Maroon tradutor Turco
257 parallel translation
There is a maroon velvet carpet, ankle deep........... and a bathroom, or darling the bathroom.
Koyu kızıl kahverengi kadife bir halı var, yürürken bileğine kadar içine giriyorsun... ve bir banyo, savgilim banyoyu görmelisin.
Louis the XV, in yellow and maroon satin.
XV. Louis, sarı ve bordo satenden yapılmış.
- It's all right if you maroon him up there.
- Eğer dönüşte orada bırakacaksanız neden olmasın.
Maroon-colored van,
Vişne çürüğü renkli kamyonet...
Maroon-colored van, LKL638, Containing bullion, value one million pounds,
Vişne çürüğü renkli kamyonet... 1 milyon pound değerinde külçe yüklü,...
Bought you a red-and-white pure silk tie and a box of brown sugar pralines... and some maroon felt bedroom slippers.
Sana kırmızı-beyaz saf ipek kravat ve bir kutu kahverengi pralin şeker aldım. Ve kahverengi keçe terlik.
Our task : Transport down a man I've known for 15 years and if we're successful, maroon him there.
Bizim görevimiz - 15 yıldır tanıdığım bir adamı yüzeye indirmek ve başarılı olursak orada terk edip geri dönmek.
The last thing he touches of this earth is the maroon carpet laid throughout the chapel and execution chamber.
Bu dünyada son dokunduğu şey, ibadethaneden infaz odasına kadar yere serilmiş kestane rengi halı olur.
The brown one or the maroon?
İlki. Kravatın ne renk?
A maroon Chrysler Imperial.
Maron renkli Chrysler Impérial.
The problem is the big gorilla in the maroon car who's trying to kill me.
Sorun beni öldürmeye çalışan maron renk arabalı herif.
A maroon tie. See if you can find my matching socks.
Ah, Tanrım.
He is racing to Las Vegas in some maroon hot Charger with a white roof.
Beyaz tavanlı, vişne çürüğü bir Charger ile Las Vegas'a yarışıyor.
Maroon car, my ass.
Kahverengiymiş...
- nice maroon car, ain't it? - Yeah, purple...
- Bu araba kahverengi değil mi?
I'm gonna maroon you!
Seni adada bırakacağım!
Color of the label, maroon.
Etiket rengi kestane.
Or is it a maroon?
Yoksa roket miydi?
And then maroon you on the opposite shore.
Sonrada karşı kıyıya terkederiz seni.
What a maroon.
Ne kadar salaklık.
Mr. Maroon, Mr. Valiant's here to...
Bay Maroon, Bay Valiant geldi.
"Seen cooing over calamari with not-so-new sugar daddy," "was Jessica Rabbit, wife of Maroon Cartoon star Roger."
Roger Tavşan'ın eşi Jessica Tavşan, ünlü çapkınla birlikte görüldü.
R. K. Maroon, as in Maroon Cartoons?
R. K. Maroon mu? Maroon çizgi filmcilik mi?
Maroon Cartoons?
Maroon Çizgi filmcilik mi?
I was working for R. K. Maroon.
R. K. Maroon için çalışıyordum.
Yes, we talked to Mr. Maroon.
Evet, Bay Maroon'la konuştuk.
And I think Maroon played the part of sound mind and your wife the sound body.
Bence Maroon bir plan yaptı ve karını da buna dahil etti.
You think that my boss, R. K. Maroon dropped a safe on Marvin Acme's head so that he could get his hands on Toontown?
Patronum R. K. Maroon Çizgişehir'i ele geçirmek için... - Bay Acme'nin kafasına kasa mı attı?
- Maroon wanted to blackmail Acme.
Maroon, Acme'ye şantaj yapmak istiyordu.
I stopped by Probate. Maroon's not after Toontown like you thought.
Maroon Çizgişehir'in peşinde değil.
The Pacific Red Car trolley line and the venerated Maroon Cartoon Studios.
Pasifik Kırmızı Araba Taşımacılık ve Maroon Stüdyoları ortak oldu.
Here, R.K. Maroon is seen clinching the deal with Cloverleaf's bankers and execs in one of the biggest real estate deals ever in California history.
R. K. Maroon'u, Cloverleaf'ın müdürleriyle anlaşırken görüyorsunuz. Kaliforniya tarihinin en büyük emlak anlaşması gerçekleştirildi.
When you called Maroon, you told him you had the will, but you don't.
Maroon'u arayıp vasiyetin sende olduğunu söyledin. Ama yok.
That's the gun that killed R. K. Maroon, and Doom pulled the trigger.
Bu R. K. Maroon'u öldüren silah. Tetiği Ölüm çekti. - Ölüm mü?
So that's why you killed Acme and Maroon?
Acme ve Maroon'u bu yüzden mi öldürdün?
- And R. K. Maroon.
Ve R. K. Maroon'u.
This guy's a real maroon.
Bu adam kaçak bir köle.
Subject, a maroon, exiting parking structure at 9 : 32 a.m.
Şahıs kaçak bir köle, otoparktan 9 : 32'de ayrıldı.
Getting the skinny on the maroon, effecting intromission with the frail.
Dişiyle gerdeğe duhul olan kaçak köle hakkında istihbarat topluyorum.
A brow... Maroon.
Vişne çürüğü.
Maroon Ford wagon.
Vişne çürüğü Ford araba.
He spotted a maroon Ford wagon heading out to the Steadman ranch this morning.
Bu sabah Steadman çiftliğine doğru giderken vişne çürüğü bir Ford'un içinde görülmüş.
No sign of a maroon Ford wagon so far.
Vişne çürüğü bir Ford'dan iz yok.
And fighting out of Harlem, New York, weighing in at 220 pounds, wearing maroon trunks with a gold stripe, the Heavyweight Champion of the World, Jack Jenkins.
New York, Harlem'den gelen boksör 100 kilo ağırlığındaki ve altın şeritli maron şort giyen dünya ağırsiklet şampiyonu, Jack Jenkins.
The man's a lunatic, a maroon.
Adam üşütük, yalnızlıktan delirmiş.
I remember I talked to a guy, had, like, a maroon sport jacket and he might have had a toupee.
Bir adamla konuştuğumu hatırlıyorum, sanki, kestane rengi bir spor ceketi vardı ve bir peruğu vardı galiba.
All that maroon velour furniture couple of bottles of wine, three cassette tapes. There's stains.
Tüm o kestane renkli, kadife koltuklar bir kaç şişe şarap, üç tane falan kaset.
What a maroon!
Bu ne böyle!
Parcel-size, a maroon voucher!
Paket boyu ise kestane rengi makbuz!
And since I am so charitable... I will maroon you on a rock the size of this table... instead of splattering your brains across my bulkhead, as you deserve.
Ben çok merhametli olduğum için... seni bu masa kadar bir kayanın üzerine terkedeceğim... gemimi senin beyninin parçaları ile kirleteceğime.
Look, Mr. Maroon.
Bakın Bay Maroon.