English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ L ] / Layers

Layers tradutor Turco

989 parallel translation
MANNING : As the clouds of ash and pumice settle, they compress together to form new rock layers.
Kül ve ponza bulutları yerleştikçe sıkışıp yeni kaya katmanları oluştururlar.
Over time, these layers gradually build up, adding material to the surface.
Zaman içinde, bu kaya katmanları yavaşça yerleşerek yüzeye yeni materyal ekler.
Basically, it can pick up the small variations in the Earth's magnetic field that are caused by the rocks and the various layers in the ocean crust.
Temel olarak, Dünya'nın manyetik alanında kayaların ve okyanus tabanındaki çeşitli katmanların yol açtığı küçük varyasyonları yakalar.
But frequently there are several and you can easily bump up next to one and several times, the fibreglass skin on the submarine has actually been burned, come back with several layers of glass burned away and the paint charred black.
Ancak sıklıkla birden fazla oluyorlar ve kolaylıkla bir diğerine rastlayabilirsiniz ve bir kaç defa denizaltının, fiberglas kaplaması gerçekten yandı ve camın bir kaç tabakası yanmış boya simsiyah kararmış olarak döndü.
And if you get your eye in, after a while you'll see, in fact, all these rock layers are visible.
Ve dikkatlice bakarsanız, bir süre sonra tüm bu kaya katmanlarının görülebilir olduğunu farkediyorsunuz.
In this case, this huge mass here has finer vertical rock layers.
Bu durumda, buradaki devasa kütle daha ince dikey kaya katmanları içeriyor.
MANNING : Everywhere in Barberton, the landscape seems to be made of layers.
Barberton'un her yerinde, görünüşe göre manzara katmanlardan oluşuyor.
By the 19th century, geologists had begun to realise that the process that created these layers was still at work all around them.
19. yüzyılda, jeologlar bu katmanları oluşturan süreçlerin etraflarında işlemeye devam ettiğini farketmeye başlamışlardı.
MANNING : To 19th-century scientists, a world made up of layers didn't look as if it had been created all in one go as the Bible says.
Bir 19. yüzyıl bilim insanı için, katmanlardan oluşan bir Dünya İncil'de söylendiği gibi aynı anda yaratılmış gibi görünmüyordu.
Deep beneath their feet lay clues to the entire history of the planet, locked up in the rock layers.
Ayaklarının altında, kaya katmanlarına hapsolmuş halde gezegenin tam bir tarihi uzanıyordu.
Okay, what we have here now is a collection of gravel layers, and what we are mining from top to bottom is the selected reef cut, and associated with the pebbles and the pyrite that you see here,
Tamam. Burada elimizde bir çakıl katmanı var. Ve seçilmiş bir maden damarını tepeden tırnağa çıkarıyoruz.
So here the sea has revealed what's under our feet in this part of Dorset and you can see these amazing layers.
Burada deniz, Dorse  in bu kısmında ayaklarımızın altında ne olduğunu açığa çıkardı. Bu harikulade katmanları görebilirsiniz.
Because different layers contain different fossils, geologists found they could classify rocks by their fossil content.
Farklı katmanlar, farklı fosiller içerdiği için jeologlar, kayaları içerdikleri fosillere göre sınıflandırabileceklerini keşfettiler.
They suggested that where you found the same fossils in layers of rocks, then those layers were the same age.
Aynı fosilleri bulduğunuz kaya katmanlarının birbirileriyle aynı yaşta olduklarını öne sürdüler.
Sedimentary layers started to form.
Tortul tabakalar oluşmaya başladı.
On top at 400 between layers.
Katmanlar arasında 120 metredeyim.
The years added layers to cover it up... but it was still there and made you hurt yourself.
Yıllar yeni katmanlar ekledi ama o hala oradaydı ve kendinize zarar vermenize sebep oldu.
You hit rock and then those layers of shale.
Sert kayalar ardından da yumuşak toprakla karşılaşabilirsiniz.
These murals were hidden under layers of painting and aged by the dust of time.
Bu fresklerin üzerleri boyayla kapatılmıştı ve zamanla yıprandılar.
To imitate him, I'd need to wear three layers of armor.
Onu taklit etmek için, üç kat zirh giymem gerekirdi.
I want to show all the different layers.
Tüm farklı katmanları göstermek istiyorum.
The layers underneath the painting?
Resmin altındaki tüm katmanlarımı?
I'm going to make it fifteen layers with pink and blue forget-me-nots.
Mavi ve beyaz unutma beni çiçekleriyle, onbeş kat yapacağım.
In the upper layers of the atmosphere the temperature's quite different.
Atmosferin üst tabakalarında sıcaklık oldukça farklı.
Different layers, in keeping with tradition.
Hepsi farklı kat kat... Prens geleneğe uyuyor.
Progress has been constant and they just discovered two new layers.
İki yeni alan keşfederek kazancı sabitlediler.
Bamboo, with so many layers of covering, can't see - like the masses.
Bambu, kendi tabakalarından direk olarak hiçbir şey göremez.
I couldn't scrape three layers of your leavings out of that pan.
Tencerelerini temizleyemedim.
Evita, as the flag carrier for the lowest and most exploited layers.
Evita, en alttaki ve en çok sömürülen tabakaların bayrağı oldu.
Three layers of matchboxes to clear.
Üç kat kibrit kutusu aşılacak.
Even if the treasure is 7 layers under the earth we'll find it put your purified soul in the hands of God's angels.
Define 7 kat yerin altına da gitse, bulacağız oğlum, şimdi temiz ruhunu Tanrı'nın meleklerine teslim et.
Two layers of matchboxes for the twits to clear.
Budalaların atlaması gereken iki sıra kibrit kutusu var.
This is the outer epithelial layers of your skin that have been burned away.
Bu yakılmış olan derinizin en dış katmanıdır.
It does not have enough wood e screens of the candles to make 150 layers for Volkswagen?
"Bu limanda, 150 Volkswagen yapmaya yetecek kadar kaporta malzemesi ve kaput bezi yok mu?"
That's because copper, like every metal, is made up of layers of crystal.
Bu yüzden bakır her metal gibi kristal katmanlı yapıdan oluşur.
And it's the crystal layers which slide over one another until finally they part.
Ve bu kristal katmanları üst üste binerek anayapıyı oluşturur.
Those are not properties which can be built into the same material, unless it consists of layers.
Bu durum aynı malzemeyle sağlanamaz, katmanlı bir yapıda işlenmelidir.
That means that the number of layers of steel will be two to the power of 15, which is well over 30,000 layers.
Böylece kılıcın içindeki katman sayısı 15'in karesine ulaşır,... ki bu rakam 30,000'i aşar.
Each day is made up of silence and noise, of light and blackness, layers, expectations, shivers.
Her günün sessizlik ve sesten aydınlık ve karanlıktan katmanlardan, beklentilerden, titremelerden oluşuyor.
Even before they reach the desert, the sun begins to pound down on the upper layers and it tears great gaps in the ranks of the invaders.
Daha çöle bile varmadan, güneş üst katmanları vurmaya başlıyor ve istilacıların ordu düzeninde büyük boşluklar açıyor.
If the drain's deep enough, all you have to tunnel through is a couple of layers of concrete and a few feet of dirt.
Kanalizasyon yeteri kadar derindeyse yapılması gereken birkaç beton ve çamur katmanından delik açmak.
Il Tempo Gigante features special tyres, with steel reinforcement. And seven layers of chicken netting welded into West Indian rubber alloys.
Il Tempo Gigante, çelikle güçlendirilmiş özel yapım lastikleriyle ve Batı Hindistan yapımı lastik alaşımla birleştirilmiş yedi katlı peteğiyle dikkat çekiyor.
A festive mood during the waiting and an orderly swarming everywhere. ... a clear proof of efficiency in all layers of citizenry.
Toplumun her sınıfından insanlarımız, büyük bir disiplin ve coşkulu bir ruh hali içinde beklerken mükemmel bir yurttaşlık örneği sergiliyorlar.
Leave it! You don't need a numo to feed the layers.
Hayvanları beslerken tüfeğe ihtiyacın yok.
I saved some Borellian desert layers for you.
Sizin için biraz Borellian tavuğu ayırdım.
It's a commonly held belief that marsupials are very primitive, backward mammals, scarcely an improvement, if any, on those early egg-layers, the echidna and the platypus.
Eski bir yaygın görüşe göre keseliler ilkel ve geri kalmış memelilerdi ve ekidna ve platipus gibi yumurtlayan ilk memelilerden pek fazla gelişmiş değillerdi.
There are many layers to the fine structure of beauty... the chemistry of the Earth and its atmosphere... the evolution of life...
Güzelliğin bu hoş yapısının birçok katmanı vardır. Dünya'nın kimyası ve atmosferi... Yaşamın evrimi...
If you reproduce before you're fried turbulence will carry your offspring into the higher and cooler layers.
Kızarmadan önce kendini adapte edebilirsen, hava akımları yumurtalarını daha yukarıdaki serin kısımlara taşıyacaktır.
These filaments of glowing gas are the outer layers of a star which has recently destroyed itself.
Gördügümüz parlak gaz izleri ise, patlayarak kendisini yoketmis olan yildizin dis katmanlaridir.
Deep below the clouds of Jupiter, the weights of the underlying layers of atmosphere produce pressures which are much greater than any that are found anywhere on the Earth.
Jupiter'in bulutlarının derinlerinde, atmosfer tabakalarının ağırlığı Dünya'dakinden çok daha büyük bir atmosfer basıncı oluştururdu.
You have as many clothes as onion has layers
Şöyle yaparmısın? - Derin soğan kabuğu gibi soyulmuş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]