Leave her out of it tradutor Turco
92 parallel translation
Leave her out of it!
- Onu bu işe karıştırma!
But leave her out of it.
Ama onu bulaştırma.
Leave her out of it.
Onu bırakın.
Leave her out of it.
Onu karıştırma.
- Leave her out of it.
- Onu karıştırma.
LOOK, I DON'T CARE HOW WE DO THIS JOB, BUT LET'S LEAVE HER OUT OF IT.
Bunu nasıl yaparız umurumda değil ama o kadını bu işin dışında tutalım.
I'm gonna leave her out of it.
Onu karıştırmayacağım.
Naturally, I can leave her out of it, Tommy.
Doğal olarak, onu karıştırmayabilirim, Tommy.
She's an angel. Leave her out of it.
- O kadın bir melek.
- Leave her out of it.
- Onu bu işe karıştırmayın.
I told you to leave her out of it.
Annemi karıştırma dedim.
- Leave her out of it, huh?
- Onu bu işe karıştırma, tamam mı?
Leave her out of it!
Onu bu işe karıştırma.
You know we won't leave her out of it.
Karıştıracağımızı biliyorsun.
Then you'll leave her out of it?
- O zaman onu bu işe karıştırmayacak mısın? - Evet. O zaman onu rahat bırakacağız.
Leave her out of it.
Onu bunun dışında bırakın.
If there's any more trouble... leave her out of it.
Eğer daha fazla sorun çıkarsa onu uzak tut olur mu?
- Going to see Danielle? Leave her out of it!
- Danielle " i mi görmeye gidiyorsun?
- Leave her out of it.
- Onu bu işe karıştırma.
Look, Steve, I know we both like her and you're angry and embarrassed, but leave her out of it.
İkimizin de ondan hoşlandığını biliyorum sen de kızgınsın ve kıskandın, ama onu bu olaya karıştırma.
" Take a photo of me if you must, but leave her out of it!
" Çekiyorsanız benim fotoğrafımı çekin, onu bu işe karıştırmayın!
I don't care what you think about me, just leave her out of it.
Hakkımda ne düşündüğün umurumda değil... sadece onu rahat bırak.
Then leave her out of it.
O zaman onu bu işin dışında bırak.
just leave her out of it.
Onu bu işin dışında bırak olur mu?
Leave her out of it.
Onu bunun dışında tut.
Just leave her out of it!
Onu bu işin dışında tut!
Why can't we leave her out of it?
Onu neden bu işin dışında tutmuyoruz?
Just leave her out of it.
Bırakın gitsin.
You leave her out of it.
Onun bu işle bir ilgisi yok.
- Leave her out of it.
- Dokunma ona. O benim büyükannem.
Leave her out of it.
Onu bu işe karıştırma.
- Leave her out of it.
- Onu bunun dışında tut.
How can I leave her out of it?
Onu nasıl dışarda tutabilirim ki?
I'd appreciate it if you leave her out of this, sir.
O bayanı bu konunun dışında tutarsanız makbule geçer efendim.
It just so happens that the dress I bought... that you picked out of Vogue that some woman happened to leave on the train... is exactly the dress that Addie Ross wore to the concert two weeks ago!
Sadece her nasılsa, bir kadının trende unutmuş olduğu moda dergisinde görüp beğendiğin, benim de aldığım elbise iki hafta önce Addie Ross'un konserde giymiş olduğu elbisenin aynısı!
Madam, I'm sensible to your predicament and you need have no concern about my wages, I can willingly forego them but it is out of the question for me to leave Her Ladyship in her present state.
Madam, içinde bulunduğunuz ruh halini anlıyorum. Maaşım konusunda tasalanmanıza da gerek yok, bundan seve seve vazgeçerim. Ama Leydi Hazretlerini şu halde bırakmam söz konusu olamaz.
Leave it to you to take the fun out of life.
Öyle her şeyi söyleyip zevkini mi kaçırsınlar?
It's one of those things that it's better not to think about! When paintings fall, when you wake up one morning and you don't love her, when you open a newspaper and read that war has broken out, when you see a train and want to leave, when you look in a mirror and realise you're old, when one evening, in the middle of the ocean, Nineteen Hundred looks up from his plate, looks me in the eye and...
Bu üzerinde düşünmemenin daha iyi olacağı şeylerden birisi... resimler düştüğünde, bir sabah kalktığında artık o kadını sevmediğinde, gazeteyi açıp savaşın patlak verdiğini okuduğunda, bir tren görüp onunla ayrılmak istediğinde, aynaya bakıp yaşlandığını fark ettiğinde, bir akşam, okyanusun ortasındayken, Bindokuzyüz... tabağının üzerinden gözlerimin içine bakıp...
And leave my ex and her kid out of it.
Ve eski karımla çocuğunu da, bu işe karıştırmayacaksın. En azından, bu kadarını hak ettim.
Look, I told you, leave me out of whatever it is you got going.
Bak sana söyledim, her ne yapiyorsan beni bunun disinda tut.
And so she decided to leave it as it was, with the exception of a single room that she staked out for her own and gradually began to populate it with the remnants of her former self.
O da olduğu gibi bırakmaya karar verdi. Kendisine ayırdığı bir oda hariç. Ve bu odayı da eski benliğinin kalıntılarıyla doldurmaya başladı.
Stuck out here in the middle of fucking nowhere with Nancy fucking Drew and the gang from Leave It to fucking Beaver.
Bilinmeyen bir yerin ortasındayız. ... lanet Nancy Drew ve "Her Şeyi Kunduza Bırak" grubuyla birlikte.
Leave her mother out of it.
Sana ne avlayacağını sormadık
From now on, you just celebrate her birthday any damn way you want and leave me out of it.
Şimdiden sonra, İstediğin gibi onu doğum gününü kutlayabilirsin beni bunun dışında bırakarak.
I'm so sick of it all. I just wanted to walk out and leave everything behind the party, my daughter...
Basıp gitmek ve her şeyi arkamda bırakmak istiyordum.
She told me there was a proffer pool at work, and he was trying to cut her out of it, so she took some specs she had finished before she went on medical leave.
Bana iş yerinde bir kâr havuzu olduğunu ve onu bundan mahrum etmeye çalıştığını söyledi. O da rapor almadan önce bitirdiği bazı dosyaları almış.
Now, she doesn't remember everything so clearly, so why don't you just leave her out of it? No, dad, I remember.
Tamam, sorun değil.
Leave me out of it. You set up the whole thing.
Beni karıştırma, her şeyi ayarlayan sensin.
When Nancy's killed and the American Express card floats out of her hand, inevitably there was always some clown that would go, "Don't leave home without it!"
Nancy öldürüldüğünde ve Amerikan Ekspres kartı elinden düşüp suda yüzdüğünde kaçınılmaz olarak her zaman orada olan ve "Onsuz evden çıkmayın!" diyen bir soytarı vardı. Bölüm "de, olağanüstü telekinetik güçlere sahip olan kız öfkesini ve enerjisini göle aktararak bir önceki filmde öldürülen Jason'ı diriltiyor. " 7.
Me and Rick will take her to the ER, see what's what, leave your name out of it.
Rick'le onu acile götüreceğiz. Bakalım nesi varmış. Seni karıştırmayacağız.
Please. Just check my alibi, do whatever you have to do. But I'm begging you, please leave my wife out of it.
Mazeretimi araştırın, yapmanız gereken her şeyi yapın ama size yalvarıyorum karımı işin dışında tutun.