Mavis tradutor Turco
403 parallel translation
Mavis, go to the kitchen and get yourself some tea.
Mavis, mutfağa gidip bir çay iç.
- Bye, Mavis.
- Güle güle, Mavis.
Tell Mavis we'll see her at H.E.'s party.
Söyle Mavis'e H.E.'nin partisinde görüşürüz.
Mavis, Mr. Bradshaw, Colonel.
Mavis, Bay Bradshaw, Albay.
- Uncle Reilly, this is Miss Mavis.
- Reilly amca, bu Bayan Mavis.
- Hello, Mavis.
- Merhaba, Mavis.
- How about you, Mavis?
- Sen, Mavis?
Poor Mavis Norman, always getting into trouble.
Zavallı Mavis Norman, her zaman başını belaya sokar.
Come on Mavis, let's go.
Hadi Mavis, gidelim.
It's Mayvis, is my name.
Mavis, benim adım.
It's true that Mavis and Sybil have ways that are winnin
Mavis ve Sylbill'in kazanma yöntemleri var
Mavis!
Mavis!
Mavis, come here.
Mavis, Buraya gel.
Thank you for your call, and God bless you, sweetheart.
Her neyse, bagajınla ilgilenmek üzere Mavis'in burada olacağını düşünmüştüm.
To tell you the truth, this job's been making me feel dirty for a long time now.
Harika. Teşekkürler, Mavis. Şey, yaklaşık birbuçuk saat sonra evde görüşürüz.
No, I'm thinking of calling my wife.
Önemli değil, Mavis.
- Yes. Victoria, there's a possibility that Gerry's death is connected with a story he was investigating.
Mavis'e sorun, dün sabah saat 07 : 15'te Los Angeles'ten geçerken yolda onu aradım.
My condolences, ma'am. I gather you were close to the victim.
Bu sabah Mavis'la telefonda konuşuncaya değin bilmiyordum.
- Now wait a minute...
Oturun, Mavis.
Our relationship was strictly business.
O lokantadan Mavis'i aramam, bütün o çiçekleri satın almam.
You said when you left your house after you heard the shots, you called 911 from your car.
Şey, Mavis biliyordu, Komiser. Ve ben biliyordum. Oh, bir kadın olmuş olamazdı.
And this is Mavis.
Bu da Mavis.
Now, you be nice to Mr. Travis, Mavis.
Mavis, Bay Travis'e nazik davran.
Mavis.
Mavis.
- What's wrong, Mavis?
- Ne oldu Mavis?
Hello, Mavis. All right?
Selam Mavis, her şey yolunda mı?
- You all right, Mavis?
- Senden n'aber Mavis?
- Don't call me Mavis.
- Bana Mavis deme.
What are you up to, Mavis?
Neyle uğraşıyorsun Mavis?
No, leave that, Mavis.
Hayır, hayır, bırak onu Mavis.
- Nice seeing you, Mavis.
- Seni görmek güzeldi Mavis.
I haven't much time for Mavis's family.
Mavis'in ailesi için zaman harcamaya yanıyorum...
Why don't you go down the launderette, Mavis?
Neden çamaşırhaneye inmiyorsun Mavis?
Don't call me Mavis.
Bana Mavis deme.
Is Mavis in?
Mavis evde mi?
- How will they find out, Mavis?
- NasıI edecekler Mavis?
- Right, Mavis?
- Öyle değil miydi, Mavis?
You don't talk like Mavis.
Mavis gibi konuşmuyorsun.
Stay on the bed, Mavis.
Sen yataktan ayrılma Mavis.
meaning "skilled worker." And "Malach-ha-Mavis,"
"Fachowitz" dediklerini duydum "hünerli işçi" demektir.
I had a little help from Mavis. Also, Holly and April...
Mavis, Holly ve April'ın yardımlarıyla.
Mavis, push the magic button, please.
Mavis, sihirli düğmeye bas, lütfen.
Now look, you remember that friend of mine who I hate, Mavis Talmadge?
Bak şimdi, nefret ettiğim bir arkadaşım vardı, Mavis Talmadge, hatırladın mı? - Evet...
- Yes... - Well, tonight at the opening, I want you to put the squeeze on old Mavis.
- İyi, bu akşam açılışta yaşlı Mavis'i sıkıştırmanı istiyorum.
Mavis Talmadge is not someone I'd care to squeeze.
Mavis Talmadge, sıkıştırmaya değer biri değil.
Take it easy, Mavis.
Sen duymamış ol, Mavis.
Come on, Blue.
Haydi Maviş.
Oh, listen to Blue sing!
Dinleyin bakın, Maviş şarkı söylüyor!
Look what he done to Blue.
Bak, Maviş'e ne yaptı.
Four hundred glass marbles?
Böyle, maviş, cam bilyeler mi?
Or they spoke of "Malach-ha-Mavis," the angel of death.
Veyahut "Malach-ha-Mawis"'ten, yani ölüm meleğinden bahsediyorlardı.