Lovebirds tradutor Turco
539 parallel translation
Well, you lovebirds?
NasıIsınız aşk kuşları?
Keep those lovebirds apart.
Sevgililer konuşmasınlar.
Lovebirds, huh?
Muhabbet kuşu ha?
They're lovebirds, Sam, and they're wonderful.
Onlar muhabbet kuşu, Sam ve harikalar.
Lovebirds are winging
Aşk kuşları kanat çırpıyor.
Don't forget them lovebirds.
Sen de muhabbet kuşlarını unutma.
That's for millionaires, not for lovebirds on a honeymoon.
Oralar milyonerler içindir, aşk kuşları için değil.
Why don't you two lovebirds get married?
Siz kumrular niye evlenmiyorsunuz?
Stop that chitchat, you lovebirds.
Şu sohbeti kesin, muhabbet kuşları.
Come on, you two-headed lovebirds, there's work to be done!
Haydi, çift başlı muhabbet kuşları, yapılacak işler var!
- How are you two lovebirds getting along?
- Aşk kuşları iyi anlaşıyor musunuz?
Daddy, how long do lovebirds live?
Muhabbet kuşları ne kadar yaşar baba?
Well, hello, lovebirds.
Şey, merhaba, aşk kuşları. Oh, Hank.
Lovebirds can move in tomorrow.
Muhabbet kuşları yarın taşınabilir.
Good night, lovebirds.
İyi geceler, muhabbet-kuşları.
Right, lovebirds?
Bu onlara da bir şeyler yapar öyle değil mi aşıklar?
Lovebirds
Muhabbet kuşları.
- Lovebirds.
- Muhabbet kuşu.
- Lovebirds, sir?
- Muhabbet kuşu mu efendim?
Aren't those lovebirds?
Şunlar muhabbet kuşu değil mi?
Lovebirds.
Muhabbet kuşları.
Well, what about the lovebirds?
Pekala,... muhabbet kuşları?
- I really wanted the lovebirds.
- Gerçekten muhabbet kuşu istemiştim.
- I'm glad you didn't get your lovebirds.
- Muhabbet kuşlarını alamadığınıza sevindim.
- Do you have any lovebirds?
- Hiç muhabbet kuşunuz var mı?
- Lovebirds.
- Muhabbet kuşları.
Didn't you see the lovebirds?
Muhabbet kuşlarını görmediniz mi?
Yes, lovebirds.
Evet, muhabbet kuşu.
I still don't understand how you knew I wanted lovebirds.
Halen benim muhabbet kuşu istediğimi nasıl bildiniz anlayamadım.
But she did buy the lovebirds and then drove all the way here.
Ama muhabbet kuşlarını aldı ve bütün o yolu geldi.
" I think you need these lovebirds after all.
" herşeye rağmen sanırım bu muhabbet kuşlarına ihtiyacınız var.
- - Just listen to those lovebirds.
Şu muhabbet kuşlarını dinleyin.
Can I bring the lovebirds in here?
Muhabbet kuşlarını buraya getireyim mi?
Can I bring the lovebirds, Mitch?
Muhabbet kuşlarını getireyim mi, Mitch?
I've been all over the world. This is the first chance I've had to come over and see you lovebirds.
Dünyayı gezmekle meşgul olduğumdan siz muhabbet kuşlarını ziyaret etmeye ancak fırsat bulabildim.
Better check our lovebirds.
Bizim muhabbet kuşlarına bakalım.
You don't want to disturb our lovebirds, do you?
Aşk kuşlarını rahatsız etmek istemezsin, değil mi?
We were like lovebirds.
Kumrular gibiydik.
Lovebirds, out on the floor!
Muhabbet kuşları piste!
Good night, lovebirds...
İyi geceler, muhabbet kuşları...
What a dilemma for these lovebirds to face!
Bu aşk kuşlarının yüzleşeceği ne ikilem ama.
Let's leave these two lovebirds alone.
Muhabbet kuşlarını başbaşa bırakalım.
So how'd you two lovebirds meet?
Siz muhabbet kuşları nasıl tanıştınız?
It's better than staying listening to the two lovebirds
İkinizin sesini duymaktan daha iyidir.
The two of you still look like two lovebirds.
siz ikiniz hala muhabbet kuşları gibisiniz.
Look at the two lovebirds.
Şu iki muhabbetkuşuna baksana.
Did the lovebirds send you my message?
Kuşlar sana mesajımı iletti mi?
- You two lovebirds having problems? - We're not lovebirds.
Siz aşıkların derdi mi var?
I'm going to leave you two lovebirds in peace.
Ben bu çifte kumruları yalnız bırakayım.
Look like we got a couple of lovebirds up top.
Bakın, muhabbet kuşları da varmış.
Excuse me, I think I'll go to my room and leave you two lovebirds be.
Ben odama gidip muhabbet kuşlarını rahat bırakayım.