Mr stevens tradutor Turco
256 parallel translation
Better hurry up, Mr Stevens.
Acele etseniz iyi olur Bay Stevens.
I'm looking for Mr Stevens.
Bay Stevens'a bakmıştım.
I was just passing by Mr Stevens.
Sadece buradan geçiyordum Bay Stevens.
You're very understanding Mr Stevens.
Çok anlayışlısınız Bay Stevens.
Oh, I couldn't go with you Mr Stevens.
Sizinle oraya gelemem Bay Stevens.
Mr Stevens. I don't want to leave in a few minutes.
Bay Stevens, birkaç dakika sonra ayrılmak istemiyorum.
But Mr Stevens.
Ama Bay Stevens.
Mr Stevens.
Bay Stevens.
No, what I mean is, I was listening to Melba and when Mr Stevens pulled me out it was all over.
Hayır, yani demek istediğim, Melba'yı dinliyordum ve Bay Stevens beni apar topar dışarı çıkardı.
Miss Smith disappeared after the show Mr Stevens
Bayan Smith gösteriden sonra ortadan kayboldu Bay Stevens.
So do I Mr Stevens.
Ben de Bay Stevens.
- Don't be frightened Mr Stevens.
- Korkmayın Bay Stevens.
- Don't interrupt Mr Stevens.
- Sözümü kesmeyin Bay Stevens.
- Come along Mr Stevens.
- Benimle gelin Bay Stevens.
How are you feeling this morning, Mr Stevens?
Bu sabah nasıl hissediyorsunuz, Bay Stevens?
Anything else you wish, Mr Stevens?
Başka bir isteğiniz var mı Bay Stevens?
No, Mr Stevens, nothing at all
Hayır Bay Stevens, hiçbir şey yok.
Congratulations, Mr Stevens.
Tebrik ederim Bay Stevens.
Oh, Mrs Benson, Mr Stevens is here to see you.
Bayan Benson, Bay Stevens sizi görmek için burada.
- Thank you, Mr Stevens.
- Çok teşekkürler, Bay Stevens.
How are you, Mr Stevens?
Nasılsınız, bay Stevens?
- When was the house built, Mr Stevens?
- Ev ne zaman yapıldı, bay Stevens?
Mr Stevens has asked me to take over the Geneva office for a year or longer, and I think I might like to try that.
Bay Stevens benden bir yıl veya daha uzun süreliğine Cenova ofisinin başına geçmemi istedi, ve bunu denemek hoşuma gidebilir.
Bonnie's class wrote to Mr Stevens about their painting.
Bonnie'nin sınıfı resimleri için bay Stevens'a yazmış.
Mr Stevens thought you might like a plane's eye view of the take-off.
Bay Stevens kalkışı izleyebileceğiniz bir uçak kamerasını seveceğinizi düşündü.
It's Mr Stevens.
Bay Stevens.
Have you seen Mr Stevens'daughter?
Bay Stevens'ın kızını gördün mü?
Yes, I'll speak to Mr Stevens.
Evet, bay Stevens'la konuşacağım.
I'll bring Mr Stevens up to date.
Bay Stevens'a son durumu söyleyeyim.
I look after the horses at Mr Stevens'racing stables.
Bay Stevens'in yarış atlarıyla ilgilenirim.
- No, Mr. Stevens, I believe he's still here.
- Evet bay Stevens. Sanırım içerde.
Why, Mr. Stevens, it wasn't my fault.
Bu benim hatam değildi bay Stevens.
Oh, thank you, Mr. Stevens.
Çok teşekkür ederim, bay Stevens.
Mr. Stevens'office.
Bay Stevens'ın ofisi.
- For Mr. Stevens.
- Bay Stevens için.
Mr. Stevens is an extraordinarily fine person.
Bay Stevens fevkalade iyi bir insan.
Tell Mr. Stevens that his fiancée is upstairs with her father and she'll be right down to see him.
Bay Stevens'a, nişanlısı ve kayınpederinin burada olduğunu ve birazdan onu görmek için yukarıda olacaklarını söyleyin.
Of course, you realize that Mr. Stevens is engaged to my daughter?
Bay Stevens'in kızımla nişanlı olduğunu biliyorsundur, elbette.
Uncle, this is Mr Larry Stevens. of the "Evening News".
Amca, "Akşam Haberleri" nden Bay Larry Stevens.
Didn't you know. to Mr Larry Stevensof the "Evening News".
Bilmiyor muydunuz? "Akşam Haberleri" nden Bay Larry Stevens ile evleniyor.
Ladies and Gentlemen, Mr Larry Stevens of the "Evening News".
Bayanlar ve baylar, karşınızda "Akşam Haberleri" nden Bay Larry Stevens.
Mr Carpenter, this is Tom Stevens.
Bay Carpenter, Tom Stevens.
- Good morning, Mr. Hughson. - Good morning, Miss Stevens.
- Günaydın bay Hughson.
What's this I hear about Stevens, Mr. Wilson?
Stevens ile ilgili duyduklarım nedir, Bay Wilson?
You see - Take those files to level three, and call Mr. Stevens.
Bu dosyaları 3. kata götür.
Annette, take those files to Level 3... and call Mr. Stevens.
Olamaz, bittik.
There was a time, young Mr. Stevens... when there were some students, like yourself, who were worth saving... but... that's in the past tense.
Bir zamanlar, genç Bay Stevens,... kurtarmaya değer senin gibi bazı öğrenciler vardı... ama... bu geçmişte kaldı.
or mestre... is Mr. Louis Stevens.
Bay Louis Stevens.
Thanks, Mr. Stevens.
Teşekkürler, Bay Stevens.
Mr. Stevens.
Bay Stevens.
- But, uh, Mr. Stevens...
- Ama, şey, Bay Stevens...