Let them do their job tradutor Turco
56 parallel translation
Let them do their job.
Bırak işlerini yapsınlar.
We have to let them do their job!
İşlerine engel olmayın!
Charlie, just let them do their job will ya?
Charlie, sadece işlerini yapmalarına izin ver, olur mu?
But this jerk here won't let them do their job.
Ama bu ahmak onların işlerini yapmalarına izin vermiyor.
Our intelligence and military services are working overtime on that front, so... let them do their job.
İstihbarat servisimiz ve ordu başından beri çok yakından çalışıyorlardı. Bırak da işlerini yapsınlar.
Let them do their job, sir.
Bırakın işlerini yapsınlar, efendim.
I suggest we let them do their job.
İşlerini yapmalarına izin vermemizi öneririm.
Let them do their job.
Bırak da işlerini yapsınlar!
Danny, come on, come on. Let them do their job.
Danny, bırak adamlar işini yapsın.
You ain't gonna win unless you got good folks behind you, and you let them do their job, like they should.
Arkanda işlerini yapan iyi adamların olmadığı sürece kazanamazsın.
Let them do their job, Abdulhey!
Bırak kendi işini yapsın Abdülhey!
Let them do their job.
Bırakın işlerini yapsınlar.
Let them do their job!
Bırakın da işlerini yapsınlar!
Let them do their job first.
İzin verinde görevliler işlerini yapsınlar.
House, let them do their job.
House, bırak da işlerini yapsınlar.
Let them do their job.
Bırak da işlerini yapsınlar.
- Let them do their job.
- Bırak da işlerini yapsınlar.
You let them do their job, they'll let us do ours.
Siz işinizi yapın biz de bizimkini yapalım.
Christine, let them do their job.
Christine, bırak da işlerini yapsınlar.
Come on, Sam, let them do their job.
Sam, bırak da işlerini yapsınlar.
Let them do their job.
İşlerini yapmalarına izin ver.
Ok, just let them Do their job.
İşlerini yapmalarına izin ver.
We have to let them do their job.
Bırakalım işlerini yapsınlar.
- Erika, Erika, let them do their job?
- Erika, bırak da işlerini yapsınlar.
- Stop talking. Let them do their job.
İşlerini yapmalarına izin ver.
Let them do their job, and I'll do my.
Bırakayım onlar işini yapsın, ben de kendi işimi yapayım.
Grimes! Let them do their job.
- Grimes, bırak da işlerini yapsınlar.
Let them do their job, Lieutenant.
Bırakın işlerini yapsınlar Teğmen.
They thanked me for my help, and, uh, told me to go home and let them do their job.
Yardımlarımdan dolayı teşekkür ettiler, ve eve dönmemi söylediler işlerini yapmalarına izin vermek lazım.
Just take it easy, let them do their job.
Bırak da işlerini yapsınlar.
- It'll only take a moment. Let them do their job.
Bırak işlerini yapsınlar.
Catherine, let's let them do their job, okay?
Catherine, izin ver işlerini yapsınlar, olur mu?
My team are in position, let them do their job.
Ekibim yerlerini aldı. Bırak işlerini yapsınlar.
So why don't you let them do their job and you need to find a lawyer.
Neden işlerini yapmalarına müsaade etmiyorsun ve bir avukata ihtiyacın olacak.
- Let them do their job.
- Bırak işlerini yapsınlar.
Is that Shay? Let them do their job.
- Bırak da işlerini yapsınlar.
We have to let them do their job.
Bırakalım da işlerini yapsınlar.
Can we, please, please give them the professional courtesy that they deserve and let them do their job?
Lütfen, profesyonel nezaket gereği işi onlara bırakır mısın?
Just let them do their job.
Bırak işlerini yapsınlar.
- Let them do their job.
- Bırakalım da işlerini yapsınlar.
Let them do their job.
İşlerini yapsınlar.
We've got to let them do their job.
İşlerini yapmalarına karışamayız.
Bishop, get your lead to JPAC, let them do their job.
Bishop, bulduklarını JPAC'la paylaş. Bırak da işlerini yapsınlar.
- Sir, just let them do their job.
- Beyefendi çıkmanız lazım.
- Just let them do their job.
- Bırakın işlerini yapsınlar.
Let them do their job.
İzin verelim de işlerini yapsınlar.
Mason, let them do their job.
Mason, bırak işlerini yapsınlar.
- Let them do their job.
- Ama işlerini yapmalarına izin ver. - Teşekkür ederim.
- Walter, just let them do their job.
- Çok fazla, çok fazla.
Until we know more, we'll take it easy and let the police do their job and... We'll help them in every way possible.
Daha fazlasını öğrenene kadar sakin olacağız ve polisin kendi işini yapmasına izin vereceğiz.
Please, just let my colleagues do their job, let them investigate this.
Lütfen bırak iş arkadaşlarım görevlerini yapsınlar onu soruştursunlar.