Lasted tradutor Turco
1,803 parallel translation
3.9 billion years ago, humans would have lasted for only a brief moment.
3.9 milyar yıl önce insanlar yalnızca bir anlığına hayatta kalabilirdi.
Only lasted six or seven months.
Sadece altı ya da yedi ay sürdü.
The depression lasted until World War II
Buhran, İkinci Dünya Savaşı'nın sonlarına kadar devam etti.
The strike lasted almost a year.
Grev neredeyse 1 yıl sürdü.
If I stopped cold every time a situation looked hopeless, I wouldn't have lasted very long in this job.
Her seferinde bir durum umutsuz göründüğünde donakalsaydım, bu işte uzun süre hayatta kalamazdım.
In theory, if you built a machine that could travel the speed of light away from here, Then slowed down, turned around, and flew home just as fast, when you got back, a trip that might have lasted seconds for you could have been weeks for everybody else.
Teoriye göre, bir zaman makinesi icat edip ışık hızıyla buradan ayrılsan ve sonra yavaşlayıp geriye dönmek istesen yine ışık hızıyla evine döndüğünde bu seyahatin sana göre saniyeler sürmüştür belki ama diğer insanlara göre haftalar geçmiştir.
It lasted 33 days, the other only 16.
Bu savaş 33 gün sürdü, diğeri 16 gün.
He had fun while it lasted.
Eğlenceli olduğu için devam etti.
His dizziness only lasted a few seconds.
Baş dönmesi birkaç saniye sürmüş.
It was crazy until it lasted.
Bitene kadar çok çılgıncaydı.
I don't think it would've lasted another half-hour.
Emin ol yarım saat bile dayanmazdı.
The battle outside Moscow lasted 3 days...
Moskova dışındaki savaş 3 gün sürdü.
It only lasted a moment.
Bir anlık bir şeydi.
At least the British officer lasted longer than this guy.
En azından İngiliz casusu, bu adamdan daha uzun dayandı.
Dae-So and Ju-Mong's bad relationship lasted a long time.
Daeso ve Jumong asla barışmadılar.
Every reign lasted one years.
Bu makamda, her ikisinin de süresi, sadece bir seneydi.
"'which would have lasted me almost a twelvemonth,
"Halbuki bu para beni bir sene idare edebilirdi..."
But none of the caretakers I hired lasted more than a year.
Ama tuttuğum hizmetlilerin hiçbiri bir yıldan fazla dayanmadı.
This man's alarm brought on an attack that lasted three days.
Bu adamın alarmı onu son üç gündür derinden etkiledi.
She lasted two weeks.
2 hafta dayandı.
Though Paris, for a year, was the start of a liaison that lasted for ten.
Paris'te bu on yıllık ilişkinin ilk yılını geçirdik.
No one's ever lasted more than an hour.
Kimse bir saatten fazla dayanamadı.
Chris'run lasted a day and a half until, from what they could tell, he ran into someone who wanted the money more than he did.
"Aradan iki gün bile geçmeden, Chris'in parayı kendisinden..." "... daha fazla isteyen birinin kurbanı olduğu haberi geldi. "
- Oh, the memory lasted a lifetime.
- Anısı bir ömür sürdü.
Recording began in the fall of'68 and lasted six months.
Kayıt 1968 sonbaharında başladı ve altı ay sürdü.
The call lasted three minutes and 46 seconds.
En son arama, üç dakika 46 saniye sürmüş.
And that really lasted me.
- O parayla idare ettim.
And that cost me $ 20,000 for a marriage that lasted three minutes.
O üç aylık evlilik bana 20.000 dolara mal oldu.
It lasted a few months.
Birkaç ay sürdü.
According to history, the Tokugawa rule lasted over 200 years?
Japon tarihine göre Tokugawa ailesinin hükümranlığı 200 yıl sürdü mü?
And then my mom's next marriage lasted
Annemin ikinci evliliği de... kaç?
Then our friendship would've lasted only a night.
O zaman arkadaşlığımız bir gecede biterdi.
We enter in the valley of the death with fire from all sides. A horrible experience. I suppose that old Bradley here it lasted 20 minutes.
Yangın çıktığında geldik buraya.20 dakika önce bir polis gördüm sanki
How long would that have lasted?
Ne kadar sürer bu böyle?
Call lasted four minutes.
Telefon konuşması 4 dakika sürmüş.
It was a teenage relationship that lasted longer than it should.
Olması gerekenden daha uzun devam eden bir ilişkiydi.
The years passed, and before I knew it - my friendship with Aada had lasted almost twenty years.
Göz açıp kapayıncaya kadar yıllar birer birer geçti Aada ile olan dostluğum yirmi yıl kadar sürdü.
I never knew anyone that hung out with the real dogs, like Javier Cordero, that lasted longer than five years.
Javier Cordero kadar hayvan... bir insan bilmiyorum, 5 yıldan fazla sürdü.
Is he a devil created by the war that lasted more than 40 years?
40 yıl süren savaşın yarattığı bir şeytan mı O?
Louise's couldn't have lasted long, given the wear she gave it.
O kadar sık kullanıyor ki ömrü fazla olmaz.
The trial lasted twenty four days.
Duruşma 24 gün sürdü.
It was fun while it lasted.
Bitene kadar eğlenceliydi.
I told them the whole thing had been a silly joke on my part, that had lasted a bit too long.
Olanların benim açımdan bir anlam ifade etmeyen ve biraz uzun sürmüş bir şaka olduğunu söyledim.
It only lasted like that for a month before we changed our mind.
Sadece bir ay sürdü. Sonra fikrimizi değiştirdik.
My exile in Piedmont lasted almost a year.
Piedmont`taki sürgünüm 1 yıl kadar sürdü.
How long would it have lasted if I hadn't realized I couldn't stand his hands and his body.
Ellerine ve bedenine katlanamadığımı fark etmeseydim daha ne kadar sürerdi.
It needs to be, you know, much more elegant... hand-lasted shoe.
Daha zarif olması lazım... Elle işlenmiş ayakkabı gibi. "
It would have lasted longer.
Olsaydı daha da uzardı.
And that lasted for 50 days with one exception.
"Geri kalan 20 saat sorgulamayla geçiyor." ... ve 50 gün sonunda, sadece istisna olarak bir gün uyuyabiliyordu.
The journey lasted several generations and led them here.
Yolculuk birkaç nesil boyunca devam etti ve onları buraya getirdi.
- Nothing! It lasted a year and we spent almost every night together!
Bir yıl sürdü ve neredeyse her geceyi beraber geçirdik!