Limerick tradutor Turco
99 parallel translation
- Limerick, yeah. - Yeah.
- Esprili şiir.
It's a limerick.
Beş dizelik bir şiir.
I know one German limerick.
Bir tane de Alman şiiri biliyorum.
- We'll walk to Limerick.
- Limerick'e yürüyeceğiz.
- Limerick?
- Limerick mi?
A rather peculiar limerick was being delivered in the shuttle-craft bay.
Mekik hangarında da çok acayip bir nükteli şiir okunmakta.
The only other toast I know is a limerick.
Bildiğim diğer kadeh kaldırma şiiri, uydurma bir nüktedir.
Well, somebody just wrote a bawdy limerick on the men's room wall.
Biri erkekler tuvaletinin duvarına açık seçik şiir yazmış.
Next birthday, you all get a dirty limerick.
Gelecek yaş günümde erotik mısralar okuyacağım.
A plate of brownies told me a limerick.
Bir tabak kek de, bana esprili bir şiir okumuştu.
They've occupied the Four Courts, Limerick, Cork.
Four Courts'u, Limerick'i ve Cork'u ele geç irmişler.
There may have been a joke or limerick of some kind.
Bir şaka ya da esprili bir şiir sandım.
- Pretty much. Did you write that limerick?
Şu şiiri sen mi yazdın?
- You can't keep him. - Don't bother.
Telaşlanma, yarı Limerick'li yarı kuzey İrlanda'lı...
I wouldn't want anything that was half Limerick and half North of Ireland.
-... birini istemem zaten - Hep öyle derler.
They hit you if you don't know that God made the world, or if you don't know the patron saint of Limerick.
Tanrının dünyayı yarattığını bilmezsen döverlerdi.
McCourt. That's not a Limerick name.
Adınız Limerick kökenli değil.
It was the Limerick damp that killed your wee brothers.
- Rutubet 2 kardeşinizi öldürdü. - Şimdilik burası kuru ve sıcak.
Me dad knew those lanes like the back of his hand.
Babam, Limerick'in yollarını avcunun içi gibi biliyordu.
It was only at the Limerick Cement Factory, but he still wore a collar and tie.
İş Limerick çimento fabrikasındaydı ama babam yine de gömlek giyip kravat takmıştı.
Pieces of the Limerick Leader, sir.
- Limerick sabah gazetesini efendim. Hayır!
If your mother had married a proper, decent Limerick man, you wouldn't have stand-up, North of Ireland, Protestant hair. And we wouldn't be late.
Eğer annen aklı başında Limerickli bir adamla. evlenseydi kuzey İrlandalı Protestan bir saçın olmazdı, biz de geç kalmazdık.
God might be good for someone somewhere, but he hasn't been seen lately in the lanes of Limerick.
Limerick sokaklarında ne olup bittiğinden bihaber bir adam için Tanrı büyük olsa ne olur?
If you called out the door, "Kevin, Sean, come in for your tea," you'd have half of Limerick running at you.
Limerick'li birinin adı gibi görünsün diye mi Kevin ya da Sean koyacaksın?
He's to tell us what it would be like if our Lord had grown up in Limerick, the holiest city in Ireland.
İsa Mesih, İrlanda'nın en kutsal kenti Limerick'te yetişmiş olsaydı neler olurdu, bize bunu anlatacak.
They said that Limerick was the holiest city, but everyone knewthe reason why there were always people in the churches.
Herkes Limerick'in en kutsal kent olduğunu söylerdi. Ama yine de herkes bir sürü insanın neden kiliselere koştuğunu bilirdi.
It was because it was always raining, and they were in there to get out of the wet.
Çünkü Limerick'te sürekli yağış olurdu ve onlar yağmurdan kaçmaya çalışıyorlardı.
" I don't think Jesus, who is our Lord, would have liked the weather in Limerick, because it's always raining and the Shannon keeps the whole city damp.
İsa'nın Limerick'te yaşamaktan hoşlanacağını sanmıyorum. Çünkü burada devamlı yağıyor. Shannon nehri taşarak kent sürekli su altında kalıyor.
Because if He was born in Limerick, He'd catch the consumption... and be dead in a month, and there wouldn't be any Catholic Church, and we wouldn't have to write compositions about Him.
Bu nedenle İsa'nın Yahudiler arasında o sıcak ve nemsiz topraklarda doğması güzeldi, çünkü Limerick'te vereme yakalanıp bir ayını doldurmadan ölürdü. Ve Katolik Kilisesi olmazdı.
We all know there's more than an occasional Limerick man... been seen trotting around with a Piccadilly tart, don't we?
- Limerick'de erkeklerin iki tek attıktan sonra Piccadilly'de gönül eğlendirmelerinin şaşılacak bir şey olmadığını herkes bilir
the way they do in the films. But in Limerick, they'd laugh at you.
Ama Limerick'te gülerler insana.
In Limerick, you're only allowed to say... you love God and babies and horses that win.
Limerick'te sadece Tanrıyı, bebekleri ve iyi atları sevdiğini söyleyebilirisin.
" I am sure you don't want to languish in the dungeons of Limerick jail, far from friends and family.
Eminim ki Limerick hapishanesinin unutulmuş bir zindanında, aile ve arkadaşlarınızdan uzakta çürümek istemezsiniz.
My terrible sins of interfering with myself, wanking'all over Limerick and beyond.
Limerick'in her yanında ve ötesinde kendimle uğraşarak işlediğim korkunç günahlar
Everyone I know and half of the poor of Limerick are here.
Fakir Limerick halkının yarısının isimleri buradaydı.
How about a limerick?
Peki ya kısa şiirler?
Hell, I even enjoy a naughty limerick every now and then.
Hatta ben terbiyesiz manileri çok severim.
Unless you have a limerick right now.
Tabii bildiğiniz bir mani yoksa.
Sounds more like a limerick than a spell.
Bir tılsımdan çok komik bir şiire benziyor.
Are you still obsessing over that limerick?
Sen hala şu duvara yazılan hicivli maniyi mi kafana takıyorsun?
But that limerick made a point, as all good limericks do.
Fakat, bütün iyi hicivler gibi, bu hiciv de bir gerçeğe işaret ediyor.
No, no poetry, but we're hell on wheels with a dirty limerick. You want to hear one?
Şiirsellik yok ama esprili fıkra anlatma yeteneğimiz var.
License number 2 Quilted Laxative 4 Santa Kansas Limerick.
Plakası 2-QL-4-SKL.
Oh, it's a one-liner. They want you to finish a limerick.
Beş dizelik şiiri tamamlamak gerekiyor.
- Including the limerick? - You did your limerick?
- Esprili şiiri de mi okudun?
You know, I love the British limerick as well.
Beş dizelik İngiliz şiirlerini de severim.
They hit you if you can't say the Hail Maryin Irish... or if you can't ask for the lavatory pass in Irish.
Limerick'li azizleri bilemezsen döverlerdi.
She weeps when she looks down... that long, dreary vista of time... and beholds in horror the spectacle of Limerick boys... defiling themselves, polluting themselves, soiling their young bodies which are the temple of the Holy Ghost.
Ve şu halinize baktığında, nasıl kirlenip bozulmuş olduğunuzu gördüğünde. Ağlıyor. Korkuyla duraksıyor.
Interfering with themselves.
Limerick'li oğlanların kendilerini nasıl kirlettiğini gördüğünde, Kutsal ruhun evi olan genç bedenlerini nasıl aşağıladıklarını gördüğünde, kendileriyle nasıl oynadıklarını gördüğünde...
Was he visiting Limerick?
- Limerick'i ziyaret mi ediyordu
Sippin'tea if you will be my mother's son-in-law There isn't a door in Limerick we don't know.
Limerick'te bilmediğimiz bir tek kapı yoktu.