English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ L ] / Liabilities

Liabilities tradutor Turco

96 parallel translation
Therefore, Mr. Chairman, I make a motion to dissolve this institution and turn its assets and liabilities over to the receiver.
Bu nedenle, bu kurumunun dağıtılmasına ve mal varlıklarının alıcılarına satılmasını istiyorum.
- What about your liabilities?
- Pasiflerin nelerdir?
Before you do any hiring you tell your partner about your liabilities.
Kimseye iş vermeden önce, ortağına pasifin hakkında bilgi ver.
What are our liabilities?
Olasılıklarımız nedir?
In the event of either partner's death, all liabilities are to be assumed by the surviving partner, but, of course, all profits, as well.
Ortaklardan birinin ölümü durumunda tüm borçlar, hayatta kalan ortağın üstüne kalacaktı, tabii ki tüm karlar da.
The main advantage to incorporation is you cut your liabilities, which in a product of this kind is no small consideration. Mm-hmm.
Anonimleşmenin başlıca faydası, mesuliyetlerini azaltıyorsun ki bu türde bir ürün için göz ardı edilemeyecek bir şey.
These shorties are a businessman`s limited liabilities because of their limited vulnerability to legal sanctions.
Bu ufaklıklar bir isadamına sınırlı sorumluluk sunuyor... ... cünkü hukuki ceza alma yaşında değiller.
More importantly, he's also a human being... a condition which carries two liabilities- -
Daha da önemlisi, insan olarak iki sorumluluğa sahipsin.
You're liabilities, all three of you.
Bu sizin sorumluluğunuz. Üçününüzün de.
Petersen's air, rail and trucking links are all very strong... but those assets are far outweighed by the company's financial liabilities... and a cargo fleet that needs a lot more work than their projections allow for.
Analizime göre Petersen'ın hava, kara ve demiryolu bağlantıları gayet sağlam ama şirketin borçları, malvarlığından çok daha fazla ve kargo filosunun tahmin edilenden çok daha fazla işi var.
Their liabilities are defined in minute detail.
Sorumlulukları bir dakikada tanımlanıyor.
What about God's liabilities?
Peki ya Tanrı'nın sorumlulukları?
The Garden Hotel's liabilities prove to be...
The Garden Hotel'in borçlarının toplamı...
You have physical liabilities.
Fiziksel kısıtların var.
It's Ms. I'll need to review all of your financial statements and assess any tax liabilities.
Bütün finans dökümlerinizi incelemeliyim. Tabii ki.
They are liabilities.
Sırtımıza yük olurlar.
Huge criminal and civil liabilities issues, so keep it quiet
Cezai ve kamusal bir sürü yükümlülük var.
The appropriate gesture made by you toward me would lead me to dissuade the general from the garrison option, as well as clear away from above the cloud of uncertainty regarding your personal liabilities, namely the incident in Chicago.
Bana yapacağınız uygun bir jest, generali... asker bırakma seçeneğinden vazgeçirmemi... ve ayrıca Chicago'daki olay konusunda... kişisel yükümlülüklerinizle ilgili belirsizliklerden... kurtulmanızı sağlayacaktır.
With all the inherent legal liabilities.
Tüm yasal sorumlulukların failiyim.
That's because my company has other liabilities.
Kefil olma niteliğimi kaybettim.
No taxes, no liabilities.
Vergi ödemiyor, sorumluluk üstlenmiyor.
Suggesting, as a corollary, that your skills for blackmail and manipulation... no longer are assets to you... and for your fatuous belief in their efficacy... in fact, have become liabilities.
Bunun tabii sonucu olarak, şantaj ve dalavereleriniz... size avantaj gibi gözükürken... onların işe yarayacağına ahmakça inanmanız... şimdi sizi dezavantajlı bir konuma soktu.
What are the liabilities?
Kötü yanları nedir?
I know all about these undisclosed liabilities.
- Bütün bu açıklanamayan sorumlulukları biliyorum.
Department's cutting its liabilities.
Teşkilat masrafları azaltmaya çalışıyormuş.
So the design itself changes from mass production of things that are essentially destructive to mass utilization of things that are inherently assets instead of liabilities.
Sistem kendisini yıkıcı olan şeylerin aşırı üretiminden nitelikli özlerin aşırı tüketimine doğru yeniden dizayn ediyor.
Risk, liabilities, the stuff of life, son.
Risk almak, yükümlülükler. Bunlar hayatın gerçekleri, evlat.
It's mostly for the insurance company. It sys that you're gonna be assuming all liabilities for the time he's not under our roof.
Senin gözetiminde olmadığı her an için sorumluluk alacağını yazıyor.
Of my personal strengths and liabilities.
Derdin halka beni sevimli göstermek miydi?
Oh, except it wasn't about Your personal strengths and liabilities.
- O saçma anketten bahsetmiyorsun değil mi?
I just don't want her taking on any more liabilities than she already has.
Sadece zaten sahip olduğu yükümlülükten daha fazlasını almasını istemiyorum.
We liabilities
İkimiz de pasifiz
You see, Mrs. Crusoe, it turns out that your husband's investment didn't fully cover his liabilities.
Bayan Crusoe, kocanızın yatırımlarının, borçlarını kapatmaya yetmediği ortaya çıktı.
But, you know, an apology is not gonna work because Casey is combat-ready at all times which means his feelings are liabilities.
Ama bir özür işe yaramaz. Çünkü Casey her zaman muharebeye hazır haldedir. Yani onun yükü hisleri.
Youíre alarmed by the liabilities of certain ways of thinking, as is in Ramadanís case.
Ramazan'ın durumunda olduğu gibi. Evet, ama o ya da onun gibi biri de Muhammet peygamberin tarihsel gerçekliğinden şüphe edecek olursam çok derinden incineceğini söyleyebilir.
Samir, we don't allow liabilities.
Samir, bu tür şeylere izin veremeyiz.
So, um, subtracting your father's liabilities – uh, credit card debt, funeral costs, fees, et cetera – from his assets reduces the, uh - the estate - roughly, $ 25,000.
Yani babanızın borçlarını düşünce... Kredi kartı borcu, cenaze masrafları, aidatlar vs. gibi... Mal varlığı aşağı yukarı 25.000 dolar gibi bir rakama iniyor.
When we acquired Union Carbide we did settle their liabilities in the United States immediately.
Union Carbide'yi satın alır almaz, ABD içerisindeki sorumluluklarını üstlendik ve bedelini ödedik.
We don't need liabilities, Scott.
Gelmek zorunda değilsin, Scott.
In fact, the liabilities have gone up.. Salaries of new engineers apart.
Aslında yükümlülükler azaldı,... yeni mühendislerin maaşları dışında.
You think that I would buy anything without knowing the liabilities?
Yükümlülükleri bilmeden birşeyi satın alacağımı mı düşünmüştünüz?
Basically, I confirm inventory, take a head count, see if there are any HR liabilities.
Temel olarak demirbaşları teyit ederim, sayım yaparım İK'nın yükümlülüğü var mı diye bakarım.
There's only one way to deal with liabilities.
Engellere yapılacak tek bir şey vardır.
Well, you know, being an uncle has all the benefits and none of the liabilities.
Bazen dayı olmanın çok güzel yanları vardır, ama kötü yanları hiç yoktur.
You are nothing but liabilities, Dee.
Meraklıdan başka bir şey değilsin, Dee.
What about pension liabilities?
Ya emeklilik kaynakları?
Are there hidden liabilities?
Ortada saklı yükümlülükler var mı?
If the liabilities of that are potentially infinite, I mean you just donít know.
Bunun yükümlülükleri potansiyel olarak sonsuz sayıda da olabilir, bilemezsiniz.
I did, however, go on to summarise that the benefits of Iron Man far outweigh the liabilities.
Ancak devamında,
- Liabilities, I know.
Daha önce de duymuştum.
You are all liabilities.
Neden burnunu buna soktun ki?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]