Meals tradutor Turco
2,225 parallel translation
His personal chamberlain supervises his meals, his robes, and daily bath.
Özel kahyaları ; yemeklerini, giysilerini ve günlük banyosunu denetleyecek.
I'm doing five small meals a day now.
Artık günde beş küçük öğün yapıyorum.
We serve three meals, 9 : 00, noon, and 5 : 00.
Üç öğün yemek veriyoruz ; 9 : 00, öğle ve 17 : 00.
And when they put me in privileged max where they were giving me three meals a day... I started doing a 1,000 push-ups in an hour.
Ve günde üç öğün yemek verdikleri ayrıcalıklı hücreye koyduklarında bir saatte bin adet şınav çekmeye başladım.
Transport, meals, everything.
Ulaşım, yemek, hepsi içinde.
Because I don't take them out for meals.
Onları yemeğe götürmediğim için.
We eat half of our meals here.
Yemeklerimizin yarısını burada yiyoruz.
Okay, so, for tomorrow, I'm gonna need you to estimate the value of meals, rent, and transportation provided to you by your, uh, "lady friends,"
Tamam, öyleyse, son üç yıldan şimdiye kadar olan yemek masraflarınız, kiralarınız, ve finansal çeyreklere ait, sizin tabirinizle...
All I know is I feel lighter after meals.
Tek bildiğim yemeklerden sonra hafiflemiş hissettiğim.
At least during meals.
En azından yemek sırasında.
Yes, I did a little research, and it's a great resort, and it includes everything, hotels, meals, gratuities.
Evet, biraz araştırma yaptım ve harika bir tatil yeri. Üstelik her şey dahil. Konaklama, yemekler ve bahşişler.
Always speaking Japanese and running off during meals.
Sürekli Japonca konuşuyor ve yemeğin ortasında kaçıyordu.
Oh, I come from Ethiopia, where all meals are communal.
Ben Etiyopyalıyım. Bizim orada yemekler umumidir.
Meals are served in the cafeteria, but if you prefer to eat in, you just call the kitchen.
Yemekler kafeterya da servis ediliyor ama burada yemek istersen sadece mutfağı araman yeterli.
Hello. Mr. Chairman, any special requests for your meals?
Bay kongre üyesi özel bir yemek ister mi?
But for Garry's ancestors this was a place to survey the land, pick out distant game and plan their meals.
Ancak Garry'nin ataları için burası, mesafe belirlemek ve yemeği planlamak için arazi etüt yeriydi.
Someplace where the meals don't end with the word "slam."
Yemek isimlerinin "slam" kelimesiyle bitmediği bir yere.
Born in the forest, they stay in the forest, while Mum and Dad bring fresh meals straight from the ocean.
Ormanda doğarlar, Anne ve Baba okyanustan taze yemek getirirken de ormanda kalırlar.
You volunteer for meals on wheels.
Sosyal yardım kurumunda gönüllüsün.
Look, my friends are inside, okay, I've already paid for to meals, 38 dollars...
Bakın arkadaşlarım içeride yemeklerin parasını ödedim bile, 38 Dolar.
You know, there's books. there's meals.
Bilirsin, kitaplar.
I could leave a big cooler outside your door with fresh meals in it every day, and you wouldn't have to worry about that.
İçinde taze yemeklerin olduğu bir soğutucu koyabiliriz mutfağına,
You know, we've had a few meals together.
Sadece birlikte yemek yiyeceğiz.
two days ago, she killed a deer. the carcass has provided several meals already, and now she drags it from its hiding place so the kittens can eat the remaining meat.
Steller kartalları neredeyse üçte iki oranında daha ağırdır..... ama 22 kiloyla altın kartallar tam olarak hafif sayılmaz.
while some ural residents focus on mating, others fixate on meals.
Urallar'ın sakinlerinden bazıları çiftleşmeye odaklanmışken diğerleri de yiyeceğe göz dikmiştir.
* I fight for my meals
* I fight for my meals
Meals on wheels was a bonanza.
Meals on Wheels, süperdi.
* I fight for my meals
TheodoR :..
* Out here In the fields * I fight for my meals
Çeviri : TheodoR :..
Make sure you eat all your meals, Miss.
- Yemeğinizin hepsini bitirin.
- Sorry I like well-balanced meals.
- Dengeli beslenmek istediğim için özür dilerim.
A plum parking space? Free meals? A night of companionship, if you know what I mean?
Mesela, güzel bir park etme alanı, bedava yemekler, bir gecelik arkadaşlık, anlarsın.
¶ I fight for my meals ¶
labella "iyi seyirler"
Yeah, you know, 3 hot meals, comfy bed, nothing to do but read and watch TV.
Eh işte 3 öğün sıcak yemek, rahat bir yatak. Televizyon izlemek ve bir şeyler okumaktan başka yapılacak bir şey yok.
I'll prepare meals for you.
Ona göre yemek hazırlayayım.
And meals. I have to eat.
Ve yemekler için, yemem gerek.
Are you from the Meals On Wheels?
Meals On Wheels'dan * mı geldiniz?
What if he geta summer job driving a van for meals on wheels and meets a sexually adventurous elderly lemur who roughly takes his virginity?
Ya yaz için bir iş bulur Paket yemek servisi için minibüs kullanırken, kaba bir şekilde bekaretini alacak olan yaşlı bir lemurla karşılaşırsa?
She makes our home, she juggles schools and doctors and meals and birthdays...
Ev işi, okullar, doktorlar, yemekler, doğum günleri hep onun üzerinde.
¶ I fight for my meals ¶
labella "İyi seyirler"
I'm here to protect you, Richard, not provide meals.
Ben burada seni korumak için bulunuyorum, Richard yiyecek tedarik etmek için değil.
Her eggs are much sought after by predators, they'reexcellent pre-packaged meals.
Yumurtaları, yırtıcılar için büyük bir ziyafet demek. Besleyici ve vitamin dolu bir öğün.
I've had six baths, most room service meals.
Çoğu otel yemekleriyle olmak üzere 6 kere banyo yaptım.
Is that why you ordered two meals?
Bu yüzden mi iki yemek sipariş ettiniz?
Other meals, like this one, are much trickier.
Bunun gibi bazı yemler ise daha fazla ustalık gerektirir.
You skip meals.
Yemek bile yemiyorsun.
Oh gosh, who decided on three meals a day?
Günde üç öğün yenmesine kim karar verdi?
Then when the wedding is over, are the guests provided meals?
Then when the wedding is over, are the guests provided meals?
I want to hunt animals - and to bring him his meals.
Fred.
I know. But... but you're not gonna be able to have every afternoon off, and this way we'll know that Evan is taken care of, and we'll definitely have our meals. I know.
Biliyorum.Biliyorum. Ama böylece sende her her öğleden sonra gelmek zorunda kalmazsın,
Indian banquet, the king of ready meals.
Çünkü orlaaaarrrr!