Mousse tradutor Turco
286 parallel translation
There was a marvelous mousse.
Harika bir krema vardı.
It was a mousse of trout.
Kremalı alabalıktı.
Another egg mayonnaise and a chocolate mousse
Bir yumurtalı mayonez daha ve kremalı çikolata.
- Vichyssoise, casserole cassoulet... mousse à la russe and Irish coffee.
- Sebze çorbası, güveç yaş pasta ve İrlanda kahvesi.
Mousse au chocolat.
Mousse au chocolat.
Have him make a chocolate mousse.
Ona çikolatalı mus yaptırtın.
Never in history have taste buds been so delectably treated as they were tonight with your extraordinary salmon mousse.
Tat alma cisimcikleri tarihte hiç bu gece senin olağanüstü somon musunla olduğu kadar nefis bir ziyafet çekmemiştir.
Mousse.... of Italian origin. "
Mus. ... İtalyan kökenli. "
There's a hair in my mousse.
Köpüğümde saç var.
I made a chocolate mousse once.
Oh, yo. yo, yo, yo.
- Mousse pies. - Yeah? It blew up by mistake.
Sen mutfağa.
Roast pork, a magnificent chocolate mousse.
Fırın domuz, çikolatalı bir mus.
You did the mousse?
Mousse'u sen mi yaptın?
The mousse au chocolat?
Mousse au chocolat?
The mousse is very nice for you, madame.
Mousse çok hoşunuza gider Madam.
Duck in a jelly Champagne. Chocolate mousse.
Buz gibi ördek, şampanya, çikolatalı pasta.
The salmon mousse.
Somon ezmesi.
I didn't even eat the mousse.
Ben ezmeden yememiştim ki.
And a little chocolate mousse.
Biraz şokola mus da ister.
Croissant, Souffle, Escargot, and Chocolate Mousse.
Çroissant, Souffle, Escargot ve Çhocolate Mousse.
Goodbye, Chocolate Mousse.
Hoşçakal, Çhocolate Mousse.
You haven ´ t finished your mousse.
- Olmaz. Daha tatlını bitirmedin.
"Only if it's chocolate mousse."
"Sadece biraz çikolatalı puding."
[crash ] [ alf] where's the styling mousse?
Saç şekillendiren köpük nerede?
They have wonderful chocolate mousse here.
Burada nefis çikolatalı mousse yapıyorlar.
No mousse for you.
Sana mousse yok.
- It's nothin'major, just a little mousse. - Yeah, 42 gallons.
8 litre kadar.
Not mousse!
Köpük olmaz!
You don't have a hair dryer, or perhaps some mousse?
Saç kurutma makinen veya saç köpüğün var mı?
- I'll put plenty of mousse on.
- Üzerine bir sürü saç köpüğü koyacağım.
Sorry I'm late, but I had a rinse, mousse, and protein pack.
Üzgünüm geciktim. Ama protein kürünü durulamam gerekti.
Computer, Thalian chocolate mousse.
Bilgisayar, Thalyan çikolatalı kreması.
She makes 3,500 chocolate-mousse pies a week.
Haftada 3,500 çikolatalı tart yapıyor.
My speciality, liver mousse and poached eggs.
Spesiyallerim... Ciğerli mus ve suda pişmiş yumurta.
I even love her liver mousse!
Ciğerli musunu bile seviyorum!
Spraying goofy-smelling mousse on people.
İnsanlara budala muamelesi yapmak.
Froth them to a mousse and introduce lemon juice.
Köpüğe ilave edin sonra koyu ağaç kavunu suyu.
Place your pastry, not too hasty in your tart plate. Lightly glide around the side. Slowly pour your mousse into the pastry base.
Kalıba yerleştirin dikkatlice hamuru yanlara doğru birer de badem koyun ve sonra fazla kaçmasın, ölçüyü kısın ihtimamla.
This is a Canadian dessert, chocolate mousse.
Bu bir Kanada tatlısı, çikolatalı mus.
Yeah, I shouldn't have had that chocolate mousse, you know?
O çikolatalı pudingi yememeliydim
No, Mr. Skunkhead-with-too-much-mousse, you're just a punk kid.
Olamaz! Bay Saçı Çok Jöleli, sen bir çocuksun.
You sat at one end and he at the other, which he found unusual because the table was so long. How was your mousse? Bring back memories of Willie O'Keefe?
Bazen seni hiç yeterince sevememişim gibi geliyor... ya da çocukları.
La mousse de canard aux bales sauvages.
La mousse de canard aux baies sauvages.
How did you get that mousse out of your hair? - Huh?
O kadar saç köpüğünü kafandan nasıl çıkardın?
You don't happen to carry any high-humidity mousse?
Sizde yüksek nemli köpük bulunmaz heralde, değil mi?
- Mousse. I moussed up.
- Jöle, jöle ile taradım.
My pre-mousse, and now I begin my post-mousse.
Jöle öncesi ve şimdi başladığım jöle sonrası hayatım
Kramer put mousse in his hair.
Kramer saçlarını jölelemiş.
Exploded mousse and burnt turkey!
Yemekler nerede? ! Tam burada.
I think he took my mousse.
Sanırım saç kremimi almış.
- Mousse?
- Köpük?