Lawsuits tradutor Turco
464 parallel translation
- Well, let's see, 10... no, 11 lawsuits and the privilege of being indicted by the grand jury, too.
- Bir bakalım, 10 hayır, 11 ceza davası ve bir de büyük jüri tarafında suçlanmanın ayrıcalığı.
We're susceptible to lawsuits.
Davalara karşı çok hassas yaklaşırız.
Oh, you mean lawsuits. We've had our share. So this way you protect yourself.
Yani, adamın motel odasını, kesilmiş gazete parçalarını, yapıştırıcı ve kamerayı buldular.
- Could be up to our ears in lawsuits.
- Mahkemeden dışarı adım atamayabiliriz.
- We handle all lawsuits that way.
- Tüm davalara bu şekilde bakıyoruz.
That Zelig could be responsible... for the behavior of each personality he assumed... means dozens of lawsuits.
Zelig'in girdiği her kişiliğin... davranışından sorumlu olması ihtimali..... düzinelerce dava demektir.
You lose those creeps and I'll forget about the lawsuits, the hospital, everything.
Sen o serserileri atlat ve ben de dava açmayı, hastaneyi, her şeyi unutayım.
I see lawsuits.
Davalar açılacak.
I see hundreds of lawsuits.
- Yüzlerce dava açılacak.
Will we be indemnified by the company against lawsuits or prosecution resulting from wrongful arrest complaints?
Hatalı tutuklama şikayetlerinden kaynaklanan dava veya takibat durumunda şirket bizi tazmin edecek mi?
You're gonna waste all your profits on unemployment contributions... severance pay, union lawsuits.
Bütün karını işsizlik ödentilerine, işten çıkarma tazminatlarına... sendika davalarına harcayacaksın.
There are lawsuits, there's a foreclosure.
Dava açtık, ipotek hacizi söz konusu.
I could have a lot of lawsuits around here.
Hakkımda bir sürü dava açılabilir.
Yeah, I'll have more lawsuits than Carter has liver pills.
Evet, Carter'ın karaciğer haplarından daha çok mahkemem olacak.
Most malpractice doesn't result in lawsuits.
Çoğu yanlış tedavi mahkeme ile sonuçlanmaz.
... accidental death at Bachman Textile... has opened the restored mill to a series of investigations... and probable lawsuits.
... Bachman Tekstil'deki kazara ölüm tadilatta olan değirmeni soruşturmalar ve olası davalar için yeniden açtırdı.
Do you know what kind of lawsuits we're looking at?
Karşımızdaki davayı hayal edebiliyor musun?
- So? Lawsuits are a dime a dozen.
- Bu davalar sık görülür.
See? It's cheaper to deal with the lawsuits than it is to fix the blinker.
Tazminat ödemek sinyali tamir etmekten daha ucuz.
Any lawsuits? Any environmental bullshit?
Açılmış davalar, çevre kirliliği saçmalıkları?
Now I ask you, ladies and gentlemen, after the lawsuits and negative publicity, when the company is finally getting back on its feet, where is the wisdom in putting the good guy
Şimdi size soruyorum, Bayanlar ve Baylar, davalar ve negatif toplum etkilerinden, kurtulup daha yeni ayaklarımızın üzerine basmaya başlamışken, bu iyi arkadaş oyuncağını tekrar pazara sürmenin mantıklı bir tarafı var mı?
I'II forget the whole thing. No lawsuits, no recriminations.
Bütün olayı unuturum.Davalar yok, suçlamalar yok.
Madam. That you are a party to several major lawsuits that have been preferred against you concerning the property.
Madam Büyük davaların bir parcası olduğunuzdan mülkiyet ile ilgili size karşılık tercih edildi.
" filing nuisance lawsuits.
"... can sıkıcı davaları dosyalamak.
Give us a number so we won't annoy you again until the money you begin spending on lawsuits makes it more profitable for you to save people than to kill them!
Bir sayı verin, sizi daha fazla sıkıştırmayalım mahkemede harcayacağınız para için insanları öldürmektense korumak amacıyla daha karlı birşey keşfedene kadar.
contact legal. ready them for an avalanche of lawsuits.
Mahkeme bombardımanlarına hazırlansınlar.
So there's no guilt, no injuries, no lawsuits.
Böylece suç yok, yaralama yok, mahkeme yok.
Lawsuits and I.R.S. problems.
Davalar, maliyeyle problemler.
I have to serve due process, sir, to inform you... that separate lawsuits have been filed in the Calhoun County court... to enjoin the production, sale and transportation of Kellogg's Per-Fo.
Sürecin tamamıyla ilgili sizi bilgilendirmek zorundayım, bayım... Bu farklı davalar Kellogg's Per-Fo'nun üretimini, satışını... ve taşımacılığını menettiğine dair Calhoun bölge mahkemesinde dosyalandı.
Face government censure, a slew of lawsuits... or you could do what I'm gonna do.
Hükümetin kınamasına hazır olsun, çeşitli davalara... veya benim yapacağımı yapabilirsiniz.
And if these millions are not spent on lawsuits they go to social security, then nobody gets it.
Eğer o milyonlar davalar için harcanmazsa hepsi sosyal güvenliğe gider ve hiç kimse yararlanamaz.
For some ungodly reason they seem to be cracking down on frivolous lawsuits.
Allahın cezası bir nedenle davamızı düşürmek için önlem almaya çalışıyorlar.
Not only are we risking lawsuits, but we could lose our accreditation.
Dava açmalarına fırsat vermemiz bir yana, itibarımız yok oluyor.
Is that it? - I'm trying to avoid lawsuits.
- Bize dava açılmamasına çabalıyorum.
But exposing her private tragedy ensures lawsuits and mass hysteria.
Kişisel trajedisini halka açıklamak... ... gereksiz davalara ve kamu paniğine kapı aralamaktır.
The man I had Bletcher pick up has filed a half a dozen lawsuits.
Bletcher'a yakalattığım adam... yüzlerce dava işleme koymuş.
He was bitch enough to let the cops take him, file lawsuits after he let them do it.
Önce polislerin onu almasına izin verecek... ve daha sonra arkalarından dava açacak kadar kancıktı.
Use of force will only add millions to the lawsuits.
Zor kullanmanız sadece dava açmamıza neden olur efendim.
Like lawsuits and stuff.
Hukuk davaları ve benzeri?
In fact, I'm really tired of these type of lawsuits.
Aslında, bu tür davalardan gerçekten bıktım.
Many states are now investigating Great Benefit, and a number of class-action lawsuits have been filed.
Pekçok eyalet şu an Great Benefit'i inceliyor, ve birçok dava dosyası mahkemelerde açıldı.
I mean, there's a whole lot of people in this town... who got involved with lawsuits.
Bu davada yer alan... bir sürü insan var kasabada.
That indemnifies us against any lawsuits on the grounds... of mental distress or invasion of privacy.
Zihinsel gerginlik veya özel hayata tecavüz gibi suçlar karşısında uğradığımız zararları ancak bu şekilde karşılayabiliyoruz.
Have there been previous lawsuits alleging malpractice by you?
Tarafınıza karşı açılan başka davalar oldu mu?
A P.A.'s salary is nothing compared to the risk of the countless pain-and-emotional-suffering lawsuits from patients she treated.
Tedavi ettiği hastaların sayısız acılı ve duygusal davaları riskiyle karşılaştırıldığında bir asistanın maaşı hiçbir şey.
Their suffering is a given, and we all wish we could bring Kevin Parkinson back, but lawsuits unfortunately do not do that.
Bir yargıcın karşısına çıktım itirafın anayasal nedenlerle atılması gerektiğini savundum. Yargıç kitabına göre hareket etti. Suçlu olduğunu bildiği halde.
Because lawsuits, in addition to money, are about allocating burden.
Kesinlikle öyle bir karar vermedim. - Bay Forsythe'a gidip aniden, kocanızla birlikte olmayı istediğinizi söylemediniz mi?
27 lawsuits!
27 dava demek!
I just hope it's not one of those frivolous lawsuits. Make way, make way.
- Yolu açın, yolu açın.
Lawsuits are about money.
Teknik nedenlerden dolayı davalıyı salıverdi.
Lawsuits, you see, are ultimately about money, putting a dollar figure on suffering.
Dediğiniz gibi. Başka sorum yok. Tekrar hitap var mı Bayan Wexler?