Mannered tradutor Turco
321 parallel translation
One of those fine-mannered, virtuous, and honorable gentlemen.
Şu terbiyeli, erdemli ve onurlu centilmenlerden birisi.
These young men are very well mannered lt seems to me that you're poaching in my waters
Çok efendi delikanlılara benziyorlar. Görünüşe göre, benim sularımda avlanıyorsun dostum.
She comes from a bad-mannered family.
Kaba bir aileden geliyor.
I'm old and made of dry cork and bad-mannered.
Ben yaşlıyım, biraz eski kafalıyım ve kötü huyluyum.
Who do you see, you ill-mannered little ape?
Kimi görüyorsun bakalım seni terbiyesiz, seni değersiz... -... küçük maymun?
She's an ill-mannered little dog in the manger.
Ne yardan ne de serden geçen şımarık bir kız.
Young, dark clothing, manicured hands, very mannered speech, and impeccable white shirts.
Genç, koyu elbiseli, elleri manikürlü, konuşması düzgün ve kaliteli beyaz gömlekler giyiyor.
And I will remind the colonel that his presence here, uninvited is contrary to Army regulations not to mention the code of a well-mannered man.
Ayrıca size şunu hatırlatırım Albay davetsiz olarak burada olmanız hem ordu yönetmeliklerine hem de beyefendiliğe uygun değil.
He's just an ill-mannered bear, Agathe
Sadece onu tanımıyorsun. - O bir mağara adamı, bir hödük. - Gitsem iyi olur.
Longer than average torso, small waist, well-rounded hips. Well-mannered and good tempered.
Belinde gür bir yuvarlaklık olmalı güzel, çan şeklinde kalçalar.
He's an avaricious, ill-mannered old codger
Paragöz, kötü huylu bunak herif.
so well-mannered and tidy...
çok iyi huylu ve düzenli...
It is the event that turns a mild-mannered white-collar worker into a four armed beast of prey.
Bu gelenek yumuşak huylu beyaz yakalıları dört kollu bir vahşi bir yırtıcıya dönüştürür.
Please, John, don't be so ill-mannered.
Lütfen John, bu kadar kötü olma.
Too well-mannered not to take your headaches at bedtime asjust headaches at bedtime.
Gece yattığında çektiğin baş ağrılarını kabul eden, edebilen.
but so well-mannered and polite, almost naive.
fakat çok terbiyeli ve nazik, neredeyse saf.
I'm a mild-mannered, soft-spoken man, a gentleman and an officer.
Sakin, yumuşak sesli bir adamım, bir kibarım ve bir subayım.
- He isn't very well-mannered.
- Terbiyeli birine benzemiyor.
Mannered? He isn't even worth talking about.
Hakkında konuşmaya bile değmez, boşverin.
He's more like a well-mannered shark.
O daha çok kibar bir köpekbalığı.
He said "Chancellor, I do not object so much that you are so ill-mannered."
Şöyle deki : "Başbakanım, bu kadar hasta ruhlu olmanıza itirazım yok."
I can't make out whether you're bad-mannered or just half-witted.
Saygısız mısın, çatlak mı bilemiyorum.
I don't want to remember each time that I have a well-mannered brother!
Her zaman iyi davranışlı bir kardeşe sahip olduğumu hatırlamak istiyorum!
Up to now, I've acted like a mild-mannered kid.
Şimdiye kadar uslu bir çocuk gibi davranıyordum.
Are all American officers so ill-mannered?
Bütün Amerikalı subaylar böyle terbiyesiz midir?
They failed to describe the captain as not only foolish but ill-mannered.
Kaptanın yalnızca aptal değil küstah da olduğunu söylememişlerdi.
Some ill mannered thugs await you over there.
Bazı kaba haydutlar orada sizi bekliyorlar.
At the risk of appearing bad mannered Mr Shahbandar I wonder if I might have another glass of champagne.
Bay Shahbandar, terbiyesiz görünme riskini de alarak bir bardak şampanya daha alabilir miyim acaba?
At the risk of appearing bad mannered Mr Shahbandar I wonder if I might have a drink.
Görgüsüzlük olarak görünme riskine rağmen Bay Shahbandar içecek bir şey alabilir miyim diye soracağım.
Bad mannered you are!
Terbiyesiz seni!
Better mannered than you are!
Senden daha nazik biriydi.
You're so refined, so well-mannered.
Ne kadar görgülü ne kadar incesindir.
He's the most ill-mannered, ill-disciplined officer... it's ever been my displeasure to meet.
Tanıdığım en küstah ve disiplinsiz subay.
How ill-mannered!
- Ne kadar terbiyesizsin!
And all for you and your measly furs, you ill-mannered, unlettered oaf.
Sırf sen ve o adi postların için. Seni terbiyesiz, kaba adam.
- Very charming, friendly, well-mannered.
Çok canayakın, çok kibar, çok eğitimli, çok asil biri.
I'm ready to beg everyone's pardon if I've been ill-mannered.
Edepsizlik yapmışsam, herkesten özür dilemeye hazırım.
This appealing child... Stands before a crimson curtain edged with heavy gold braid... And arranged in mannered folds.
Bu dokunaklı çocuk ağır altın örgü kenarlı ve yapay kıvrımlar dizili kıpkırmızı bir perdenin önünde duruyor.
Sir, you are an ill-mannered boor, that's what you are.
Efendim, ayı gibi hastalıklı davranışlarınız var, bu da kişiliğinizi yansıtıyor.
She's too damned spoilt and ill-mannered!
Bu konuda çok şımarık ve terbiyesiz. Geçen hafta annemi ziyarete gitmiş.
An ill mannered little Parisian lout to ignored you, jealous at the same time?
Terbiyeden yoksun bir Parislisin, yok sayılıyorsun, ama kıskançsın.
I've always found him rowdy, ill-mannered, and irresponsible.
Onu daima kaba, hastalıklı davranan ve sorumsuz biri olarak görmüşümdür.
All well mannered girls have to cry afterwords.
Tüm iyi huylu kızlar ilk seferden sonra ağlar!
[Chuckle] i'm afraid my daughter is outspoken to a fault. And slightly ill-mannered.
- Sanırım kızımın kusuru sözünü esirgememesi
Never has he seen your femininity, your grace, highlighted by such a well-mannered lover.
Dişiliğinin ve zarafetinin geliştiğini görecek terbiyeli bir aşık tarafından.
Not well-mannered! It is an offense. When do two lovers, overtaken by frenzy, worry about manners?
Fazla terbiyeli olmak hoş olmayabilir iki tutkulu aşığın terbiyeyle zaman harcadığı nerede görülmüş?
It is ill-mannered.
- Olabilir, ama çok kaba. - İtme.
Lois, Clark Kent may seem like just a mild-mannered reporter but not only does he know how to treat his Chief with the proper respect not only does he have a snappy, punchy prose style but he is, in my 40 years in this business, the fastest typist I've ever seen.
Lois, Clark Kent yumuşak başlı bir muhabir olabilir... ama hem şefine gereken saygıyı göstermeyi biliyor... hem dikkat çekici ve dokunaklı bir tarzı var... hem de 40 yıllık meslek hayatımda onun kadar hızlı daktilo yazan birini görmedim.
They've said that he's courteous and polite setting other boys a good example, well-mannered.
Dediklerine göre, saygılı ve kibarmış... ve nezaketiyle diğer delikanlılara örnek oluyormuş.
Piece of bad-mannered....
Terbiyesiz herif.
You're ill-mannered.
Sen görgüsüzsün.