Looser tradutor Turco
158 parallel translation
In Alabama, the tusks are looser. But that's entirely ir-elephant.
Alabama'da fildişleri çok sıkı değil, fakat bu pek önemli değil.
Oh, I know it's hell ride this minute but the way I look at it, he's the looser.
Oh, senin için bu anın cehennem gibi olduğunu biliyorum ama bence kaybeden o oldu.
And a kiss for the looser.
Kaybedene de bir öpücük.
You feel looser?
Biraz gevşedin mi?
The morals are looser.
İlişkiler daha rahat.
The looser the waistband, the deeper the quicksand
Kemer ne kadar gevşekse, bataklık o kadar derindir.
It kind of made the people a little looser and wilder.
İnsanlar biraz daha umursamaz ve geniş oldu.
Hey, this drink is delicious and my phlegm feels looser.
Hey, bu içki çok lezzetli... ve balgamımı yok etti.
You're a looser!
Kaybettin!
I am looser than creamed corn.
Şu an kremalı mısırdan daha gevşek durumdayım.
It is california. Maybe things are a little looser there.
Orada insanlar daha rahat olabilir.
You know, I never said that. I said, "I've never seen you looser."
Öyle bir şey söylemedim ben. "Senin hiç kaybettiğini görmedim" demiştin.
You're a gutless, drunken looser.
Boş ver gitsin. Hayır, bana yalan söyledin.
Maybe I am a looser.
-... sıkıcı ve acınacak durumda biriyim.
Now that you finally won a game, right, you feel looser, the pressure is off, and that will lead to a lot more victories.
En sonunda oyun kazandin, ustunden yuk kalkti degil mi? , ve daha bir cok zafer bizi bekliyor.
The looser will be punished.
Kaybeden cezalandırılacak.
Models are a lot looser than you think.
Mankenler, sandığınızdan daha zavallılar.
Do you have anything looser around the thorax?
Göğüs çevresi daha geniş olanından var mı?
Raymond, I just want you to know that your father is a very sore looser.
Raymod,.. ... bilmeni isterim ki baban üzgün ve kızgın bir mağlup olur.
Looser...
Zavallıcık...
The looser, you met him.
Şu salak olan, tanışmıştın onunla.
I want it looser.
Biraz daha bol olsun.
- Yes, sir, the looser trousers?
- Evet, efendim, bağsız pantolonlar mı?
Not for long, looser.
Buraya kadar budala.
Looser?
Gevsek?
And one looser for a security.
Ve gevsek bir güvenlik görevlisi.
I also told them to buy a slightly looser hairnet... that wouldn't squish the part of the brain that can judge depth... and measurements, and then they took my tray, but still.
Beyninizin ölçüm yapan bölümünü sıkmasın " dedim. Sonra tepsimi elimden aldılar. Yine de...
Here is the typical unification-looser.
Burada oturuyor sürekli kaybeden kişi.
I understood myself to be sayin', joanie, i want to find a way to give you a looser rein.
Seni daha özgür... bırakmak istediğimi söyledim zannederim.
Muscles are looser, reaction time's quicker.
Kaslar daha gevşek, tepki süresi daha kısa olur.
Because you think I'm some sort of looser.
Çünkü benim başarısız biri olduğumu düşündün.
More of a looser than you are.
Senin olduğundan daha başarısız.
The shorter the skirt, the looser he gets.
Etek boyu kısaldıkça, harcadığı para artar.
See this is the great american art school looser jerk off extravaganza!
Sıradaki parça, Amerika'da Güzel Sanatlar Fakültesi kendini tatmin etme sanatsal prodüksiyonu.
Looser has to take a sip.
Kaybeden bir yudum alır.
Do I look like a looser!
O kadar düşkün mü görünüyorum?
Looser, go kill yourself if you can't pay back.
Ödeyemiyorsan git kendini öldür dedim.
The looser ends up in the oven.
Kaybeden soluğu fırında alır.
But all I'm saying is that, Look, I'm always looser on the second, third take.
Demeye çalıştığım şey her zaman ikinci, üçüncü çekimde daha rahat olurum ben.
It is with great pride that I say the Montecito's slots... are looser than any in town.
Gururla söylemeliyim ki, Montecito'nun kollu makineleri, şehirdeki en cömert olanlardır.
But others are looser.
Bazılarıysa daha gevşektir.
So, do you want it looser or tighter?
Daraltmamı veya gevşetmemi ister misin?
- Make it looser.
- Onu daha gevşek yap.
You have much looser daily allowances than I do.
Bana nazaran biraz daha çok harcırah alıyorsun da ondan.
I was going to go on Friday when the schedules are looser.
Cuma günü gidecektim, randevuların az olduğu bir zamanda.
My phlegm feels looser.
Kendimi hafifmeşrep hissediyorum.
- Looser My parents were going through their divorce and it helped.
Ailem boşanmak üzereydi ve bu yardımcı oldu.
Not everyone who goes to a therapist is a looser.
Terapiste giden herkes ezik değildir. Pekala dur,
"My country was looser."
General Franco'ya " Ülkem yenik düştü.
Hey, you... these ropes are starting my wrists to bleed. How about making them looser?
Baksana biraz.
You know... I thought I was suppose to be a writer and I'm this fucking looser that get even get a publisher to call them back about stupid manuscript I...
Yani, yazar olacağımı düşünürdüm.