Meters away tradutor Turco
118 parallel translation
About... About 50 meters away.
Yaklaşık 50 metre ötede.
When I was worn down, I screamed for help... but I didn't realize I was so weak... I couldn't be heard two meters away.
Gücümü yitirmeğe başladığımda, yardım için bağardım... ama çok güçsüz olduğumun farkında bile değildim... 2 metre öteden bile duyulmazdım.
Over 5,000 meters away and it still fills the screen.
- 5000 metre ötede, hâlâ ekranı kaplıyor. Görüntüyü küçültün.
There was a guy with his head in one place and his body 10 meters away.
Adamın birinin kafasının bir yerde ayaklarının 10 metre ileride olduğunu.
Yes, out of the guest house, on your left, about 100 meters away, on the first floor.
Evet, pansiyondan çıkınca sol tarafınızda, yaklaşık 100 metre ötede, ilk katta.
If a simpleton sees a flying saucer... it is quite evident that, a few meters away... a certified drunk... will be sure to see one too of those saucers!
... Eğer bir çatlak uçan daire görmüşse... Birkaç metre ötede tescilli bir ayyaş da... uçandaire görebilir!
Our friends are suffering, meters away, yet you block our path.
Dostlarımız, metrelere ötede acı çekiyor yine de sen, yolumuzu kesiyorsun. Neden?
The image of Rice has been replaced by something which is hovering several meters away.
- Rice'ın görüntüsü, birkaç metre yukarıda süzülen bir şeyle değişti.
Waverly and the inspector have just gone, and there are still the policemen standing not 20 meters away.
Waverly ve müfettiş yeni dışarı çıkmışlardı ve hala polis memurları dikiliyordu. 20 metre bile uzakta değillerdi.
Completely calm, no sound, no movement, yet a few hundred meters away, a storm is raging.
Tamamen sakin, ses yok, hareket yok, ama birkaç yüz metre ötede bir fırtına kopuyor.
But you must stay at least 15 meters away from where the brook enters.
Ama buzlanmanın olmadığı yerden 15 metre uzak duracağına söz vermelisin.
Mesdames et messieurs, first, I have the task to restore the reputation of Hercule Poirot, the celebrated detective who had the misfortune not to observe the cunning murder of Madame Marie Giselle even though it took place not ten meters away from him.
Mesdames et messieurs, ( Bayanlar ve baylar ), öncelikle, Madam Marie Giselle'in kurban gittiği kurnazca cinayet en fazla 10 metre önünde gerçekleşmiş olmasına rağmen, bunu farkedememe şanssızlığını yaşamış olan... Hercule Poirot'nun itibarını onarmak gibi bir görevim var.
According to my readings, the away team's only 50 meters away.
Elimde ki değerlere göre, Uzak Takım elli metre ötede.
This appears to show a wall 15 meters away and it does have a holodeck grid configuration.
Bu taramaya göre, duvar 15 metre ötede görünüyor ve sanal güverte konfigürasyonundan oluşuyor.
But Kurn did, and he was three meters away.
Ama Kurn anladı ve o üç metre ötedeydi.
The life-form's five meters away and closing.
Yaşam biçimi 5 metre yakında ve yaklaşıyor.
Delta Team, Delta Team. He's about 50 meters away.
Delta Ekibi, Delta Ekibi, 50 metre kadar ileride.
I was at another console about ten meters away.
On metre uzakta bulunan başka bir konsoldaydım.
I was just 50 meters away when I heard the whistle in the air.
Havada bir ıslık duyduğumda... ... sadece 50 m ötedeydim.
The closest one is portside, at least hundreds of meters away.
En yakın olanı, portsidedir, uzakta metrelerin en az yüzlercesi.
Meanwhile Martin and I are on the bridge, which is 300 meters away.
Bu arada Martin ve ben bu köprüdeyiz. Yani hapishane bahçesinden 300 metre ilerde.
This thing is over 20 meters away from where it was originally displayed
Bu şey konulduğu asıl yerden. 20 metre ötede.
- You're 400 meters away.
- 400 metre ilerde.
Half a day passed after she uttered the word "OK", She is still only meters away from us.
Ağzından "Tamam!" lafı çıkalı yarım gün oldu... hâlâ yalnızca birkaç metre ötemizde.
It's nearly 300 meters away.
Yaklaşık 300 metre uzakta.
Talk to me, Cooper! Your tango is 10 meters away!
Konuş benimle Cooper, adam 10 metre uzağında.
One minute you were on deck nine, nine the next you were 200 meters away, what happened to you?
Bir an dokuzuncu bölümdeydin sonrasında 200 metre uzaktaydın. Ne oldu?
As far as 250 meters away, Northern soldiers are trained to shoot the enemy's head.
250 metre kadar uzaklıkta bile Kuzey askerleri düşmanı kafasından vurmak için eğitilmişlerdir.
Because I can't stand feeling like shit just 100 meters away from where my son is feeling like shit, as if I were dead!
Çünkü 100 metre ilerde oğlum ölmüşüm gibi üzülürken kendimi kötü hissemeye dayanamıyorum!
The bomb exploded two meters away from him.
Bomba onun iki metre yakınında patladı.
I was 20 meters away from the last suicide bombing.
Son intihar saldırısından 20 metre ötedeydim.
They were a couple of meters away from the body in the grass.
Cesedin bir kaç metre ötesinde çimlerin üzerinde duruyormuş.
The French border is 100 meters away.
Fransa sınırı 100 metre ileride.
It's supposed to start ticking when 100 meters away from me... and stop when I push this.
Benden 100 metre uzaklaşmasının akabinde geri sayım başlıyor ve durdurmak için düğmeye basmam yeterli.
Ari was on a rooftop 600 meters away.
Ari 600 m. uzaktaki bir çatıdaydı.
It's not much more than 30 meters away.
30 metreden fazla uzakta değil.
It's like you can see a tiger shark from 30 meters away, and you're happy, you're fine you can face it off, but in this low visibility it is a worry.
Bir kaplan köpekbalığı 30 metre uzaklıkta, görebilir ve mutlu olduğu gibi iyisidir, Sen ince bunu karşıya, ancak bu düşük görüş içinde bir kaygıdır.
500, 600 meters away...
500, 600 metre uzakta...
He's 100 meters away and it's gonna take ten seconds to change batteries.
100 metre uzakta ve o pilleri değiştirmesi en az on saniye sürer.
Sensor's 100 meters away, we've only got a few seconds. Hurry!
Sensör 100 metre uzakta, birkaç saniyemiz var, acele edin!
About 250 meters away from me.
Benden 250 metre uzakta.
You keep a couple of meters away from the next guy.
Aranda bir kaç metre bırakırsın
Director, she was found less than a hundred meters away from your vehicle.
Müdürüm, kız sizin aracınızdan 100 metre uzakta bulundu.
Sir, that's more than 3,000 meters away.
Komutanım, orası en az üç kilometre uzakta.
We'll do a second line of resistance up there, on the hill, 200 meters away.
200 metre yukarıda tepelerde ikinci bir direniş hattı oluşturacağız.
They're 600 meters away and they're heading right for the pillars.
Ona ulaşamadım efendim. Sütunlara gidiyorlar.
Police warn people to stay at least 20 meters away.
Polis herkesten 20 metre uzakta durmasını istiyor.
We found her head 50 meters away.
Başını 50 metre ileride bulduk.
When the nearest exit may be hundreds of meters or more away, running out of air down here would be fatal.
En yakın çıkış yüzlerce metre veya daha da uzak mesafedeyken havanın bitmesi ölümcül olabilir.
Even though blood spatter can travel for several meters, the SUV was too far away for this to be Troy Webster's.
Kan damlaları bazen metrelerce sıçrayabilse bile araç Troy Webster'den çok uzaktaydı.
A few meters and we could pull the station away from Dante gravity.
Birkaç metre ilerleyebilirsek, istasyonu Dante'den kurtarabiliriz.
away 568
away from home 17
away with you 30
away from me 19
away you go 17
away from here 45
away from you 37
away present 49
away party 43
meter 70
away from home 17
away with you 30
away from me 19
away you go 17
away from here 45
away from you 37
away present 49
away party 43
meter 70