Leaks tradutor Turco
756 parallel translation
Plans are no good when they leak ahead of time and I've seen some leaks in high places.
Vaktinden önce sızan planlar işe yaramaz. Yükseklerde bazı sızıntılar gördüm.
Don't forget to tell him the sink leaks.
Lavabonun akýttýđýný söylemeyi unutma.
Eddie, Bonnie says the sink leaks.
Eddie, Bonnie lavabonun akýttýđýný söylüyor.
My bathtub leaks, phone's out of order, and I've been robbed.
Küvetim su sızdırıyor, telefonum çalışmıyor ve soyuldum.
The roof leaks.
Tavan akıyor.
It leaks.
Akıyor da.
Simmy's car. It leaks.
Simmie'nin arabası su sızdırıyor.
All leaks repaired, sir.
Sızıntılar giderildi, efendim.
- Check for leaks.
- Gövdede sızıntı var mı, bak.
The roof leaks.
Çatı akıtıyor.
Your roof, it leaks.
Çatınız akıyor.
But first, what about a bet or two on the side... before this information leaks out?
Ama önce bilgi dışarı sızmadan bir iki bahse ne dersiniz?
You pick up food, and it leaks.
Yemeği alıyorsun, ama akıyor.
The roof still leaks, the timber's still rotten.
Tavan hala akıyor, keresteler hala çürük.
- I bet the roof leaks.
- Bahse girerim çatı akıyordur.
The ring is divided into sections with hermetically sealed doors, in case of damage by meteorites or air leaks.
Halka bölümü hava geçirmez kapaklı bölümlere ayrılmıştır. Bunun nedeni meteorlardan ve hava kaçağından zarar görmemesi içindir.
Ridiculous. The roof probably leaks.
Saçmalık, muhtemelen çatı akıtıyordur.
If it leaks out, I'll assume all responsibility.
Dışarı sızarsa tüm sorumluluğu üzerime alacağım.
All departments check for leaks. Report to control.
Tüm bölümler, sızıntı kontrolü yapsın, rapor versin.
But with us, no leaks.
Bizim aramızda yok.
"The Gas Company never leaks anything."
"Bizim Petrol İstasyonumuzda Kaçak akaryakıt bulunmaz."
It smolders, and smoke fills the room. ... and finally it leaks out through a pantry window.
İçin için yanar ve dumanı odayı doldurur sonunda da kiler camından dışarı sızar.
And the chapel still leaks, as usual.
Kilisenin damı her zamanki gibi akıyor.
- Roof only leaks when it rains.
Sadece yağmur yağdığında akar.
Tell Joe nothing leaks to the newspapers yet.
Joe'ya söyle, şimdilik basına hiçbir şey sızmayacak.
And off the record, no leaks.
Ayrıca buradan hiçbir bilgi sızmayacak.
Any leaks on this, the guy and his paper are dead now and forever.
Eğer sızarsa, bu adam ve gazetesini ölmüş bilin.
You got a couple of bad leaks there, old man.
Bir yolunu bulmasın. - Puroyu unutsan iyi olur.
Your shower leaks.
Duşun sızdırıyor.
Your shower leaks.
Duşunuz sızdırıyor.
I can chop wood, do the washing, do the housework, clean out a well and fix leaks.
Odun keserim, Bulaşık yıkarım, ev işi yaparım, Kuyuyu temizlerim ve çatlakları onarırım.
My roof leaks
Çatım akıyordu!
Then the leaks are plugged. Fennan.
Muhtemel muhbirlerin icabına bakıldı.
- It leaks, you know.
- Su alıyor.
But no leaks.
Fakat sızdırmak da yok.
I, uh tore up some rags to see if I could stop the leaks.
Ben sızıntıları kesebilmek için biraz çaput yırttım.
No leaks.
Sızma olmasın.
Because there are leaks in our government, and I don't know where they are.
Çünkü hükümetimizde de sızıntılar var ama neresinde bilmiyorum.
Those little hints of possible leaks in the government, in NATO?
Hükümetteki ve NATO'daki sızıntılara dair küçük ipuçları gibi mi?
Well, everyone knows that there are leaks in NATO.
Herkes NATO'da bilgi sızıntıları olduğunu biliyor.
The fuel system leaks all over the place!
Yakıt sistemi sızdırıp duruyor!
We don't want any press leaks.
Basına haber sızmasın.
Make sure nothing leaks out... so that we could take Hung unawares
O yüzden çok gizli kalmalı bu mesele... Hung ve işbirlikçileri öğrenmesin
Won't you finish your leaks, Louis?
Pırasanı bitirmeyecek misin, Louis?
Yeah, but it's cold in the winter and it leaks in the rain, don't it?
Evet ama kışın soğuktur yağmurda da çatısı akıyor, değil mi?
They received substantial information leaks from unidentified sources, leaks that could have come from Cross.
Bu adamların hepsi bilinmeyen kaynaklardan bilgi sızdırıyor ve bu sızıntı Cross'tan geliyor.
'Now. if one word. one hint of failure leaks out'they'll abandon their support for our whole project.
Şimdi, eğer başarısızlığımızı ima edecek tek bir kelime ya da en ufak bir ipucu bile... ele geçirirlerse, tüm projeye olan desteklerini anında keseceklerdir.
I look for leaks, new ideas.
Yeni fikirleri, zayıf noktaları araştırırım.
False press leaks.
Yalan basın haberleri.
Let's check for leaks.
Pekala.
The leaks in Paris.
- Paris'teki bilgi sızıntılarıyla ilgili.