English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ L ] / Layover

Layover tradutor Turco

152 parallel translation
Our next layover, Coyote Pass.
Diğer konaklama yerimiz, Çakal Geçiti.
I have ordered a nonscheduled layover on Starbase 11 for repairs.
Tamir için Yıldız-üssü 11'de programda olmayan konaklama emri verdim.
There was only a 30-minute layover.
New York'ta... -... sadece yarım saat bekledik.
At least there's no layover in Hawaii that way.
En azından bu şekilde Havai'de mola vermezler.
Silence layover the frozen reaches of the lake.
Sessizlik gölün buz tutmuş sularında uzanıyor.
Not on a four-hour layover.
4 saat gecikmeyin.
Uh... Listen, I have got an 18-hour layover, and I'm not the least bit sleepy.
On sekiz saatliktir yatım var ve hiç uykum yok.
We could all use a 1 2-hour layover.
12 saatlik bir konaklama hepimize iyi gelebilir.
I had a layover in Denver.
Denver'da mola verdim.
That you promise to see me on your next layover.
Bir daha ki gelişinde benimle görüşmek kaydıyla.
One day, I had a four-hour layover in Tulsa.
Bir gün, Tulsa'da dört saatlik gecikme oldu.
And then a little stopover in Bangkok that I requested, a four-day layover there.
Ve sonra Bangkok'ta küçük bir mola, dört günlük bir tatil.
Our nonstop flight to Tahiti will be making a brief layover in North Haverbrook.
Tahiti`ye non-stop uçuşumuz North Haverbrook`ta vereceğimiz kısa bir aradan sonra devam edecek.
- You got a layover in Rome.
- Roma'da seni bekliyor olacak.
It was back home and you were on layover.
Gezegenimizdeydik. Sen konaklamıştın.
Especially when you got a layover in Sarajevo.
Özellikle de Sarayova'dan aktarmalı olarak.
Oh, well, I'm sort of on my layover here.
Ben dinlenme dönemindeyim.
Uh, would $ 500 cut your layover short?
500 dolar dinlenmeni kısa keser mi?
Layover will be 24 hours.
Bekleme süremiz 24 saattir.
The layover will be 49 hours, 8 minutes, 9 seconds...
8 dakika ve 9 saniye...
Some of the Brakiri pilots in the area have been using it as a layover.
Brakiri pilotları orada konaklamışlar.
Tell her I'm gonna come by and see her on my next layover.
Bir sonraki molamda onu görmeye geleceğimi söyle.
I want the layover, if you know what I mean.
Ben bu gece buralarda takılmak istiyorum. Ne demek istediğimi biliyorsun.
Or it can be a dirty, filthy spankfest in a bus station bathroom shared by two anonymous consenting adults on a layover in Detroit, and nobody ever need know.
Ya da.. .. kirli, pis bir parti gibi.. .. otobüs istasyonlarının tuvaletlerinde..
It's just a layover on the way to Gaytown.
Eşcinseller kasabasında durmuş gibiyim.
We've completed our maintenance layover at the Maldorian Station, and we're on our way to rendezvous with the Delta Flyer.
Maldorian İstasyonundaki bakım çalışmamızı tamamladık, ve Delta Flyer'la kararlaştırılan buluşma noktasına doğru gidiyoruz.
He can't wait to see you. Which I guess would make you his layover.
Demek konaklama yeri sen olacaksın.
I have a management pitch, then a layover.
İdari bir görüşmem var, otele bakacağım.
Stuck on a layover?
Mola mı verdin?
It turns out they got a 45-minute layover at j.F.K.
JFK'de 45 dakika bekleyeceklermiş.
We got a connecting flight, you told him it was just a layover.
Hayır, kiralamadım. Aktarmalı uçuşumuz var, unuttun mu?
You know, you fly in here on a 45-minute layover, and you spring your death warrants on me, stapled to a wizard of ID cartoon!
İki uçuşunuz arasında 45 dakika var ve gelmiş bana karikatüre takılmış ölüm emirleri veriyorsunuz!
LAYOVER, TIMESHARE, SEMINAR.
Konaklama, paylaşımlı, seminer
- How long's your layover?
- Ne kadar kalacaksın?
Though I am surprised that the layover in Brussels didn't tip you off.
Brüksel'deki beklemede size açıklama yapmadıklarına şaşırdım.
- There's a 12 : 00 flight to Paris and then I can connect to Kinshasa with a four-hour layover.
Paris'e 12'de uçak var. Dört saat konaklamayla Kinshasa'ya aktarmalı gidebilirim.
I always wanted a layover in Cincinnati.
Cincinnati'de mola vermek istiyordum.
I told you that layover from Madison would bring people in.
Sanamadison'dan gelen davetin insanları çekeceğini söylemiştim.
No, you get a layover on... Listen.
Hayır, bunu bir düşünsene...
You get a little layover on the money.
Dinle. Parayı bir düşün.
Thought we'd take a layover and surprise Fred.
Biraz ara verip Fred'e sürpriz yaparız diye düşünmüştük.
I did have a layover in Dallas.
Dallas'da bir aktarmam vardı...
Well, The Playdude Advisor says... this music will get a stewardess to give you a layover.
Şey, Playdude'un dediğine göre bu müzik sayesinde bir hostes bize verecekmiş.
My daughter's on her way to Hawaii for a conference and she has a layover this afternoon.
Kızım Havai'ye konferansa gidiyormuş. Öğleden sonra molası varmış.
They got a nine-hour layover in Newark on Thursday.
Perşembe günü, Newark Havaalanında 9 saat bekleyecekler.
They have a layover in Newark Thursday evening.
Perşembe akşamı Newark Havaalanında bekleyecekler.
He's probably in town for a layover... and he's just looking for someone to lay over,
Muhtemelen iki uçuş arası şehirdedir ve arayı dolduracak birini arıyordur.
All right. Well, my name is Zach and I'll be taking care of you during your layover.
Benim adım Zach ve beklemeniz boyunca size yardımcı olacağım.
This will be an unannounced layover doing a routine refuelg.
Bu, yakıt dolumu sırasında habersiz konaklama.
We've got seats on a flight going out tonight, but it's got a five-hour layover in Ankara, so we're still trying to find something more direct.
Bu akşamki bir uçakta yer bulduk. Ama beş saat Ankara'da bekliyor. Hâlâ direkt uçuş bulmaya çalışıyoruz.
NOW, WE'VE ONLY GOT A 1 5-MINUTE LAYOVER.
Hepsi de aynı bunun gibi! Pekâlâ, Adams, kes artık!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]