Lines tradutor Turco
10,320 parallel translation
Do you remember your lines?
Repliklerini hatırlıyor musun bari?
- Good morning. - Good morning. Sorry to bother you, but we received some complaints about a gas leak in some of the lines around here.
Rahatsız ettiğimiz için üzgünüm ama buradaki boru hatlarında sızıntılar olduğuna dair şikayet aldık.
He's using the power lines as a conduit.
Güç hatlarını kanal olarak kullanıyordur.
What do you got? Dean. Andrew's not using power lines to move, he's using Wi-Fi.
Dean, Andrew dolaşmak için güç hatlarını kullanmıyor.
'Cause when you've got a real enemy, those lines on the map, they mean nothing.
Çünkü gerçek bir düşmanın olduğunda, haritadaki bu çizgiler sana hiç bir anlam ifade etmez.
18 hours a day on assembly lines.
Üretim hattında günde 18 saat.
Two entire lines of vampires wiped out.
Koskoca iki soy vampir öldü gitti.
What if I told you there's a growing conflict between the remaining 3 sire lines?
Söyleyecegim sudur ki geriye kalan 3 soy vampir arasinda giderek artan çatisma var.
And in those years, you've acquired countless enemies, and with the sire lines at war, you now have mine, as well.
Bu yillar boyunca sayisiz düsman edindin. Simdi olan soy savaslarini ele alirsak, benim düsmanlarim da senin düsmanin.
Please tell me you're some kind of Nathan Hale. Sticking it to the enemy behind their lines.
Lütfen düşman hatlarının gerisine sokulan bir çeşit Nathan Hale olduğunu söyle.
Those lines are crazy.
Bu çizgiler çok acayip.
And we dropped our lines and we waited, but I was impatient.
Sonra oltalarımızı attık ve beklemeye başladık fakat ben sabırsızdım.
It's nearly impossible to get through the lines.
Hattı geçmek neredeyse imkânsız.
I'm on the tram lines and in a traffic jam.
Tramvay hattında, trafik sıkışıklığının ortasındayım.
So he either had a burner phone for each victim or one phone with multiple lines. All right, thanks, mama.
Ya her kurban için ayrı telefonu var ya da birden fazla hatlı tek telefonu var.
He knew crossing state lines would make it more difficult to link the crimes.
Eyalet değiştirince aradaki bağı bulmanın zorlaştığını biliyor.
Duh, we're using both lines.
Tabii. Doğru, iki hattı da kullanıyoruz.
Rose says Mutiny's trying to reach me and I called and their phone lines are all tied up.
Rose İsyan'ın bana ulaşmaya çalıştığını söyledi onları aradım ancak bütün hatları meşguldü.
Gotham doesn't have straight lines, it's got twists and turns and dead ends.
Gotham'da doğru yol bile yok. Kıvrımları, virajları, çıkmaz sokakları var.
Only my wife would be crazy enough to hole up behind enemy lines.
Sadece karım düşman hattının gerisine saklanacak kadar delidir.
Aminata, write up an indenture agreement along the lines I just mentioned.
Aminata, az önce bahsettiğim şekilde bir senet anlaşması yaz.
along the, um... along the same lines of, uh, reconciliation, I wanted to, uh, apologize for the whole... interview thing.
hazır konu hazır konu barışmadan açılmışken hepinizden bu tüm röportaj olayı nedeniyle özür dilemek istiyorum.
I got more lines than the DMV
Herkes çok ilgileniyor benimle.
They got our lines, our moves, and our muscles.
Laflarımızı, hareketlerimizi ve kaslarımızı kopyalamışlar.
Mr. Pena just installed 14 new phone lines at his apartment.
Bay Peña yakın zamanda dairesine 14 yeni telefon hattı bağlatmış.
The lines are blurred.
Net olmayan bir şeyler var.
So he sent the Bourbon brothers and their armies to the front lines during the Italian and Spanish Wars.
Bu yüzden Bourbon kardeşleri ve onların ordularını İtalyan ve İspanyol Savaşları'nda en ön saflara gönderdi.
Hold your lines! Hold your line!
Safınızı bozmayın!
" than the long lines in Soviet stores.
" yaygın olduğu bir ülkenin içine fırlatılmışlardı.
Neat, organized Caroline, staying within the lines.
Düzenli ve tertipli Caroline kendisine sınırlar çiziyor.
I've snorted lines longer.
Bundan daha uzun kokain çektim ben.
♪ White lines, black face ♪
# Beyaz çizgiler, siyah surat #
We have to find out and report how these few text message lines changed and redirected the truth behind the case.
Bu mesajlarda yazanların gerçeği nasıl örttüğünü bulup yayınlamamız gerek.
We will continue to withdraw east - stretch out their supply lines - pick our ground.
Doğuya doğru geri çekilmeye devam edeceğiz. Erzak yollarını birbirinden ayırıp adamlarımızı koyacağız.
My dragoons can be anywhere on the battlefield they're needed, whether it's to harass Clinton's flanks or to punch holes through his lines.
Bölüklerim savaş alanında ihtiyaç duyulan her yere gidebilir. Clinton'un kanadını saldırıyla taciz etmek, saflarında delik açmak gibi işleri yapabilir.
I mean, I can't have blurred lines, Rae.
Yani gizlim saklım olamaz, Rae.
That there is bad blood between our lines?
Ailelerimiz arasında husumet olduğunu mu?
Three hours into voting, and the lines at the polls are getting crowded.
Son üç saate girerken oy için sıra bekleyenler gittikçe artıyor.
I already had three T-1 high-speed lines installed.
Üç adet yüksek hızlı T-1 hattını çoktan yüklettim bile.
- Yeah, something along those lines.
- Evet. Öyle de denilebilir.
Did she say anything along the lines of, like,
Konuştuğunuzda şey dedi mi...
~ Hammerhead. ~ Keeping it in the lines, ooh... ~ Oh!
─ Hammerhead.
Think we're crossing about five jurisdictional lines right now.
Galiba şu an 5 ayrı yetki sınırını aşıyoruz.
So I don't know if these are related, but I also noticed these postmortem moustache-shaped fracture lines on the parietal.
Bağlantısı var mı bilmiyorum ama kafatası yan kemiğinde bu ölüm sonrası oluşan bıyık şeklindeki çatlakları fark ettim.
We have a scene with the Valyrian language in, so I'm looking after the actors and making sure that they feel comfortable with their lines.
Valyria dilinin kullanılacağı bir sahne var. Ben de oyuncularla birlikte çalışıp replikleri konusunda rahat olduklarını garantiye alıyorum.
Two are piece-wise lines, other is a cross-hatch pattern.
İkisi parçalı şekilli, diğeri ise çapraz çizgili desende.
The ley lines have reopened.
Ley hatları tekrar açıldı.
Magic returned into the ley lines that surrounded the world.
Büyü dünyayı çevreleyen ley hatlarına geri döndü.
What are the red lines?
- Kırmızı çizgiler ne?
Especially in our lines of work.
Özellikle de bizim mesleğimizde.
I've got tomorrow's script and schedule, and I've got real lines! Look!
Bakın!