Look at the bright side tradutor Turco
225 parallel translation
Well, we Italians always try to look at the bright side.
Aslında, üzgün bile olsak biz İtalyanlar herzaman..
Look at the bright side.
İşe iyi tarafından bak.
Look at the bright side.
Bir de işin iyi tarafına bak.
Well, look at the bright side, B.A.
Evet, iyi yönden bak B.A.
Look at the bright side.
Olaya olumlu bak.
Look at the bright side.
İyi yanından bak.
You're absolutely right, but you got to look at the bright side of these things, Mac.
- Kesinlikle haklısın. Ama işin iyi tarafına bakmalısın, Mac.
Look at the bright side, Carla.
İşe iyi yanından bak, Carla.
I'm not ready! I haven't done this since i was 17! Look at the bright side.
ben hazır degilim 17 yasımdan beri böyle pis işlere girmedim temiz yüze bakın.
Look at the bright side.
- İyi tarafına bak.
Okay, okay, we'll just look at the bright side...
Tamam, tamam. Bir de iyi tarafından bakalım.
But, I try to look at the bright side, Lucas.
Ama iyi tarafından bakmaya çalışıyorum.
But look at the bright side, half this joint is yours.
Ama iyi yönden düşün, buranın yarısı senin.
Why don't you look at the bright side?
Bardağın dolu tarafına baksana.
Well, look at the bright side.
Şey, iyi tarafından bakalım.
Look at the bright side.
İşin olumlu yanına bak.
Well, look at the bright side, Moe - you still got us.
İşin iyi kısmına bir bak Moe. Biz hala buradayız. Evet.
I don't really have a choice. I mean, I can look at the bright side.
Olumlu tarafından bakayım.
Oh, well, look at the bright side.
Bir de iyi tarafından bak.
Look at the bright side.
İyi tarafından bak.
Look at the bright side.
Bir de iyi tarafından bak.
But look at the bright side.
Ama birde iyi tarafından bakın.
Look at the bright side, horse...
Parlak tarafa bak, at.
Hey, look at the bright side.
Hey, şuraya bak.
Let's look at the bright side of not having Jackie.
Jackie'nin olmamasına bir de iyi tarafından bakın.
Come on, look at the bright side- - the mustache will distract me from the cellulite.
İyi yönünden bak. Bıyığın sayesinde selülitlerini unutacağım.
- Look at the bright side, Carl.
- Güzel yanlarını gör Carl.
- Look at the bright side.
- İyi tarafından bak.
You know, you did the right thing, Will, you know, and look at the bright side.
Doğru şeyi yaptın Will. Olaya iyi tarafından bak.
Let's look at the bright side, we have the "Carmen" special.
Parlak tarafından bakalım olaya, Carmen özel var.
Look at the bright side.
İyi yönden bak.
Well, look at the bright side.
İyi, parlak tarafa bak.
- Look at the bright side - at least she's not writing love poems to Logan.
- İşe iyi tarafından bak... en azından Logan'a aşk şiiri yazmıyormuş.
Look at the bright side :
İşe iyi tarafından bakın.
just look at the bright side
İyi tarafından bak.
Look at the bright side, Sookie.
İyi yanından bak Sookie.
Yeah, but look at the bright side.
Evet, ama bir de iyi tarafından bak.
- Well, look at the bright side.
- İşe iyi tarafından bak.
Oh, look at the bright side. You won't get on welfare.
İşin iyi tarafını düşün, onu sağlıklı bir şekilde büyütemeyecektin.
God damn it, we have to look at the bright side.
Allah kahretsin, aydınlık tarafa bakmamız gerek.
( SHIVERING ) Look at the bright side. We're alive.
Neyse ki hayattayız,
Let's look at the bright side.
Hadi iyi tarafından bak.
Look at the bright side.
İşin iyi tarafına bak.
Look at the bright side, Mrs. C. Don't forget about our secret weapon.
İyi tarafından bakın Bayan C. Gizli silahımızı unutmayın.
Look at the bright side, OK?
İşin iyi tarafına bak tamam mı!
Well, just look at the bright side.
Bir de iyi yanından bak.
Look at the bright side, Cole.
İyi tarafından bak Cole.
Well, at least just look on the bright side.
İşe iyi yanından bak.
Well, look at the bright side.
İşin bir de iyi tarafına bakın.
Oh, I'm not. Oh, look at the bright side. You still have Brad to suffocate.
Oh bilemiyorum iyi tarafindan bak hala brad var o bir erkek o kadar annesine itiyac duymaz bir daire alldiginda onun icin dekore edicek biri olucaktir.
The thing about being a Little is that you can look at any situation no matter how bleak, how hopeless and still see the bright side.
Bu demek ki bir Little ne durumda olursa olsun ne kadar bozuk, ne kadar umutsuz hala parlak tarafı görebilmeli.