Maybe you should go home tradutor Turco
94 parallel translation
Then maybe you should go home.
O zaman, belki eve gitmelisin.
Maybe you should go home again and think things over.
Belki de eve dönüp bunu tekrar düşünmelisin.
You're acting strange. - Maybe you should go home.
Belki de eve gitmelisin.
Maybe you should go home and rest.
Belki sen eve gidip dinlensen iyi olur.
I think maybe you should go home by yourself now.
- O benimle gitmek istiyor.
Maybe you should go home.
Belki de evine dönmelisin.
Maybe you should go home and have a wee rest.
Belki de eve gidip dinlenmelisin.
Alex... maybe you should go home.
Alex... Belki eve gitmen iyi olur.
I think maybe you should go home and call her tomorrow.
Bence evine gitmeli ve onu yarın aramalısın.
Maybe you should go home. Someone will call you if we hear anything.
Belki de eve gitmelisiniz Bir şey duyarsak biri sizi arayacaktır.
Maybe you should go home. Let sleeping dogs lie.
Belki eve gidip iyi bir uyku çekmelisiniz.
Maybe you should go home and log onto some kind of Cohen chat room, okay?
Belki eve gitmelisin. ve Cohen chat odalarına girmelisin.
Well, maybe you should go home.
Belki de eve gitmelisin.
Maybe you should go home.
Belki de eve gitmelisin.
You know, maybe you should go home for a while, Victor. You know, get away from all of this.
Belkide evine gitmelisin Victor.
Maybe you should go home, take the rest of the day.
Belkide eve gidip günün kalanında dinlenmelisin.
So what I'm thinking is maybe you should go home.
Bu yüzden eve gitmen gerektiğini düşünüyorum.
Uh, J.D., maybe you should go home.
J.D., belki de eve gitmelisin.
- Maybe you should go home.
- En iyisi eve gitmen.
Maybe you should go home and lie down for a little bit.
Belki de eve gidip biraz uzanmalısın.
You know, maybe--maybe you should go home one night and tuck your children in. You know, before you ever dare call me irresponsible again.
Biliyor musun, belki de eve gidip çocuklarını doyurmalısın,... bana bir daha sorumsuz demeye cesaret etmeden önce.
Maybe you should go home, huh?
Belkide eve gitmelisin, ha?
Maybe you should go home and rest.
Belki de eve gidip dinlenmelisin.
Maybe you should go home.
Eve gitmelisin.
Maybe you should go home.
- Belki eve gitmelisin.
Maybe you should go home.
Belki eve gitmelisin.
maybe you should go home. I can'T.
Belki de eve gitmelisin.
So maybe you should go home and work for a record eight, huh?
Sen iyisi mi eve git ve şöyle sekiz saat bir uyu.
Maybe you should go home at the end of the summer and I should stay here.
belki yaz sonunda gitsen iyi olur ve ben burada kalmalıyım.
- Maybe you should go home and change.
- Belki eve gidip üstünü değiştirmelisin.
Maybe you should go home, relax, returns to be a doctor on Monday.
Belki de sen eve gitsen iyi olur. Biraz dinlen, pazartesi doktor olarak geri gel.
Maybe you should go home, get some rest.
Belki eve gidip biraz dinlenseniz iyi olur.
Maybe I should ask him to leave the apartment and go home with you?
Belki de ona evden vazgeçip sizinle gelmesini söylemeliyim değil mi?
- You know, maybe we should just forget everything and go home.
- Biliyor musun, belki de herşeyi unutup eve dönmeliyiz.
Maybe I should go home with you.
- Ben seninle eve geleyim en iyisi.
I don't know what it is about you this evening, maybe it's the way the light hits your eyes, maybe it's the wine, but you look puffy- - you should go home and sleep.
Bu akşam neden böyle oldu bilmiyorum, belki ışığın yüzünüze yansımasındandır. Belki sadece şarap yüzünden. Ama yüzünüz şişmiş.
Maybe you should just go home.
Belki de eve gitmelisin.
Maybe you should just go home or something.
Eve gitsen daha iyi olur.
Maybe you should just go home.
Belki de hemen eve gitseniz iyi olacak.
Maybe you should go home and read it with your parent
Belki de eve gidip bunu, ailenle birlikte okumalısın.
Maybe you should "just" go home.
- Belki de "sadece" eve gitmelisin.
So maybe I'll call you later, but right now I think you should just go home.
İkimiz de yorgun olduğumuza göre, daha sonra görüşürsek iyi olur. Bence evine gitmelisin.
Maybe you should go home.
Eve gitsen iyi olur.
If you don't think you can handle it, maybe you should just go home.
Eğer altın kalkamayacağını düşünüyorsan, eve gidebilirsin.
You look horrible, maybe we should just go home.
- bu kötü olabilir, belkide eve gitmeliyiz..
Melody, don't you think you should go back home and finish high school, maybe even go to college?
Melody, sence de evine geri dönüp liseyi bitirmen, hatta belki de üniversiteye gitmen gerekmiyor mu?
So, you're trying to hint that maybe I should go home?
Yani, artık eve gitmem gerektiğini mi söylüyorsun?
Maybe you should take your toys and go home.
Belki de oyuncaklarını alıp evine gitmelisin.
I think maybe you should just go home...
Bence eve gitmelisin...
- Maybe you guys should go home.
- Eve gitseniz iyi olur.
Maybe you should just go,'cause my mom's gonna be home soon.
Belki de gitsen iyi olur. Çünkü annem birazdan eve gelecek.