Lanes tradutor Turco
503 parallel translation
Two more lanes open!
İki kişilik daha yer kaldı.
And the back lanes too.
ve arka sokaklarıda.
In the Bering Strait? That's miles from shipping lanes.
Bu Bering Boğazı'nda mıydı?
# The lanes are shady
Sokaklar gölgeli
Today, from the skies of California, the fields of Kansas the rice paddies of the Orient, the air lanes of the world which we have come to know as flying saucers.
Bugün California semalarından, Kansas tarlalarından Uzakdoğu'nun pirinç tarlalarından, tüm dünyanın hava sahalarından uçan daireler olarak bilinen, tanımlanamayan uçan cisimler yani UFOlar görüldüğüne dair sürekli raporlar geliyor.
The first of man's vital communications to suffer were the shipping lanes and airways.
Zarar gören ilk ulaşım araçları deniz ve hava yolları oldu.
We're directed to assume that it's Bismarck accompanied by Prinz Eugen and that they're attempting to break out into the convoy lanes.
Aldığımız direktif çerçevesinde "Bismarck..." "Prinz Eugen..." eşliğinde yol alıyor ve konvoylarımıza... ulaşmaya çalışıyorlar.
A few days hacking along the lanes shall have you cantering...
Birkaç gün ağırdan alalım sonra hızlanırız...
It's got 12 lanes and a cocktail bar, and it's half paid off.
12 oyun alanı, bir kokteyl barı var.
Charlotte walked down lanes of stone...
Charlotte patikadan geçti...
- There are lanes everywhere here.
- Burada, her yer ağaçlı yol dolu.
The planet Ariannus is vital as a transfer point on space commercial lanes.
Ariannus bir transfer noktası olarak uzay ticari rotalarında önemlidir.
He would perceive that time is like a freeway with an infinite number of lanes, all leading from the past into the future, however, not into the same future.
Zamanın sonsuz şeritli bir otoyol olduğunu algılayacaktır. Tüm şeritler geçmişten geleceğe gider, fakat aynı geleceğe değil.
It follows that a driver, by changing lanes, can change his future.
Bu, şerit değiştiren bir sürücünün kendi geleceğini değiştirebileceğini de gösterir.
Woodcutter lives near wooden lanes... got married today with the masters kind permission and blessing.
Efendisinin izni ve takdiriyle bugün evleniyor.
I believe that time is like an endless motorway with an infinite number of lanes all running from the past into the future.
Ben tamamı ile otoyolların geçmiş ve gelecek arasındaki sonsuz bir köprü olduğuna inanırım.
A driver could change his lanes and change his future.
Bir sürücü farklı bir yol secebilir, ve geleceğini değiştirebilir.
It's a blind choice, but you can change lanes.
Kör bir seçenektir, ama sen yolunu değiştirebilirsin.
"Reese Lanes".
"Reese Lanes".
Then we laid great lanes of flares, hundreds of flares.
( Hamish Mahaddie, RAF Kılavuzu ) Ardından büyük, işaret fişekleri, yüzlerce işaret fişeği attık.
Heading for the staging lanes, the state-of-the-art in drag racing today, the undefeated Hunt Brothers'Headhunter, cubic money.
Hareket şeridine ilerleyen otomobil, kısa mesafeli yarışlarda günümüzün son teknolojisi, namağlup Hunt Kardeşlerin Headhunter'ı, para konuşuyor.
It's late for a maid to be roaming the lanes by herself.
Bir hizmetçinin bu yollarda yalnız dolaşması için geç değil mi?
They go around to the different lanes.
Onları farklı yollardan dolaşıyor.
I'm afraid the current is taking us to God knows where far from the shipping lanes.
Korkarım, akıntı bizi ticari gemilerin rotasından uzaklaştırıyor,... nereye sürüklendiğimizi sadece tanrı bilir.
Walk carefully in the lanes of love.
" Aşka giden yolda dikkatli yürü.
If we're lucky, we'll drift into those major shipping lanes... we'll probably get picked up in a day or two by a Liberian freighter.
Şanslıysak şu büyük taşımacılık hatlarından birine sürükleniriz bir, iki gün içinde Liberyalı bir nakliye gemisi bizi alır.
But that's supposed to remain in orbit... to protect the main space lanes.
Fakat onun ana uzay yolunu koruması için yörüngede kalması gerekir.
I told you, not on the lanes.
Kulvarda olmaz!
Reverend Miller, Charlie McFadden and some stranger just shot up the bar at the Bowlarama Lanes.
Rahip Miller, Charlie McFadden... ve bir yabancı Bowlarama Salonu'nda... barda ateş etmişler.
I want you to close down those passing lanes.
Yan yana olmanızı istiyorum.
Shut down those passing lanes.
Geçitleri kapalı tutun.
Let's you and I go to the lanes and practice.
Salona gidip idman yapalım. Sen ödüyorsun.
- Howie's Lanes.
- Bowling salonunda.
Eight lanes of shimmering cement running from here to Pasadena.
Buradan Pasadena'ya kadar giden sekiz şeritli bir yol.
Or am I thinking of bus lanes?
Yoksa otobüs yolları mıydı?
On a highway with fewer than four lanes in one direction a passenger vehicle towing a trailer... Must travel in the lane farthest to the right or a specially marked lane.
Dört şeritten daha az şeridi olan bir otobanda römorku bulunan bir araç en sağ şeritte gitmelidir,... veya özel işaretlenmiş bir yolda.
We got two wide lanes. Plenty of room. No worse than the cafeteria at lunch time, huh, Albert?
şeritler geniş, hepimize yer var!
You can't wear street shoes on the lanes.
Sokak ayakkabılarıyla koridorda gezemezsiniz.
- The lanes were kinda warped, but, oh, the food.
- Tüm arayollar kapanmış, ama, yiyecek.
Lanes of power and influence will open to my bishops and rooks.
Fil ve kalelerime güç ve nüfuz yolları açılacak!
But if he drifts into those race lanes he's gonna kill somebody.
Yarış alanına girecek olursa birini öldürebilir.
The lanes could be designated. As, like, a landmark or something.
Gazetede geçecek birkaç satır cazibe merkezi gibi yapacaktır burayı.
I was seeing three and four moves ahead weaving in and out of lanes like an Olympic skier on a gold-medal run.
Üç ya da dört manevra sonrasını görüp altın madalya yarışındaki olimpik bir kayakçı gibi şeritlere girip çıkıyordum.
Yeah. For a dollar, a man sold me 35 Caspers and a dozen Lois Lanes.
evet. adam bana, bir dolara 35 tane Casper ve bir düzine Lois Lane kitabı sattı
They thought of planting Japanese cherry trees along the lanes, see?
Kaldirimlara, Japon kiraz agaçlari dikmeyi düsünmüsler. Görüyor musunuz?
# And we'd walk down the lanes
# Volta atardık caddelerde
he obeys the speed limit... comes to a complete stop at every stop sign and signals when he changes lanes.
Bütün dur işaretlerinde mutlaka duruyor. Şerit değiştirirken sinyal veriyor.
There are many lanes to Yu Mun Kwan Send the best soldiers to block all exits
Tüm çıkışlar sıkı bir şekilde tutulsun!
Airport lanes!
Şehirdeki en iyi salata Airport Lanes'dedir.
- There's been a disturbance at the Bowlarama Lanes. Over.
Tamam.
"These lanes are ours as well as the roads"
"Bu yollar bizim"