Let me tell you a story tradutor Turco
252 parallel translation
- Nathan, let me tell you a story.
- Nathan, sana bir hikâye anlatayım.
Let me tell you a story.
Başımdan bir olay geçti.
Let me tell you a story and we'll see how certain you are that i am mad - how certain you are of anything.
sana bir hikaye anlatayım. ve deli olmadığımı gerçeği söylediğimi belki o zaman anlarsınız.
Let me tell you a story.
Size bir hikâye anlatayım.
Let me tell you a story because compared to your hang-ups mine are as nothing
Size bir hikaye anlatayım çünkü sizin takıntılarla kıyaslayınca benimkiler hiçbir şey.
Let me tell you a story.
Sana bir hikâye anlatacağım.
Let me tell you a story, Lucien.
Bak sana bir hikâye anlatayım, Lucien.
Let me tell you a story about one little phrase in the music of life on Earth.
Dünya üzerindeki yaşam müziğinin tek bir notasını anlatmama izin verin.
Let me tell you a story about the beginning.
Size başlangıçla ilgili bir hikaye anlatmama izin verin..
Let me tell you a story first.
Önce sana bir hikaye anlatayım.
Let me tell you a story.
- Yapamam. Sana bir hikâye anlatayım.
- Let me tell you a story. - Business is business.
Anlaman gereken, iş iştir.
Let me tell you a story... about a little fat boy that nobody loved... and all the other kids, they used to make fun of him... and they would pick on him... and they used to say that he talked funny and stuff... and he had a twin brother... and everybody said... that he didn't look anything like his twin brother... but he wanted to.
Sana kimsenin sevmediği küçük şişman çocuğun hikayesini anlatayım. Bütün çocuklar onunla dalga geçip onun komik konuştuğunu söylüyormuş. Çocuğun bir de ikizi varmış.
let me tell you a story about a guy with the same problem.
Bana hikayenden bahset.. Birinin başında da aynı problem varmış.
Let me tell you a story.
Sana bir hikâye anlatayım.
Let me tell you a story
Sana bir hikâye anlatayım :
Let me tell you a story.
Size bir hikaye anlatayım.
Let me tell you a story, Mr. Isabella.
Size bir hikâye anlatayım Bay Isabella.
Then We Talk. Before You Go Snatching Anybody, Let Me Tell You A Story
Gidip birlilerini kaçırmadan önce sana Bayan Tanaka hakkında bir hikaye anlatayım.
Let me tell you a story, and it's all about...
Size bir hikaye anlatayım. Konu şöyle...
Let me tell you a story about love, D'Artagnan.
Sana aşk hakkında bir öykü anlatayım, D'Artagnan.
Let me tell you a story.
Sana bir hikaye anlatayım.
Let me tell you a story of a watchmaker.
Sana bir hikaye anlatayım. Bir saat ustası varmış.
- Let me tell you a story.
- Sana bir hikâye anlatayım.
Let me tell you a story, okay?
Sana bir hikaye anlatayım.
Mr. Kramer, let me tell you a story.
Bay Kramer, size bir hikâye anlatayım.
Elaine, let me tell you a story.
Elaine, izninle sana bir hikaye anlatayım.
Let me tell you a story.
Sana bir öykü anlatacağım.
Oh, well, let me tell you a story.
Sana bir hikaye anlatayım.
Let me tell you a story -
Sana bir hikaye anlatayım- -
- Let me tell you a story.
- Size bir hikaye anlatayım.
Let me tell you a story about - -
Sana şu hikayeyi anlatayım - -
- Greg : Let me tell you a story.
- Sana bir öykü anlatacağım.
Let me tell you a little story.
Bir hikaye anlatayım.
Let me... Let me tell you a little story, Brewster.
İzin ver.... sana küçük bir hikaye anlatayım, Brewster.
Steve, let me tell a little story. Is it about what you did upstairs? No.
Ah, ıım, gibi, tamam, gibi, yaşlı züppe... ım, Ben köprüyü bırakmak zorundayım sana bunu söyleyecektim, fakat ıım hamburgerle ilgili bir sürü şikayetimiz var.
Let me tell you a little story.
Sana bir hikaye anlatayım.
Now, let me tell you a little story about a boy I used to date in the fourth grade.
Sana dördüncü sınıfta çıktığım bir çocuktan söz etmek istiyorum.
- Let me tell you a little story, Henderson.
- Sana bir hikaye anlatmama izin ver, Henderson.
Believers, guests those of you with the deep pockets that got the cushioned seats up front let me tell you a little story.
İman sahipleri, konuklar derin cepleri olan koltuklarınızda öne çıkın ve size küçük bir hikaye anlatmama izin verin.
Let me tell you a little story about a man named shh! "
Sana "shh" isimli bir adamla ilgili ufak bir hikaye anlatayım.
Um, let me tell you a little story, okay?
İzin ver, sana bir hikaye anlatayım.
Let me tell you a little story.
Sana küçük bir hikaye anlatmama izin ver.
Let me tell you a little story, Molly.
Sana küçük bir hikâye anlatayım Molly.
Let me tell you a little story about Doofus and Diligent.
Sana Doofus ve DiIigent hakkında kısa bir hikaye anlatayım.
Let me you tell you a true story about immunization okay?
Size aşıyla ilgili gerçeği... söylememe izin verin, tamam mı?
Let me tell you a little bedtime story.
Sana bir yatak ucu hikayesi anlatayım.
Let me tell you a true story.
Size, gerçek bir hikaye anlatmama izin verin.
Let me tell you a little story. Will.
Sana kısa bir hikaye anlatayım, Will.
Let me tell you a little story... about three bags of dog crap.
Gel sana küçük bir hikaye anlatayım... üç öbek köpek pisliği hakkında.
Let me tell you a little story.
Size bir hikaye anlatayım.