more off your ammo.
Mermilerinizden bir kuruş kar etmiyoruz. Sözüm söz.
Just so you know, I never took a dime from your mom.
Bildiğin gibi annenden tek kuruş almadım.
Not a dime.
Bir kuruş bile yok.
Ha, yeah, well, if I had a nickel.
Keşke bu soruyu her duyduğumda kenara bir kuruş ayırsaydım.
You're responsible for her death, and I'm gonna make sure you don't get a penny of the inheritance.
Ve senin mirastan bir kuruş almaman için elimden geleni yapacağım.
If they are able to make it look like you were only after Ms. Templeton's money, you'll never see a cent.
Onlar eğer Ms.Templeton'un sadece parasının peşinde olduğunuzu düşünürlerse bir kuruş alamazsınız.
And If I can't get Marla's necklace back, then her grandson Jeremy's gonna screw me out of all my money.
Eğer Marla'nın kolyesini geri alamazsam torunu Jeremy bir kuruş para alamamam için her şeyi yapar.
You're responsible for her death, and I'm gonna make sure you don't get a penny of the inheritance.
Onun ölümünden sen sorumlusun, Ve onun mirasından tek bir kuruş dahi alamayağından emin olmak için burdayım.
You owe me money, and I haven't seen a dime yet.
Bana borcun var, ama daha beş kuruş para göremedim.
At all. I won't even gamble a nickel.
Benden kumara bir kuruş çalışmaz.
Since I'm not an unemployed housewife, Jeremy, who contributes absolutely no money to the mortgage, Jeremy!
İşsiz bir ev hanımı olmadığım zamandan beri büyütüyorum Jeremy, Mortgage'a tek kuruş bile yararım olmadığı zamandan beri büyütüyorum Jeremy!
And we're left begging for scraps.
Şimdi de burada 3 kuruş için yalvarıyoruz.
Not a nickel of it was missing, and his first reaction when this accident occurred was to ask if we were okay.
Bir kuruş bile eksik değildi ve kaza olduğunda yaptığı ilk şey bize iyi misiniz diye sormaktı.
Dad's broke.
Babamın beş kuruş parası yok.
You've worked all day long for such a mean wage and you waste it on wine?
Üç kuruş para için koca gün çalıştınız ve o parayı da şaraba harcıyorsunuz öyle mi?
If I had a nickel for every time a girl said that to me.
Bir kız bunu bana her söylediğinde kenara bir kuruş atsam- -
And I will be taking a penny.
Bir de bir kuruş alacağım.
I won't spend a dime on another boring movie with a bad storyline and the usual shitty New Kids jokes.
Yeni Elemanlar'ın boktan şakaları ve dandik konulu sıkıcı bir film için beş kuruş bile harcamazdım.
He didn't steal a cent.
Bir kuruş çalmamış. O zaman karısına döndük.
Three million, and not a penny more.
Üç milyon. Tek kuruş fazla değil.
- He has not asked me for one penny.
- Benden bir kuruş bile istemedi.
We are not paying a cent above her medical bills.
Hastane faturalarına tek bir kuruş bile ödemeyeceğiz.
Ten million, and we won't accept a penny less.
On milyon, bir kuruş aşağısı olmaz.
I'm broke, I live in a closet, and I have a below-average size penis.
Beş kuruş param yok, küçücük bir odada yaşıyorum ve penisim de büyük sayılmaz.
Look, he doesn't pay me anything.
Bakın, babamın bana kuruş verdiği yok.
I ain't paying you a nickel, you pathetic little bitch.
Sana bir kuruş ödemeyeceğim,.. ... seni zavallı küçük sürtük.